Ülkeni aşağılama kılavuzu

Ülkeni aşağılama kılavuzu

Sen aslında Türkiye’yi değil de kafandaki bir başka ülkeyi, Türk halkını değil de kafanda oluşturduğun bir başka halkı seviyormuşsun gibi geliyor bana. Ne olur kusura bakma. Niyetim seni yargılamak değil. Ama mesela Türkiye’yi gerçekten sevsen o gece ATM ya da market kuyruğuna girmek yerine… Anlıyorsun değil mi beni?

Bak buraya. Sana devasa, şok şok şok, flaş flaş flaş bir hizmet servis ediyorum. Para mara da istemem.

Tabii ki Can Dündar değilsin. Elinde öyle sağlam imkânlar yok. Alman televizyonuna çıkamazsın, AP’de konuşamazsın falan. Fakat bu, seni ülkeni aşağılamaktan alıkoyabilir mi? Asla.

Gel eğitimden başlayalım. Google kullanmayı biliyorsun değil mi? Hah. Gir şimdi Google’a. Yaz bakayım: ‘Finlandiya eğitim sistemi.’ Buldun mu sonuçları? İlk sonuçlarda akademik makaleler falan var. Yorma güzel zihnini onlarla. ‘20 fotoğrafta Finlandiya eğitim sistemi’ galerisini ya da ’10 maddede Finlandiya eğitim sisteminin muhteşemliği’ yazısını bul. Bir bak. Artık hazırsın. Haydi başla ortamlarda: ‘Eğitim dediğin Finlandiya modelidir abi. Bizde sistem yok sistem. Çocuklar 80 kişilik sınıflarda okuyorlar.’ Gaza gelme lan hemen. 80 kişilik sınıflarda okunurken memleketi İnönü yönetiyordu. Şimdiki rakam 25. Bir de hacı. Finlandiya’nın intihar ve alkolizm oranında dünyanın ilk onunda olduğunu, sağlık sisteminin berbat olduğunu, ırkçılık konusunda ihtisas sahibi insanlara sahip olduğunu falan da yazıyor Google. Onlara da ‘yok abi ya, komple yalan’ diyerek şey yap. Unutma tamam mı? Oğlum zaten böyle Finlandiya falan dersen, kız da düşüyormuş, tabii yersen.

Sıradaki meselemiz sağlık. Altın cümle şu h acı: ‘Küba’da kansere aşı bulmuşlar, biz hala…’ Bu ‘hala’dan sonrası hayal gücüne kalmış. İstediğin gibi doldur. Bir de sana bir sevindirici haberim var. Küba’da kanser aşısını gerçekten bulmuşlar. Test aşamasındalarmış ve sonuçlar gerçekten çok başarılıymış. Dolayısıyla buradan yürünür. Mesela ‘biz hala gazetecileri içeri atmakla uğraşıyoruz’ de. Hatta bu cümleyi daha da etkileyici şekilde kurabilmek adına ayna karşısında prova et.

Bak bir şey daha. İnsanların en hassas olduğu yerden üstelik… Konumuz taciz ve tecavüz. Buradan yardır. Hatta ‘bu AKP’ye oy verenlerin alayı sapık’ falan de. Hatta ve hatta ‘küçük yaşta çocukları taciz ediyorlar’ falan de. Şimdi biri çıkar da ‘tecavüzde dünya birincisi ABD, ikincisi Güney Afrika, üçüncüsü İsveç… İngiltere, Almanya, Fransa ve Kanada’da ilk onda’ diyebilir. Onlara de ki: ‘Bizim ülkemizdeki tecavüz vakaları örtbas ediliyor. Yoksa bence dünya birincisiyizdir.’ Bak bu pedofili işi de çok sağlam malzeme hacı. Sen bakma Hollanda, İsveç, Avustralya, İtalya falan gibi ülkelerdeki pedofili skandallarına. Hatta bunun partisini kurdu adamlar, ama önemli değil. Sen buradan ülkeni aşağılamaya tam gaz devam.

Yeterli mi? Değildir tabii. O halde altın vuruş geliyor. Ortamdaki sessizliği kolla, derin bir nefes al ve sal cümleyi: ‘Tabii, halkımız çok cahil.’ İşte budur hacı, işte budur. Bu her şeyi bitirir. Halk cahil olmasa… Değil mi? Yani cahil oldukları için 15 yıldır bu diktatöre… Değil mi? Vallaha çok haklısın. Şu halkı bir türlü eğitemedik. En temizi bu halkı toptan vereceksin Anadolu’ya, sahil kesimlerinde mis gibi yeni bir ülke kuracaksın. Değil mi? Hayır yani… Sen kendini paralıyorsun, fakat bu hamur kafalılar, bu yassı kafalar bir türlü cehaletlerini bir yana bırakıp… Değil mi?

Şimdi biraz ciddileşelim mi hacı? Benim baktığım yerden durum şu. Bu ülkenin aydınlık-güzel yarınlarına inancının tam olduğundan, bu uğurda bıkmadan usanmadan çalıştığından bir türlü emin olamıyorum ben. Sebebi şu: Her fırsatta sürekli aşağıladığın bir yer hakkında ürettiğin romantizm lime lime dökülüyor. Sen aslında Türkiye’yi değil de kafandaki bir başka ülkeyi, Türk halkını değil de kafanda oluşturduğun bir başka halkı seviyormuşsun gibi geliyor bana. Ne olur kusura bakma. Niyetim seni yargılamak değil. Ama mesela Türkiye’yi gerçekten sevsen o gece ATM ya da market kuyruğuna girmek yerine… Anlıyorsun değil mi beni?

Avrupa Parlamentosu memleketin izzet-i nefsiyle oynamaya çalışıp içinde senin de bulunduğun o büyük bizi aşağılamaya çalışırken seviniyorsun ya. Hatta ellerini ovuşturuyorsun ya. Belki de ondandır böyle düşünmem. Hani dolar yükselişe geçince ‘bütün muhalifler 100 dolar alsa AKP gitmek zorunda kalır’ kampanyasıyla ülkeni, kıymetlini, biriciğini batırma planı yapabiliyorsun ya. Belki de ondandır.

Hacı. Yanlış anlama. Memlekette pek çok şey var değişmesi gereken. Dolayısıyla itiraz ettiğin hususlara bir miktar saygım var. Benim saygı duymakta zorlandığım şey senin itiraz etme biçimin. Yahu seni bir tek kez bile ‘valla bu konuda da adamlar haklı’ derken görmedik, göremedik. Sen dolar 1,5 lirayken de çemkiriyordun, 3,5 lirayken de çemkiriyorsun. Sen derslikler 60 kişiyken de çemkiriyordun, 25 kişiye düştüğünde de çemkiriyorsun. Sen sadece yaşlı ve huysuz nineler gibi durmadan çemkiriyorsun hacı. Ben de tam burada senin gerçekten memleketin faydasını istediğinden emin olamıyorum.

Niçin biliyor musun? Bir kibirli küstahlık daha yapıp aramızdaki iletişimsizliğin sadece bizden kaynaklandığını düşünüyorsun da ondan. Hâlbuki öyle değil. Senelerce bize burun kıvırmana falan ses etmedik. Sık sık ‘alırım topumu ha’ diyerek mızıkçı mahalle bebesi tavrı takındın, ona bile bir şey demedik. Sonra bize küstün hacı. Ve dedin ki ‘siz bana küstünüz.’

Eh, şöyle diyeyim ben de sana o halde: ‘Küstük ulan. Git yukarı mahallenin bebeleriyle oyna topunu. Biz çoraptan top yaparız icabında.’

Iyyy. Kokar şimdi o çoraplar. Böyle camiye girince... Kiliseler öyle mi ya? Değil mi?