Tarihin ve doğanın işbirliği: İzmir

İzmir, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık üçüncü şehridir.
İzmir, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık üçüncü şehridir.

Meşhur saat kulesi, gevreği, boyozu ve kumrusu ile Ege'nin incisi güzel İzmir... Türkiye'nin en kalabalık ve en genç şehirlerinden olan İzmir, tarihi ve arkeolojik mekanlarıyla keşfedilmeye değer illerin başında geliyor. Doğal güzellikleriyle önemli bir çekim merkezi olan şehir, üretken ve hayat dolu illerimizden biri. Türkiye'nin üçüncü büyük şehri unvanına sahip il, önemli bir fuar merkezi ve liman kenti olarak da öne çıkıyor.

Şehir ismini nereden alıyor?

Bir dönem bugünkü İzmir yöresinde yaşamış olan Erektidlerin Amazonlarla savaşıp galip geldiği; onların önderi olan These'nin de, Amazon kadını Smyrna ile evlenip yöresine onun adını verdiği ve İzmir'in adının da Smyrna'dan geldiği, şehrin adının kökenine doğru en kabul edilen görüştür. Smyrna / İzmir adının, Ana Tanrıça Kaynağı / Gölcüğü veya en azından Ana Tanrıça / Kutsal Ana anlamlarıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Sözcük büyük olasılıkla Hitit kökenlidir.

Efes, Anadolu'nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan, daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi.
Efes, Anadolu'nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan, daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi.

Tarihçe

M.Ö. 610-600 yıllarında Lydia orduları, kenti ele geçirmeyi başardı. Lydialılar daha sonra kenti yıkıp tahrip ettiler. Ancak İzmirliler kentlerini yeniden kurmayı başardılar. 1071 yılında Büyük Selçuklu Ordusu'nun Doğu Roma Ordusu karşısında kazandığı zafer, Anadolu tarihi açısından bir dönüm noktası olmuştur. Nitekim 1071'den kısa bir süre sonra 1076 yılında, İzmir önlerinde Türk kuvvetleri görülmeye başlamıştır. Aynı yıl, İzmir kısa bir zaman sürecek olan Türk egemenliğini de tanıyacaktır. Bu dönemi, büyük Türk denizcisi Çaka Bey'in1095 yılına kadar devam edecek olan egemenlik yılları izler.

İzmir'deki bu ilk dönem Türk egemenliği, yaklaşık yirmi yıl sürer. Bu olaydan sonra ilk haçlı seferini (1096) izleyen günlerde, Doğu Roma kuvvetleri kenti ele geçirirler. Türklerin kısa bir dönem yönettikleri İzmir, yeniden bir Doğu Roma kenti haline gelir ve 1317 yılına kadar kentin bu konumu değişmeden kalır. XIV. yüzyılda İzmir, Doğu Roma yönetiminde olmakla birlikte, 1261 Nif antlaşmasıyla İzmir'de yerleşim hakkını elde eden Cenevizliler ve Venedikliler, kentte ticari açıdan etkin bir konuma yükselmişlerdir. İzmir, 1317 yılında bir Türkmen Bey'i olan Aydınoğlu Umur Bey'in denetimi altına girer. 1344 yılında Papa VI. Clement'in örgütlediği, Venedik, Kıbrıs ve Rodos şövalyelerinin katıldığı bir Haçlı seferinde Liman Kalesi Latinlerin eline geçer ve Pagos Dağı'nın zirvesindeki Kadifekale ise Türklerin egemenliğinde kalır. Böylece kent, uzun bir süre devam edecek olan bu yapısına kavuşmuş olur, yukarıda "Türk İzmir" ve aşağıda "Hıristiyan İzmir" olmak üzere ikiye bölünür.

1426'da Osmanlılar, Aydınoğlu Beyliği'ne son vererek, Batı Anadolu ve İzmir'i egemenlikleri altına aldılar. Böylece, Osmanlı egemenliğine dek süren İzmir'in yönetsel belirsizliği de sona ermiştir. Osmanlı egemenliğine girdiği dönemde küçük bir kasaba konumunda olan İzmir, Osmanlı Barışıyla birlikte nüfusu artmaya başlayınca, 1528-1529 yıllarında Türkler, tepedeki yerleşim yerlerinden limana doğru yönelerek, Yukarı Kale ile Liman Kalesi arasında kesintisiz bir Türk yerleşim kuşağı oluşturmuşlardır.

İzmir nerededir?

İzmir, Türkiye'nin batısında, Ege Denizi kıyında ve İzmir Körfezi üzerinde bulunur.

İzmir’e ne zaman gidilmeli?

İzmir'e ne zaman gidilir diye düşünüyorsanız mutlaka mayıs ve eylül arasındaki bir dönemi tercih etmeye çalışın. Böylece bir taraftan İzmir'in tarihi ve doğal yerlerini görme fırsatına erişecek diğer taraftan daha muhteşem denizinde yüzme fırsatına sahip olabileceksiniz.

İzmir 7’lisi

İzmir Arkeoloji Müzesi - İzmir

İzmir'de ilk arkeoloji müzesi üç senelik eser toplama ve derleme çalışmalarından sonra 1927 yılında Basmane semtinde bulunan Ayavukla (Gözlü) Kilisesi'nde ziyarete açılmıştır. Sonrasında 1951 yılında Kültürpark'ta ikinci bir arkeoloji müzesi daha hizmete girmiştir. Ancak çevresindeki antik kentlerden gelen eserlerin yoğun olmasından dolayı yeni bir müzeye ihtiyaç duyulmuştur. Bunun üzerine Konak'ta Bahribaba Parkı içinde 5000 m²lik bir alanda yeni ve modern bir müze binası inşa edilerek 11 Şubat 1984 yılında İzmir Arkeoloji Müzesi ziyarete açılmıştır. 5000’in üzerinde eser sergilenen müze, teşhir salonları, laboratuvarları, depoları, fotoğrafhanesi, kitaplığı, konferans salonu ile her türlü ihtiyaca cevap verebilecek şekilde dizayn edilmiştir.

İzmir Saat Kulesi, İzmir'de Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıldönümünü kutlamak için 1901'de inşa edilmiş tarihî saat kulesidir.
İzmir Saat Kulesi, İzmir'de Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıldönümünü kutlamak için 1901'de inşa edilmiş tarihî saat kulesidir.

İzmir Saat Kulesi

İzmir’in sembolü olan İzmir Saat Kulesi, Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25'inci yıldönümü kutlamaları dahilinde 1901 yılında inşa edilmiştir. İzmir Valisi Kıbrıslı Kâmil Paşa, oğlu Bahriye Mirlivası Said Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa’dan oluşan bir komisyon tarafından yaptırılmıştır. 25 metre yüksekliğinde, dört katlı ve sekizgen planlıdır. Yapıda kullanılan Kuzey Afrika’ya özgü sütun başlıkları, at nalı kemerler ve yapının cephelerinin hiç boşluk bırakılmayacak şekilde doldurulması, kökeni Kuzey Afrika ve Endülüs’teki yapılarda bulunabilecek olan bir mimari anlayışa sahip olduğunu gösteren oryantalist üsluba işaret eder.

Yalı Camii

Konak Meydanında, çinileri ve sekizgen planıyla dikkatleri çeken, İzmir’in en zarif camilerinden Yalı (Konak) Camii, Mehmet Paşa kızı Ayşe Hanım tarafından 1755 yılında yaptırılmış, I.Dünya Savaşı’nda onarılmıştır.
Konak Meydanında, çinileri ve sekizgen planıyla dikkatleri çeken, İzmir’in en zarif camilerinden Yalı (Konak) Camii, Mehmet Paşa kızı Ayşe Hanım tarafından 1755 yılında yaptırılmış, I.Dünya Savaşı’nda onarılmıştır.

Mehmet Paşa kızı Ayşe Hanım tarafından 1755 yılında yaptırılmış cami, I.Dünya Savaşı’nda onarılmıştır. Dışı Kütahya çinileri ile kaplı olan cami 1964’de geçirdiği onarımdan sonra yalnız kapı ve pencere kenarlarında çiniler bırakılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında tek kubbeli ve tek minareli oldukça zarif bir yapıdır. Sekizgen planlı caminin mimarisinde kesme taş kullanılmıştır.

Birgi Çakırağa Konağı

Ege bölgesinde mimari üslubu korunmuş ender konaklardan biri olan Çakırağa Konağı’nın 1761 tarihinde Şerif Aliağa tarafından yaptırıldığı biliniyor. Uzun yıllar harap bir durumda kaldıktan sonra 90’lı yılların başında restore edilip müze hâline getirilen Çakırağa Konağı dönem içindeki gündelik yaşamının anlaşılmasında önemli bir kaynak. Ahşap Türk evlerinin en güzel örneklerinden. Konak, çiçeklerle bezeli bahçenin ucunda, yoldan görülmeyecek şekilde yüksek duvarlarla korunuyor.

Selçuk Efes Müzesi

Efes Müzesi, Efes ve yakın çevresinde bulunan Miken, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait önemli eserlerin sergilendiği Türkiye'nin en önemli müzelerinden biridir. Efes Müzesi'nin ağırlıklı olarak bir antik kentin eserlerini sergileyen müze olması nedeniyle kronolojik ve tipolojik bir sergileme yerine eserlerin buluntu yerlerine göre sergilenmeleri tercih edilmiştir. Buna göre salonlar Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemisi Salonu, İmparator Kültleri Salonu şeklinde sıralanmıştır. Bu salonların yanı sıra müze iç ve orta bahçelerinde çeşitli mimari eserler ve heykeller bahçe dekoruyla oldukça uyumlu bir kompozisyon içinde sergilenmektedir.

Hisar Camisi, 1592 yılında Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır. İzmir'in en büyük ve gösterişli camisidir.
Hisar Camisi, 1592 yılında Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır. İzmir'in en büyük ve gösterişli camisidir.

Hisar Camisi

1592 yılında Yakup Bey tarafından yaptırılan Hisar Camii, İzmir’in en büyük ve gösterişli camisidir. Merkezî bir kubbe ve bunun etrafında yer alan küçük kubbelerle örtülü bir harim mekânıyla kubbeli bir son cemaat yerinden oluşmaktadır. Cami, klasik dönem Osmanlı camilerinin tipik özelliklerini taşımaktadır. Cami içindeki kalem işi süslemeleri, hat sanatının inceliklerinin sergilendiği panolar ve mihrap-minber işçiliği Türk sanat zevkinin en iyi örneklerindendir.

Alsancak Kordon boyu

Sahil şeridi "Kordonboyu" (I. Kordon), Kıbrıs Şehitleri Caddesi, çarşısı, Gündoğdu Meydanı, Cumhuriyet Meydanı, rum evleri, kiliseler, sinagoglar, kordonun ilk iskelesi olan Pasaport İskelesi, II.Kordon eğlence dolu zaman geçirilebilecek oldukça hareketli ve keyifli yerlerdir. Burada denizin keyfini çıkarabilir ve şehir insanının koşuşturmasına şahit olarak zihninizde İzmir’e dair güzel bir resim saklayabilirsiniz.

Kadifekale

İzmir merkezde körfeze nazır bir noktada kurulmuş olan Kadifekale M.Ö. 3. yüzyılda Büyük İskender’in talimatı ile generallerinden Lysimachos tarafından inşa edilmiştir. Deniz seviyesinden 186 metre yükseklikte kurulan Kadifekale 6 kilometrelik bir alan üzerinde kurulmuştur. Kulelerin yüksekliği 20-35 metredir. Kale içinde Bizans Dönemi’ne ait kemerli büyük bir sarnıç ve bir mescit kalıntısı da mevcuttur.

Agora

İzmir agorası, MÖ. 4 yy’da antik Smyrna Kenti’nin taşındığı Pagos (Kadifekale)’un kuzey yamacında kuruludur.
İzmir agorası, MÖ. 4 yy’da antik Smyrna Kenti’nin taşındığı Pagos (Kadifekale)’un kuzey yamacında kuruludur.

Agora, İzmir'in Namazgâh semtinde bulunuyor ve Roma Dönemi’nden kalma bir yapıdır. İzmir Agorası İon agoralarının en büyük ve en iyi korunmuş olanıdır. Agora etimolojik olarak "kent meydanı, çarşı, pazar yeri" anlamına gelir. Agora’daki ilk kazılar yapının kuzeybatı bölümünde, 1932-1941 yılları arasında yapılmıştır. 2002 yılından itibaren de kapsamlı bir proje dâhilinde kazılara yeniden başlanmıştır.

İzmir'de ne yenir?

  • Boyoz
  • Kumru
  • Lokma
  • İzmir Köftesi
  • Sura
  • Şevketi Bostan
  • İzmir Tulumu
  • Kuşkonmaz Kavurması
Boyoz, 1492'de Türkiye'ye yerleşen Sefarad Yahudileri tarafından Anadolu ve özellikle İzmir mutfağına katılmış, İzmir damak tadı ile özdeşleşmiş, mayasız bir hamur işidir.
Boyoz, 1492'de Türkiye'ye yerleşen Sefarad Yahudileri tarafından Anadolu ve özellikle İzmir mutfağına katılmış, İzmir damak tadı ile özdeşleşmiş, mayasız bir hamur işidir.

İzmir'i gezerken çalma listesi

  • İzmir’in Kavakları-Bedia Akartürk
  • Şu İzmir’den Çekirdeksiz Nar Gelir-Tolga Çandar
  • Deniz Üstü Köpürür-Cem Karaca
  • Uçun kuşlar uçun İzmir'e doğru-Muammer Ketencioğlu

İzmir'in meşhuru

Birgi Çakırağa Konağı, Ödemiş'in Birgi beldesinde bulunan Osmanlı sivil mimari örneği konaktır.
Birgi Çakırağa Konağı, Ödemiş'in Birgi beldesinde bulunan Osmanlı sivil mimari örneği konaktır.

Türkiye’nin en önemli aktörlerinden Haluk Bilginer, 1954 İzmir doğumludur. Lise son sınıfta okulunun tiyatro koluna girerek Demokrat İzmir Gazetesi'nin açtığı liselerarası tiyatro yarışmasında ilk ödülünü aldı. Ardından da, Jürideki tiyatro müdürü Ragıp Haykır'ın davetiyle İzmir Devlet Tiyatrosu'nda konuk oyuncu olarak çalışmaya başladı. 1971 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'ne girdi. Devamındaki yıllarda rol aldığı tiyatro, dizi ve sinema filmleriyle Türkiye’nin en önemli aktörlerinden birisi hâline gelen Bilginer, ulusal ve uluslararası pek çok arenada ödül sahibidir.