Şiirle kaplanmış şiirle yontulmuş hikayeler

Mısır Tarlasında Bir Eksik
Mısır Tarlasında Bir Eksik

Yazarın anlatmak istediğini lafı çok uzatmadan, okurunun zihnine kalıcı bir şekilde yerleştirmiş, az sözle çok şeyin anlatıldığı öyküler ortaya çıkarmış. Öykülerin hemen hemen hepsinde işlediği insan olma hallerimiz ile bizi bize anlatıyor ve işlediği karakterleri aracılığıyla kendimizle yüzleşmemizi sağlıyor.

  • "Ansızın durmak bilmeyen bir kampana, duyan ben olmalıyım belki başkaları da. Ben ve ben, güne bakmayan ayçiçekleri, harasına dönememiş topal atlar, tırmanmaya çalışıyoruz hem de firara. Bir eksik var, diyor usta, bir aksak belki mısır tarlasında."

Mısır Tarlasında Bir Eksik (Dergâh Yayınları), çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlanan öyküleri ile tanıdığımız Şenler Yıldız'ın ilk kitabı. Kısa öykülerden oluşan kitabın en dikkat çekici yanı; birbirleriyle ilişkisi görmezden gelinmeyen iki türün, şiir ve öykünün ustaca bir araya getirildiğinde, ne denli keyifli bir okumaya sürükleyeceğini gözler önüne seriyor olması. Genellikle "an"ın tasvirine yönelen yazar bunun sayesinde öykülerinin derinleşmesini sağlıyor. Doğal, rahat ve içten söyleyiş, günlük dilden yararlanma, kısa ve eksiltili anlatım, göstergelerin seçimi ve bağdaştırılması gibi unsurlardan da yararlanarak oluşturduğu şiirsel dil ile okuru sürükleyici bir okuma serüveninin tam ortasına atıyor. Anlatımındaki cesur ve güçlü yanlar ise bu işi ne kadar iyi yapabileceğinin sinyallerini daha ilk öyküden veriyor.

Öykülerde göze çarpan bir diğer önemli unsur ise anlatıların hacimsel olarak küçük olmalarına rağmen derin anlamlara sahip olmaları. Yazarın anlatmak istediğini lafı çok uzatmadan, okurunun zihnine kalıcı bir şekilde yerleştirmiş, az sözle çok şeyin anlatıldığı öyküler ortaya çıkarmış. Öykülerin hemen hemen hepsinde işlediği insan olma hallerimiz ile bizi bize anlatıyor ve işlediği karakterleri aracılığıyla kendimizle yüzleşmemizi sağlıyor. Kimi zaman çocukluğumuza, kimi zaman ise gençliğimize gittiğimiz öykülerde unutulmaya yüz tutmuş anılarımızı tekrar hatırlatıyor. Hayatın her anına dokunan öykülerde kullandığı büyülü kelimeler aracılığıyla okurda, daha önce yaşadığı anların ve daha önce hissettiği duyguların benzerlerini hissettiriyor. Aslında bir nevi zamanda yolculuğa çıkarıyor bizi öyküler.

Yazar öykülerinde oluşturduğu dünyalar ile okuru farklı coğrafyaların kucağına bırakıyor. Kişiler ve mekânlar zengin bir tasvir kabiliyeti ile okurun gözünde gerçekçi bir hal alıyor. Karakterlerinin iç dünyalarını sayıklamalar şeklinde aktarmayı seçen Yıldız, kahramanlarının düşünce dünyasını imgeler, simgeler ve mecazi anlatımın unsurları ile başarılı bir şekilde işlemiş. Yalnız, toplumda arka planda kalmış, geçmişe özlem duyan ve anıları önemseyen karakterlerini konuştururken yaşamın gerçekliğinden kopamıyor. Öyküyle şiirin ilişkisini başarılı bir şekilde işlemeyi ve öyküleri bu çerçevede inşa etmeyi başaran Şenler Yıldız, okurun zihninde kalacak öykülerden oluşan kitabında insanı kendisi ile yüzleştiriyor. Şiiri öykünün tam kalbine işleyen yazar, anlatılarında sıradanlığı bir kenara bırakıyor. Hayatın bilindik sahnelerini kendine has üslubu ile farklı ve büyülü bir şekilde karşımıza çıkaran öyküleri ile selamlıyor okurunu.