Son mülteci Arthur Dent

Douglas Adams'ın ilk kez 1979 yılında kitap olarak yayımlanan Otostopçunun Galaksi Rehberi zaman içinde beş kitaptan oluşuyor.
Douglas Adams'ın ilk kez 1979 yılında kitap olarak yayımlanan Otostopçunun Galaksi Rehberi zaman içinde beş kitaptan oluşuyor.

Gelelim romana ve kahramanı Arthur Dent’e… Yok olmak üzere olan bir gezegenden Ford Perfect tarafından kurtarılan Dent, “Dünya” merkezli söylemlerle dalga geçen bir romanın kahramanıdır. Dünya, tarihiyle, coğrafyasıyla, antropolojisiyle, sosyolojisiyle “tiye” alınır roman boyunca.

Arthur kardeşimiz bir roman kahramanı olarak böylesi bir macerayı hak etmek için yazarı Douglas Adams’a nasıl bir kötülük etmiş olabilir ki?

Arthur Dent roman tarihinin en bahtsız kahramanlarından biri. Güne evinin yıkılmak üzere olduğu haberiyle uyanan, onu kurtarmak için eylem yaparken dünyasını kaybeden ve o meşhur sabahlığı ve havlusuyla galaksiler arası otostop yapan bir mülteci olan Arthur’dan bahsediyoruz. Arthur kardeşimiz bir roman kahramanı olarak böylesi bir macerayı hak etmek için yazarı Douglas Adams’a nasıl bir kötülük etmiş olabilir ki? Adams’ın bir gece kamp kurduktan sonra bölgeye ait bir otostopçu rehberini incelemiş ve daha sonra yıldızlara bakarken Otostopçunun Galaksi Rehberi’nin ilk fikirleri düşmüştür. Dr Who adlı TV dizisinde editör olarak çalışan Adams, Otostopçunun Galaksi Rehberi’ni BBC için radyo oyunu formatında kaleme aldı. Fikir o kadar sevildi ki sinema filminden romana, girmediği biçim kalmadı. İlk kez 1979 yılında kitap olarak yayımlanan Otostopçunun Galaksi Rehberi zaman içinde beş kitaptan oluşuyor. Kitaplar su gibi akıp gittikleri için bir okur olarak sizi en çok zorlayan yanının “kendi hikayenizi” duyma sebebiyle attığınız kahkahalar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Otostopçunun Galaksi Rehberi Douglas Adams Çev: İrem Kutlu / Nil Alt Kabalcı Yayınları
Otostopçunun Galaksi Rehberi Douglas Adams Çev: İrem Kutlu / Nil Alt Kabalcı Yayınları

Gelelim romana ve kahramanı Arthur Dent’e… Yok olmak üzere olan bir gezegenden Ford Perfect tarafından kurtarılan Dent, “Dünya” merkezli söylemlerle dalga geçen bir romanın kahramanıdır. Dünya, tarihiyle, coğrafyasıyla, antropolojisiyle, sosyolojisiyle “tiye” alınır roman boyunca. Ne de olsa Dünya “Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırk sekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner.” sözleriyle tarif edilmektedir ve üzerinde yaşayanlara danışılmadan kolayca “istimlâk” edilebilir sıradan bir gezegendir.

Dent ise tiye alınan gezegenin yaşayan son temsilcisi olarak “maruz” kaldıklarını okurla birlikte idrak etmeye çalışır. Okurla Dent arasındaki tek fark okurun olan bitene kahkaha atabilme özgürlüğüne sahip olabilmesidir. Peki, bu ciddiye alınabilir bir özgürlük müdür? Kolayca “evet” diyemeyeceğim bir soru bu. Bu sorunun cevabını 19. yüzyıl Almanya’sında Karl Marx’ın, Kapital’in başında milattan önce Roma İmparatorluğu’nda yaşayan şair Horatius’tan yaptığı alıntıda bulabiliriz: “Anlattığım senin hikayendir”. Zannediyorum ki bu cevap pek çok kahkahayı insanın boğazında bırakacak kadar ağır.

Dünya yok olmadan bir iki saniye önce Galaksi Merkez Başkanlığı’nca uzayda galaksiler arası bir yolu kısaltmak için yıkımına karar verilen dünyadan, yıkım kararını uygulayan Vogon gemisine firar eden Dent ve Perfect’in maceraları cilt cilt devam eder. Evini kaybetme sebebiyle gezegenini kaybetme sebebi arasındaki ironik ve trajik paralellik romanın tümüne sirayet ediyor esasen. İroni ve trajedinin at başı gittiği roman, okuruna hemen her sayfada “anlattığım senin hikayendir” mottosunu tekrar ettiriyor.

Arthur Dent, sıradan bir dünyalıdır. Dünya yok olmadan önce de, yok olduktan sonra da “sıradanlığı” devam eder. Şahit olduğu olayların fevkaladeliğini arttırır onun sıradanlığı. O, galaksiler arasında şaşkınlıkla gezinirken, karşılaştığı varlıklar hiçbir şaşkınlık yaşamazlar. Hatta Dent, kaybettiği Dünya hakkında, karşılaştığı varlıklardan daha az bilgiye sahiptir. Mesela dördüncü cilt olan “Elveda ve Bütün O Balıklar İçin Teşekkürler”de yunusların insanları, gezegenin istimlâk edilmesiyle ilgili uyardıklarını ama anlaşılamadıklarını öğreniyoruz. Otostopçunun Galaksi Rehberi’nde farelerle ilgili bir bölüm var ki Dent’in büyük şok yaşadığı bu bölümün “modern zamanların” insanlarınca muhakkak okunması gerekiyor. Paralel evrenlerde başka dünyalarla karşılaşan Dent, kendi dünyasının olası dünyalardan biri olduğunu görür. Dent böylece okuru Kopernik’in Dünya’nın Kainat’ın merkezi değil Güneş’in etrafında dönen gezegenlerden biri olduğunu söylediğinde yaşanan zihniyet değişimine benzer bir eşiğe getirmiş olur.

Bilimkurgu ile mizahı harmanlayan bir kitap Otostopçunun Galaksi Rehberi. Arthur Dent’in ilticasında hepimize kahkaha attıracak ve ibret aldıracak çok buluş var.