Yayıncı gözünden gençlik edebiyatının bugünü

Genç okurlara dokunmak ancak nokta atışı konularla, incelikle ve hassasiyetle, sağlam seçeneklerin olduğu bir kitap çeşitliliği sunarak mümkün olabilir.
Genç okurlara dokunmak ancak nokta atışı konularla, incelikle ve hassasiyetle, sağlam seçeneklerin olduğu bir kitap çeşitliliği sunarak mümkün olabilir.

Yayıncılar olarak bizler karşımızdaki genç okuru çok yakından tanırken aynı zamanda hiç tanımıyoruz. Kendi ya da çevremizdeki gençlerin deneyimlerinden, takip ettikleri akımlardan yola çıkarak düşünce dünyalarına dair varsayımlarda bulunuyoruz. Genç okurlara dokunmak ancak nokta atışı konularla, incelikle ve hassasiyetle, sağlam seçeneklerin olduğu bir kitap çeşitliliği sunarak mümkün olabilir.

Çocukluk ve yetişkinlik arasındaki köprüden geçiş hepimiz için oldukça meşakkatli olmuştur. Kitaplar bu yolculukta bazen içinde bulunduğumuz dünyayı tamamen unutturan, bazen de dünyamızda olup bitenlere çıkış yolu gösteren bir el feneri gibidir. Yayıncılar olarak bizler karşımızdaki genç okuru çok yakından tanırken aynı zamanda hiç tanımıyoruz. Kendi ya da çevremizdeki gençlerin deneyimlerinden, takip ettikleri akımlardan yola çıkarak düşünce dünyalarına dair varsayımlarda bulunuyoruz. Genç okurlara dokunmak ancak nokta atışı konularla, incelikle ve hassasiyetle, sağlam seçeneklerin olduğu bir kitap çeşitliliği sunarak mümkün olabilir. Gençlerin duygu ve düşünce dünyalarındaki her şey günden güne hızla gelişip dönüşürken, tüm bu değişim ögelerini takip ederek maruz kaldıkları ya da ilgilendikleri ögelerden seçki oluşturmak daha önemli hâle geliyor. Gençlik edebiyatı yayıncılığı, sallantılı ve sisin ortasındaki bir köprüde önlerini görebilmeleri, sağlam adımlar atabilmeleri için gençlerin eline el feneri tutuşturmaya benziyor.

Genç okurlara dokunmak ancak nokta atışı konularla, incelikle ve hassasiyetle, sağlam seçeneklerin olduğu bir kitap çeşitliliği sunarak mümkün olabilir.
Genç okurlara dokunmak ancak nokta atışı konularla, incelikle ve hassasiyetle, sağlam seçeneklerin olduğu bir kitap çeşitliliği sunarak mümkün olabilir.

Wattpad, manga gibi popüler akımların karşısında edebî tat ve değer barındıran eserler yayımlayarak direnmek içinde bulunduğumuz yılların sorumluluğu hâline geliyor. Dinlemeye, izlemeye, görmeye tahammülün azaldığı bu dönemin etkileri elbette yayıncılığada yansıyor. Gençlerin TikTok ve Instagram hesaplarındaki akımlarla birlikte yalnızca 60 saniyeye tahammülleri var.

  • Bu sebeple bizler de okurun zihnine dokunabilmek için kitapların tanıtımını bir kapsül gibi 60 saniyeye sıkıştırmak zorunda kalabiliyoruz.

Gençlerin ilgisini çekebilmek için verimli kullanacağımız vakit, seçeceğimiz cümleler yayıncılığın pazarlama ayağını tam anlamıyla değiştirdi. Yurt dışında esen en ufak bir rüzgâr, saniyesinde sınırlar ötesinde hissedildiği için eskiyi hızla silip süpürüyor. Yayıncılıkta da eski olana dair tahammülsüzlüğü anlamak ve yerine yenisini koyarken hızlı adapte olmak oldukça önemli. Hatta bu hızın yarattığı aidiyet, kimlik, yalnızlık gibi karmaşaları da anlamaya çalışmak, bu alanlara dokunan eserlerle gençlere eşlik etmeyi sürdürme telaşı önceliğimiz olmalı.

Bu mefhumlar yalnızca gençleri değil yetişkinleri de kapsıyor elbette. Sadece aradaki farkı gençlerin yalnız hissedebilmeye ve bir yol arkadaşına, rehbere daha fazla ihtiyaç duymaya olan yatkınlıkları oluşturuyor.

Bir anda “öteki” oluverdiğiniz, dışlanarak zorbalığa uğrayabildiğiniz, kendinizi farklı hissettiğiniz çevrelerde sağlıklı bir psikolojiyle yaşam sürdürmek oldukça zor. Kurgu ve bazen kurgu dışı eserlerle gençlere bu yolda yalnız olmadıklarını ve yardım isteyebileceklerini hatırlatmak, yaşam direksiyonunda zaman zaman yaşanan kaymaların “olağan” bir durum olduğunu belirtmek gerekiyor.

Gençlik edebiyatında sıklıkla karşımıza çıkan ve hatta temelinde yer alan yaş alma, büyüme, olgunlaşma hikâyeleri bu bağlamda önem kazanıyor. Hikâyenin başında korkuları olan, farklı olduğu, belki de sadece “öyle” göründüğü için zorbalığa uğrayan bir karakterin bununla başa çıkabilmesi ve hatta bazen başa çıkamayarak ailesinden, arkadaşlarından, uzmanlardan yardım alması okurun zihninde parıltılar oluşturuyor. Hem davranışlarımızın öteki üzerinde olan etkisini okumak hem de maruz kalanın penceresinden bakabilmek, onunla birlikte yaşamdan bir kesit deneyimlemek pek çok sürece dair kapı aralıyor. Önyargıların kırıldığı, birlik içinde yaşanan ve korunan bir dünyaya dair umudumuzu diri tutmanın yolu da buradan geçiyor.

Gençlerin ilgisini çekebilmek için verimli kullanacağımız vakit, seçeceğimiz cümleler yayıncılığın pazarlama ayağını tam anlamıyla değiştirdi.
Gençlerin ilgisini çekebilmek için verimli kullanacağımız vakit, seçeceğimiz cümleler yayıncılığın pazarlama ayağını tam anlamıyla değiştirdi.

Gençlik edebiyatında son yıllarda kimlik arayışı, engeller, göçmenlik gibi konuların ön plana çıktığını görüyoruz. Göçmenlik konulu bir kitap okuduktan sonra sınıfındaki mülteci çocuğa bakışının tamamen değiştiğini söyleyen pek çok öğrenci ve öğretmenle karşılaşıyoruz. Tüm bu çarpıcı meselelerin yanı sıra elbette macera ve fantastik eserler de tüm sağlamlığıyla hâlâ ilk sıralarda yer almaya devam ediyor. Öte yandan çizgi romana olan ilgi dünya çarpında artış gösteriyor. Bu da görselliğin öneminin gittikçe arttığına dair bir işaret olarak yorumlanabilir. Çizgi roman denince akla ilk gelen “macera” unsurları yerini gerçekçi ve zamanın koşullarına göre öne çıkan ögelere bırakmış durumda. Örneğin mültecilik, depresyon, savaş, ölüm gibi konuları artık bir çizgi romanda görebiliyoruz.

  • Greta Thunberg etkisinden sonra çevreciliği konu alan pek çok gençlik edebiyatı eseri yayımlandı. Bu konu bazen yalnızca “moda” olana uymak olarak plastik pipet kullanmama seviyesinde kalsa da elbette ki bazı genç okurlar için daha büyük anlamlar arama sürecine önayak oluyor.

Çevreciliği konu alan kitabımızı okuyan gençlerin dernek kurduklarını, gönüllü işlerde yer aldıklarını görüyoruz ve bu da biz yayıncılara daha çok ilham oluyor. Doğru zamanda ihtiyaç duyulanı tespit etmek için okurla bir arada olmak, geri dönüşlere kulak vermek ve gözlem oldukça önemli hâle geliyor.

Pandeminin ardından kaldığımız yerden devam ettiğimiz, genç okurlarla bir araya gelme noktalarımız olan fuarlar, okul etkinlikleri ve çeşitli lansmalarda genç okurlarla kitaplar üzerine sohbet ederken İran ya da Amerikan edebiyatından bir kız karakterin ailesiyle olan ilişkisini kendi dünyasına yakın bulduğunu ifade eden bir öğrencinin ilham veren cümleleri, yayıncılar olarak bizlere gençlerin yaşamlarına hikâyelerle -ufacık da olsa- dokunabilmenin huzurunu hissettiriyor, hikâyelerin gücüne bir kere daha inandırıyor.