Maskenin arkasındaki diğer yüzü ile: Elon Musk

​Maskenin arkasındaki diğer yüzü ile: Elon Musk
​Maskenin arkasındaki diğer yüzü ile: Elon Musk

Hepimiz Elon Musk ismini son yıllarda çok daha fazla duyuyoruz. Artık bir internet girişimcisinin çok ötesine geçen ve tüm yürüttüğü işlerde risk dürtüsü ile hareket eden Musk, yapay zekâya karamsar bakış açısı ile dikkatleri üzerine çekiyor. Peki, yeniliğe bu kadar açık ve riskten korkmayan bir isim olarak Musk’ın bu teknolojiye karşı çıkmaya götüren dürtü ne? Bunun yanıtını belki de Elon Musk’ın maskesinin altındaki diğer yüzünde, iş adamı kimliğinde aramak gerekiyor.

Geçmiş bize yeni teknolojilerin ilk başta potansiyel tehlikeleri ile birlikte kabul edildiğini gösteriyor. Çoğu zaman, hayaller de teknolojinin potansiyel tehlikeleri konusunda bir uyarı içeriyor. Ancak yapay zekâ konusundaki tartışmalar, bizi işimizden etmekten ziyade varlığımıza bir tehdit olarak ortaya çıkıyor.

Ancak Musk’ı yapay zekâ karşıtlığının de facto liderliğine götüren süreç, Twitter üzerinden Mark Zuckerberg ile tartışması sonucunda başladı.
Ancak Musk’ı yapay zekâ karşıtlığının de facto liderliğine götüren süreç, Twitter üzerinden Mark Zuckerberg ile tartışması sonucunda başladı.

Ancak Musk’ı yapay zekâ karşıtlığının de facto liderliğine götüren süreç, Twitter üzerinden Mark Zuckerberg ile tartışması sonucunda başladı.

Silikon Vadisi’nin iki cesur ismini karşı karşıya getiren olayda, Musk’ın geçtiğimiz eylülde yapay zekâ için küresel silah yarışının insanlığı 3. Dünya Savaşı’na götüreceğini açıklaması ise bu konudaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Musk bundan sonra her fırsatta yapay zekânın nükleer savaşlardan, Kuzey Kore’den ve diğer tüm tehditlerden çok daha devasa bir tehdit olduğunu yineledi. Aslında Musk sadece insanlığı buna karşı uyarmakla kalmayıp, bu konuda elini taşın altına da koyuyor. Bu amaçla yapay zekânın kontrollü gelişimi için kâr amacı gütmeyen OpenIA gibi kuruluşlara destek de oluyor.

Tek çare gerçekten Mars mı?

Gerçekte hiç kimse yapay zekânın tek başına kötü olduğunu iddia etmiyor. Ancak birçok kişi, kötü niyetli davranmaya programlanabileceğinden korkuyor ya da kendi başına bir zihin geliştiriyorsa hedeflere ulaşmak için yıkıcı yöntemler kullanabileceği uyarısında bulunuyor. Bu nedenle yapay zekânın askerî yönüne yatırım yapan ülkelerin bu savaşına karşı şimdiden önlemler alınması gerekiyor.

Musk’a göre yapay zekâya karşı Mars ciddi bir sığınak olabilir. Bu gelişme ile hızla felakete yaklaşmamız karşısında insanlığın kurtuluşu için Mars ideal bir yerleşim imkânı sunabilir.

Son Falcon Heavy fırlatması ile amacına bir adım daha yaklaşan SpaceX’in sahibi Musk, “Mars’ta ölmek istiyorum” diyecek kadar iddialı. Ancak iş buralara kadar varmadan Musk yapay zekânın sınırlandırılması için yasal düzenleme gerekliliğine işaret ediyor.

Teknoloji elitine karşı korku çekiciliği

Yapay zekâya yönelik yasal düzenlemeleri savunanlar için ise durum aslında o kadar da karışık değil. Yapay zekâ ile robotların eline silah versek bile, kontrol yine insanın elinde olacak. Ayrıca yapay zekânın insan medeniyetini yok edeceği fikrini destekleyen hiçbir tarihsel emare yok.

Ayrıca diğer teknolojik gelişmeler de bazı olumsuzluklarına rağmen insanlık için karmaşa doğurmadı. Dolayısıyla şimdiden yapay zekâya yönelik kısıtlayıcı düzenlemeler yapılması, bu teknolojinin avantajlarını engelleyebilir.

Yapay zekânın bir öcü olmadığını savunan ve Musk’ın karşı cephesinde yer alan Mark Zuckerberg’e göre yapay zekâya karşı kötümser olmak için hiçbir sebep yok. Bilakis yapay zekâ ile trafik kazalarını azaltmaktan sağlık hizmetlerine kadar birçok fayda sağlayabiliriz.

Konunun en önemli uzmanlarından iRobot ve Rethink Robotics’in kurucu ortağı Rodney Brooks ise bu konuda Zuckerberg’e hak veriyor. Brooks’a göre bu konuda ortaya çıkabilecek pratik sorunlar ise ilginç bir şekilde, konu ile ilgili Musk’ın desteklediği tek alan, otonom araçlarla ilgili. Bu noktada Musk’a bir dahi ve mucit olarak değil de, iş adamı kimliği üzerinden baktığımızda tartışma çok daha berraklaşıyor.

Facebook yapay zekâya oldukça ciddi yatırımlar yapan ve özellikle reklam kişiselleştirmede bu teknolojiden yararlanan bir şirket ve hızla Google gibi yapay zekâ üzerine uzmanlaşmaya başlıyor.

İşte bu noktada yapay zekânın düzenlenmesi gerekiyor; çünkü yapay zekâ araştırmaları büyük teknoloji şirketleri tarafından yürütülüyor ve daha önce çok büyük olan diğer tüm sektörler gibi kamu yararını sağlaması için düzenlemeye ihtiyacı var. Yapay zekâ profesörü Toby Walsh’in dediği gibi “sadece teknoloji elitinin değil hepimizin yararlandığından emin olmak için...