Köyü yaşamaktan, köyde yaşamaya bir köyün değişimi: Aksaray/Kökez Köyü

​Köyü yaşamaktan, köyde yaşamaya bir köyün değişimi: Aksaray/Kökez Köyü
​Köyü yaşamaktan, köyde yaşamaya bir köyün değişimi: Aksaray/Kökez Köyü

“Köy içi haberleşme sosyal medya aracılığı ile sağlanıyor.”

Ali Karakaya (62): Teknolojik gelişmeler çalışma şartlarımızı çok değiştirdi. Biz çiftçiyiz. Özellikle zirai ekipmanlar oldukça değişti. Mesela 20 yıl önce pancar söküm makinası yoktu. Çapa makinaları, diğer ekipmanlar, hatta ev aletleri böyle değildi. Mesela bulaşık makinası, diğer hacatlar yoktu.
Ali Karakaya (62): Teknolojik gelişmeler çalışma şartlarımızı çok değiştirdi. Biz çiftçiyiz. Özellikle zirai ekipmanlar oldukça değişti. Mesela 20 yıl önce pancar söküm makinası yoktu. Çapa makinaları, diğer ekipmanlar, hatta ev aletleri böyle değildi. Mesela bulaşık makinası, diğer hacatlar yoktu.

“Ay köy mü? Benim köyüm yok ki! Doğma büyüme İstanbulluyum… Babam mı nereli? Karıştırma canım orasını! Köylü değilim ben!” diyen kimilerinin aksine hiç yaşamasam da bir köyüm olduğunun küçüklüğümden beri bilincindeyim…

Her şey değişse de kurtarılmış bölge gibi zamana meydan okuyan, bıraktığımız gibi bulabileceğimiz, “gitmesek de görmesek de orada var olan” romantize edilmiş köy söyleminin aksine, artık “köyün” ve “köyde” olmanın bir yaşam formunu değil yalnızca bir mekânı imlediğini idrak ettim. Kısacık ömrümde neredeyse birkaç asra tekabül edecek bir değişime şahit oldum köyümde.

Sosyal hayattan, ekonomiye, kültüre, hayat standardına kadar çok boyutlu bir değişimdi şahit olduğum. Düğünler, eş seçimleri dahi son birkaç yılda geleneksel motiflerden arındırılarak tamamen şehir sıradanlığına kavuştu. Ferdi Tayfur “Fadime’nin düğünü” için “köye” davet ededursun bizleri, Fadime’nin düğünü artık çok uzakta değil “burada”, yanı başımızda… Benim çıplak gözle şahit olduğum bu değişimi köyde yaşayanların nasıl idrak ettiğini anlayabilmek, değişimi bizzat onların ağzından aktarabilmek için bir ailenin (amcam ve ailesi) farklı yaş gruplarından fertleri ile sohbet ettik. Dilerseniz bizim bu aile içi sohbet meclisimize sizler de misafir olun.

Teknolojik gelişmeler hem güçten hem zamandan kazandırdı

10-20 yıl öncesiyle mukayese ettiğinde hayat standartlarınızda, çalışma koşullarınızda nasıl bir değişiklik oldu?

Ali Karakaya (62): Teknolojik gelişmeler çalışma şartlarımızı çok değiştirdi. Biz çiftçiyiz. Özellikle zirai ekipmanlar oldukça değişti. Mesela 20 yıl önce pancar söküm makinası yoktu. Çapa makinaları, diğer ekipmanlar, hatta ev aletleri böyle değildi. Mesela bulaşık makinası, diğer hacatlar yoktu.

Nasıl bir değişim bu? 20 yıl önce bir günün nasıl geçiyordu şimdi nasıl geçiyor?

20 yıl önce suyumuz yoktu, tulumbayla su çıkarırdık. Şimdi şehir şebeke suyu geldi. Dalgıçlar kuruldu. Biraz daha kolaylaştı tabii. Sabah kalktığında hayvanlara bakmak daha zordu. Sağım makinası yoktu mesela. Elimizle sağıyorduk.

İşlerinizde daha çok aletleri kullanmaya başladınız. Hem güç hem zamandan tasarruf etmiş oldunuz.

Özellikle güçten. Eskiden elle sağım olurdu. Şimdi makinayı takıyorsun o çalışırken, sen diğer işlerini görüyorsun.

Kışın köyde pek işiniz olmuyordur. Nasıl geçiyor vaktiniz?

Biz zaten emekli olduk. Sabah namazından sonra uyuyoruz. Ama çalışanlar için farklı. Onlar erken kalkıp iki üç saat hayvanlarıyla uğraşıyor. Sonra istirahat ediyor. İki sohbet ediyor, sonra yeniden hayvanların bakım zamanı geliyor. Akşam televizyon izliyor.

Televizyon olmadan önce kış akşamları vaktiniz nasıl geçerdi?

Oyun oynardık. Tavla, okey, kâğıt oyunları, düğme ile, aşşıklan… Şimdi televizyon var internet var. Çevre köylerde kahvehaneler açıldı, oraya gidenler oluyor.

Köyde kahvehane yok mu?

Yok. Çok kahve alışkanlığı yok bizim köyde. Açıldığı zaman da kimse gitmediği için açan kişiyi maddi olarak tatmin etmiyor.

Üreticiden tüketiciye dönüşen köy kadınları

Elimizle çeker kaymağını, peynirini alırdık. Peynir, yağ yapıyorduk. Şimdi her şey kolaylaştı. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, süpürge var. Çoğu evde mikrodalga fırın var.
Elimizle çeker kaymağını, peynirini alırdık. Peynir, yağ yapıyorduk. Şimdi her şey kolaylaştı. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, süpürge var. Çoğu evde mikrodalga fırın var.

Teknoloji ile birlikte güçten tasarruf ettik, dediniz. En çok kadınların gündelik işleri değişmiş olmalı?

Cennet Karakaya (65): Eskiden günlerimiz zor geçerdi. Hep çalışmak vardı. Kadınlar da tarlaya giderdi. Makine yoktu. Pancara giderdik, çapaya giderdik, çamaşır yıkıyorduk. Fırın yoktu, yufka ekmeği ederdik. Şimdinin işinde hiçbir şey yok. Fırın var, ekmekler hazır geliyor. Makinalar var, tarlaya bile gitmiyor kadınlar. Makine söküyor, motor ekiyor. Mal melal de aynı zordu. Sağım makinesi olmadığından elle sağardık. Sütçü sütü götürmezdi. Elimizle çeker kaymağını, peynirini alırdık. Peynir, yağ yapıyorduk. Şimdi her şey kolaylaştı. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, süpürge var. Çoğu evde mikrodalga fırın var.

Artık peynirinizi kendiniz yapmıyor musunuz? Hazır gıda daha çok mu tüketiyorsunuz eskiye nazaran?

Şimdi de yoğurdumuzu kendimiz yapıyoruz. Ama tabii çoğu şeyi satın alıyoruz. Eskiden koyunlar kırkılır, yün eğirirdik. İp eğirirdik, ıstar dokurduk, çorap örerdik. Hep elimizde eğirirdik onları. Şimdi ipler hazır, biz de örüyoruz. Her şeyi elimizde yapardık. Halı dokurduk. Yastığımızı, minderimizi, seccademizi her şeyi biz dokurduk. Evimize dokurduk, çeyize dokurduk. Elimizle işleme işlerdik çeyiz yapmak için.

Yemek tarifleriniz de çeşitlendi mi? Yeni yemekler yapıyor musunuz? Nereden öğreniyorsunuz tarifleri?

Ezelden daha az yemek yapıyorduk şimdi çeşit arttı tabii. Ben genelde televizyondan öğreniyorum. Komşulardan da öğrendiğim oluyor. Ama gençler internetten öğreniyormuş.

Köydeki hanımlar nasıl sosyalleşiyor? Oturmalar oluyor mu? Bir araya geliniyor mu?

Havva K (42): Eskiden yoktu. İşten güçten fırsat da olmuyordu, herkes kendi evinin işiyle uğraşıyordu. Şimdi boş zaman arttı. Köyde oturmalar oluyor arada ama ben katılamıyorum. Evlerin çoğu kaloriferli, bizim ev sobalı. Çoluk çocuk hasta olur diye düşünüyorum.

Evler kaloriferli mi?

İbrahim K (37): Köydeki evlerin yüzde 70’inden fazlası kaloriferli artık. Yani şu an sosyal dezavantajları saymazsak şehirde yaşamaktan daha iyi köyde yaşamak. Hava kirliliği yok, gürültü kirliliği yok. Köy biraz daha yakın olsaydı Konya’ya. Ben köyden gidip gelmeyi tercih ederdim işe.

Bayram âdetleriniz değişti mi? Eskiden yaptığınız hazırlıklarla bugün yaptığınız hazırlıklar farklı mı bayram için?

Cennet K: Bayramlarda da düzenli gezen kalmadı.

Ali K: Eskiden bayram kaç günse kimse tarlaya tapana gitmezdi. Büyükler ziyaret edilir, herkes ağırlanırdı. Şimdi kurban bayramıysa kurbanını kesip hemen işe gidiyor insanlar. Şartlar mı böyle oldu bayram kültürü mü kayboldu bilmiyorum.

Kadınlar ev ekonomisine katkı sağlıyor mu?

Havva K: Evet. Ben mesela yumurta satıyorum, turşu kurup, el işi yapıp satıyorum.

TV’de hangi programları izliyorsunuz? Kumanda kimde durur?


  • Cennet K: Gelin programını izleriz. Doktor programına bakarım, bir de dinî programlara... Ama amcan evde oldu mu açtırtmaz. Kumanda amcanda olur.
  • Havva K: Ben sabah öğlene kadar hiç açmam TV. Öğlen gelin programını izlerim, çeyizleri falan gösteriyor ya, onu merak ederim. Akşam da Survivor izlerim.
  • Merve K (41): Vaktim olursa ben de gelin evini izlerim. Çarşamba Diriliş’i izleriz, haberleri izleriz, bir de küçük kızım çizgi film açar, genelde o açık durur.
  • Nazife K: Üç tane küçük çocuğum olduğu için sabahtan akşama kadar Rafadan Tayfa izleriz :) . Akşam da eşim kumandaya el koyar, o da Survivor’u açar.

Köyde herkesin her şeyden haberi oluyor, tabii sosyal medya hesabı varsa

Köyde herkesin interneti var mı?

Hüseyin K (33): Var, internetsiz ev kalmadı.

Sosyal medya hesabı var mı herkesin?

İbrahim K: Gördüğüm kadarıyla çoğunluğun var, özellikle genç, orta yaş grubunda. Genelde Facebook kullanılıyor. Kadınlarda sosyal medya hesabı olanlar azınlıkta. Köy içi haberleşme sosyal medya aracılığı ile sağlanıyor. Herkesin uçan kuştan haberi oluyor. Ben köyde oturmuyorum ama köyle telefonda konuşmasak bile her şeyden haberimiz oluyor.

Fadime’nin düğünü artık köyde değil burada yanı başımızda

Kız isteme ve nişan merasimleri değişti mi?

Cennet K: Çok değişti… Öyle görücü usulü kalmadı. Genelde internetten anlaşıyorlar, usulü olsun diye ana baba giderse gidiyor, gitmezse zaten iş bitiyor. Daha yakında Ordu’dan bizim köye gelin geldi. Köyün nüfusu epey çeşitlendi. İnternetten anlaşıp Karadeniz’den, Doğu’dan gelen gelinler var.

Bahsettiğiniz genelde erkekler, peki kızlar nasıl evleniyor köyde?

Cennet K: Köyde kızların çoğunluğu okuyor. Ama yüzde doksanı kendisi anlaşıyor. Okumasa da kızlar şart koşuyorlar artık. Kayınvalide, kayınpederle oturmak istemiyorlar. “Evim ayrı olacak, kimse karışmayacak.”

Çocuk sayısı azaldı mı?

Ali K: Evet azaldı. Babamların ve onlardan öncekilerin en az 7-10 çocuğu vardı. Bizim kuşağa geçince 3-6’da sınırlandı. Şimdi de 2-3 gibi sabitlendi. Bunun tabii ekonomiyle ve doktora gidip gelme ile yani sağlık bilinci ile ilişkisi var.

Eskiden çocuk odaları yoktu köydeki evlerde. Hatta misafirliğe geldiğimizde çocukların muhtemelen yattıkları minderde oturduğumuzdan, buldukları yerlerde uyuyuverirlerdi. Şimdi çocuk odaları görüyorum gittiğim evlerde. Hatta genç odası takımları… Ranzalar, bazalı yataklar, çalışma masaları…

Ali K: Şimdi evleri kümeli yaptırıyorlar köyde, hemen her evde çocuk odası var. Çocuğa verilen kıymet değişti çünkü.

Eskisi gibi çocuklar çalışıyor mu tarlada?

Ali K: Yok… Şimdi büyükler çalışmıyor ki çocuklar çalışsın.

İbrahim K: Makineleşme var, makineleşme olduğu için de yardımlaşma yok.

Ali K: Hem makineleşme var hem de ilaçlama düzeni var. Daha az iş gücü ihtiyacı oluyor. Ama bundan dolayı da gıdalardaki ilaç oranı arttı.

Orta halli bir aile ayda 5 kez şehre gidiyor

Köyü ile şehrin etkileşimi nasıl? Ulaşım daha rahat. Gidiş gelişler de artmıştır.

Ali K: Orta halli bir aile ayda en az 5 kere gidiyor şehre. Haftada en az bir kez gidiliyor yani. Eskiden senede iki sefer, o da zengin olan giderdi şehre. Hastalık dışında tabii. Ekim ayında kayıt görmeye gidilirdi. Çocuklara lastik ayakkabı alınır. Azıcık üzüm melengiç, fasulye falan. Buna kayıt görme denilirdi.

Köyde arabası olmayan var mı?

Hacı K: Her hanede var en az bir tane. Gençlerin bile arabası var artık.

Köylerde çöp ve çevre kültürü öğretilmesi şart

Daha önce köye gelirken çöp gördüğümü hatırlamıyorum. Bu gelişimde yollarda, tarlalarda çöpler gördüm.

Ali K: Çöpçüler gelip götürüyor. Eskiden yakılırdı. Bu biraz temizlik kültürüne bağlı bir şey. Ama çöp konteynırı olayı çok da iyi olmadı. İnsanlar her şeyi ekmeği hamuru, yemek sulu çöpleri dahi oraya atıyorlar. Yengen bundan çok hicalet çeker. Onun da bir kültürü olması lazım.

  • Kökez Köyü
  • Aksaray’ın Eskil ilçesine bağlı Kökez köyüne dair en eski bilgiler 1912 yılına rastlar. İl merkezine 80 km, ilçe merkezine 28 km uzaklıktaki köy, 2012 nüfus sayımlarına göre 145 haneden oluşmaktaydı. Yine 2012 sayımlarına göre köyün 276’sı kadın, 258’si erkek olmak üzere toplam nüfusu 534 kişidir.