Edebiyatseverler için bu ay okunması gereken 8 kitap önerisi

Bir dekor olarak görmememiz gereken kitaplar, her ay olduğu gibi bu ayda köşemizde yerini aldı. Her biri birbirinden iyi kitaplar, birbirinden iyi yazarlar, birbirinden farklı konular... Hepsi teker teker okunmaya değer.
Kim Mehmeti / Üsküp Dilencileri
Kim Mehmeti, Üsküp’teki dilenci silsilesini ve gizemli geleneklerini konu alarak Balkanlar’ın bir dönemine ışık tutuyor. Üsküp Dilencileri, Osmanlı’nın Makedonya’dan çekildiği günlerden Tito ve Enver Hoca dönemlerine uzanan metaforik bir başyapıt.

Jose Saramago / Körlük
Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.

Elif Genç / Düşünsene Hızır Bendim
Hikâyenin nerede başladığı, nerede sonlanacağını asla göstermez. Elif Genç’in ilk kitabı Düşünsene Hızır Bendim’de de durum böyle. Mahalle var, aşk var, merhamet var, arkadaşlık var ve hikâye son bulmuş olsa da etkisi devam edecektir diyen genç bir kalem var karşımızda.

Ömer Erdem / Azap
Ömer Erdem, kendi anlam dünyasına bizi dahil etmesiyle meşhur bir şair. Onun dünyasında neler mi var? Kırgınlıklar, düştüğü yerden beri kanayan dizler, her şeyin aynı yerde durmasına duyulan şüphe. Şiir, modern sorular sormalı ve bunların cevaplarını aramalı diyorsanız, Azap, bu soruların peşinden koşuyor.

Barış Tut / Başka Bir Dünyanın Oyunu
Başka Bir Dünyanın Oyunu, 2003-2009 yılları arasında kaleme alınmış futbol metinlerinden oluşan bir seçki. Kitaptaki metinler dokuz kategori altında toplanıyor: Oyunun ruhu, aktörleri, izleyicisi, hayhuyu, hikâyesi ve hikâye edilişi, kültürü, adaleti, etiği ve hüznü.

Jonh Manderino / Sinemada Ağlarken
John Manderino, hayatını izlediği filmler üzerinden anlattığı bu kitabında, sinema âleminde bir zaman yolculuğuna çıkıyor. Sinemada Ağlarken bir yanıyla sinema sanatına yazılmış bir aşk mektubu, bir yanıyla da film sahneleri üzerinden gerçekliğe atılmış bir çentik, muzip bir zihin oyunu.

Georgi Gospodinov / Hüznün Fiziği
Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un dönemden döneme, hikâyeden hikâyeye atlayarak ince ince kurduğu bir labirentroman Hüznün Fiziği. Romanın anlatıcısı, başkalarının zihinlerine nüfuz edip onların yaşadıklarını yaşayabilen, hayat denen labirentte kaybolmuş, kendini kaybedip başkalarında bulmuş bir adam.

Başucunda bulunsun!
Nikolay Vasilievich Gogol / Ölü Canlar
Gogol, hayranı olduğu Puşkin’in önerisiyle yazdığı Ölü Canlar’da dönemin Rusya’sını kitabın kahramanı Çiçikov üzerinden anlatır. Zengin olma hayaliyle yanıp tutuşan Çiçikov kendisine kurnazca bir yol bulmuştur: Kasaba kasaba dolaşıp toprak sahiplerinin ölü kölelerini kâğıt üzerinde satın alarak “itibar sahibi bir beyefendi” olmak…

*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.