Nevruz pazarı ve Heft Sin sofrası

​Nevruz pazarı ve Heft Sin sofrası
​Nevruz pazarı ve Heft Sin sofrası

İran takviminin ilk günü olan 21 Mart yaklaşırken, ülkeye hâkim olan karamsarlık hâli yerini uçarı bir coşkuya bırakır. Orta Asya’dan Balkanlar’a farklı şekillerde kutlanan ve efsanevi hükümdar Cemşîd’den günümüze ulaştığına inanılan Nevruz öncesi, İran’ daki evlerde “hane tekâni” (evi çalkalamak, altını üstüne getirmek) dedikleri bir tür bahar temizliği başlar; gök bir pencere açıp el ederken, iç dış siyasi baskılardan bunalmış zihinlerle ruhuntozu alınarak güneşe emanet edilir.

Nevruz’dan önceki son çarşamba olan Çeharşenbe Surî’de ateş üstünden atlamakla, arda kalan son negatif kalıntılar da ateşe karışır sanki.

Günlerce tatil olan Nevruz döneminde, Cemşîd’in ve nicesinin o güçlü kadim zamanlardan sarkıttığı ipe tutunarak moral bulmuş yüzler göze çarpar. Alışverişlerin ardından hediyeler alınarak karşılıklı ziyaretler yapılır.Çarşı ve pazarlar heft sin sofrası malzemeleriyle bezenmiştir.

Sofrada bir Kur’an-ı Kerim bulundurularak, İranlıların eski âdetlerini İslami motiflerle sentezleme formülünün bir örneğini daha görürsünüz
Sofrada bir Kur’an-ı Kerim bulundurularak, İranlıların eski âdetlerini İslami motiflerle sentezleme formülünün bir örneğini daha görürsünüz
Sin harfiyle başlayan, yedi sin anlamındaki “heft sin” sofrasındaki bu ürünler, Nevruz’un vazgeçilmezidir ve her bir sin bir şeyi sembolize etmektedir. Bu yedili ve Hafız divânı eşliğindeki sofra, yılın bereketli ve güzel geçmesine duyulan özlemin ve niyazın bir temsilidir.

Hatta sofrada bir Kur’an-ı Kerim bulundurularak, İranlıların eski âdetlerini İslami motiflerle sentezleme formülünün bir örneğini daha görürsünüz. İslam ile tanışan İran toplumu Zerdüşt âdetlerinden vazgeçmeye çalışırken Nevruz’u korumuş, Safeviler döneminde Nevruz’a dinî bir geçerlilik kazandırmaya bile çalışmıştır. Heft sin sofrasında bulunan her şeyin bir anlamı vardır:

  • Senced (İğde): Düşünmenin, aklın, taze başlangıçların sembolü sayılan senced, ağaç dalında çiçeklendiği zaman etrafa yaydığı nefis kokusundan mülhem aşkın bir göstergesi olarak heft sin sofrasının vazgeçilmezidir.
  • Semanu (Buğday, badem unu ve fıstıktan yapılan tatlı): Heft sin sofrasının Nûşîrevân’ı, adaletin simgesidir.
  • Sumak: Doğan güneş kızarıklığındaki sumak, başlangıçların ve yeniden doğuşun simgesi, sofranın taze gelinidir.
  • Sîr (Sarımsak): Antibakteriyel özelliğiyle sarımsak sağlıklı, cömert ve kanaatkâr olmaya davet eden bir şifacı gibidir.
  • Sirke: Klasik edebiyatta göz yaşlarının simgesi sirke, heft sin sofrasında, olası acı ve ıstıraplara karşı sabrın göstergesidir.
  • Sebz (Çimlendirilmiş buğday): Yeniden doğuşun, tazeliğin temsilcisidir. Yılın bolluk bereket içinde geçmesine duacıdır.
  • Sîb (Elma): Güzelliği ve diriliği simgeler. Ailesinin iyiliğini gözeten bir anne gibi başköşede yerini alır. Ayrıca sikke (madeni para), sümbül, akvaryumda kırmızı bir balık da bu yediliye eşlik eder. Mutluluğun, coşkunun sevincin rengi sayılan kırmızı, heft sin sofrası ve Nevruz ritüellerinin ana rengidir. (Sokaklarda defle gezen Hacı Fîruz karakterinin kırmızı giysisi, Çeharşenbe Sûrî ateşinin kırmızısında olduğu gibi . Ve bir önemli detay da sofradaki fıstık ve kuruyemiştir.

Ancak bu yıl İran halkının ekonomik krize fazlaca maruz kalması pazara da yansıyarak kuru yemiş vitrinlerindeki “Heft sin sofrası fotosunda yer almak üzere, saati 5000 tümenden fıstık” gibi trajikomik ilanlara sebep oldu.
Ancak bu yıl İran halkının ekonomik krize fazlaca maruz kalması pazara da yansıyarak kuru yemiş vitrinlerindeki “Heft sin sofrası fotosunda yer almak üzere, saati 5000 tümenden fıstık” gibi trajikomik ilanlara sebep oldu.

Ancak bu yıl İran halkının ekonomik krize fazlaca maruz kalması pazara da yansıyarak kuru yemiş vitrinlerindeki “Heft sin sofrası fotosunda yer almak üzere, saati 5000 tümenden fıstık” gibi trajikomik ilanlara sebep oldu.

Bir heft sin sofrasına konuk olduysanız ilginç desenlerle boyanmış yumurta ve metal paralardan almanız istenir. Dua okuyup Hafız divanından adınıza tefe’ül yapıldığına bile tanık olursunuz.

Nevruz’dan 13 gün sonra, 13 Ferverdinsizdeh beder günü”dür yani “13 kapıda”. Miladi takvime göre 2 Nisan’a denk gelen bu günde herkes dışarı çıkıp yeşil alanlarda piknik yapar.

Sizdeh beder gününde, heft sin sofrasından kalan filizlenmiş buğdayı doğaya, kırmızı balığı da bir nehre emanet etmek âdettir. Bu son emanet teslimi ile bir Nevruz coşkusu daha “hoda hafez” diyerek aramızdan ayrılır.