Dünyanın kriz haritası: Nerede, ne var?

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

Merkezi Belçika'nın Brüksel kentinde bulunan sivil toplum örgütü Uluslararası Kriz Grubu, dünyada bu yıl içinde takip edilen bölgeleri ve buralardaki anlaşmazlıkların nedenlerini derledi.

Uluslararası Kriz Grubu'nun saptamasına göre dünyada bu yıl uluslararası alanda Suriye, Yemen, Afganistan ve İran'ın aralarında olduğu 10 bölgede yaşanan gelişmeler kamuoyunda öne çıkıyor.

Uluslararası Kriz Grubu'nun araştırmasında Rusya ve İran'dan destek alan Esad rejiminin muhaliflere karşı da güçlendiği belirtiliyor.

ABD ve Çin arasındaki gerginlik için "silahsız bir ticaret savaşı" ifadelerine yer verilen araştırmada, Washington ve Pekin arasındaki restleşmenin karşılıklı açıklamalarla yükseldiğine işaret ediliyor.

Belçika'nın Brüksel kentinde bulunan sivil toplum örgütü Uluslararası Kriz Grubu, dünyada bu yıl içinde takip edilen 10 bölgeyi ve buralardaki anlaşmazlıkları raporlaştırdı.

Raporda ABD'nin dünyadaki tartışmasız gücünün sorgulanır hale geldiği belirtilerek, uluslararası düzenin kargaşa içindeki hali vurgulandı.

Birleşmiş Milletler (BM) gibi ortak eylem araçlarının işlemez hale geldiğinin altı çizilen raporda, "Uluslararası Ceza Mahkemesi dahil hesap verilebilirliği sağlayan kurumlar göz ardı ediliyor ve küçümseniyor." ifadelerine yer verildi.

  • Raporda, 2019'da Yemen, Afganistan, ABD-Çin gerginliği, İran'a karşı Suudi Arabistan-ABD-İsrail ekseni, Suriye, Nijerya, Güney Sudan, Kamerun, Ukrayna ve Venezuela gibi ihtilaflı konular ve bölgeler, uluslararası alanda takip edilmesi gereken başlıklara dair detaylar yer alıyor.

Uluslararası Kriz Grubu nedir?

Uluslararası Kriz Grubu Brüksel merkezli uluslararası sivil toplum örgütüdür. Kurumun; Washington DC'de, New York'ta, Londra'da ve Moskova'da idarı ofisleri; Tiflis'ten Bişkek'e, Belgrad'dan İslamabad'a dünyanın birçok kriz potansiyeli olan bölgesinde de çalışma ofisleri bulunuyor.

Uluslararası Kriz Grubu

Grubun destekleyicileri arasında Kanada'dan İsviçre'ye, Hollanda'dan Yeni Zelanda'ya, Tayvan'dan Türkiye'ye bir çok ülkenin Dışişleri Bakanlığı ve Uluslararası Kalkınma Müsteşarlıkları bulunuyor.

Yemen

Yemen'in 2018'de uluslararası hukuksuzluğun odak noktası haline geldiğini vurgulanan raporda Yemen'deki krizin 2019 yılında her geçen gün daha da kötüleştiği ve 16 milyon Yemenlinin kıtlık tehdidi altında olduğu kaydediliyor.

Raporda yardımların geldiği Hudeyde limanının kontrolü için Husiler ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Yemenli militanlar arasındaki çatışmalara yer verildi. Hudeyde'de çatışmaların sonlandırılması için taraflar arasında kararlaştırılan "Stokholm Anlaşması" hatırlatıldı.

Ocak ayından itibaren ABD'de Demokratların Temsilciler Meclisinde ağırlık kazanmasıyla, ABD'nin Yemen'de çatışmanın önlenmesi için baskılarını artırması ihtimaline vurgu yapıldı.

Yemen kan ağlıyor: 20 milyon kişi açlıkla mücadele ediyor
Gündem

Yemen'de çatışmanın sonlanması veya azalması için tüm taraflara baskı uygulanması gerektiği ifade edilen raporda şu değerlendirmeye yer verildi:

  • "Avrupa, Umman ve İran'dan Husiler üzerine, ABD'den Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Körfez ülkelerinden Yemen hükümetine ve Kongreden ABD yönetimine yapılacak baskılar değişime yol açılabilir."

Yemen'de savaşa giden süreç nasıl başladı?

Aşiret bağları, ideoloji ve mezheplerle ile iç içe geçmiş istikrarsız bir siyasi yapıya sahip Yemen'de, desteğini önemli ölçüde yitiren Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in 33 yıllık iktidarına karşı, 2011’de geniş çaplı protestolar patlak verdi.

İHH, Yemen'e yardım ulaştırıyor.

Arap coğrafyasındaki diğer ayaklanmalarla eş zamanlı gelişen ve hükümetinin istifasını talep eden protestoları yatıştırmak için Salih, bazı imtiyazlar verse de istifayı reddetti.

Haziran 2011’de bir saldırıda yaralanınca Suudi Arabistan’a kaçıp üç ay kaldı ve ülkesine geri döndüğünde koltuğu devredeceğini duyurdu. Devam eden protestolar eşliğinde Şubat 2012’de koltuğunu yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi’ye a bıraktı. Tek başına girdiği seçimlerden devlet başkanı unvanıyla çıkan Hadi, tıpkı selefi Salih gibi Husiler tarafından hoş karşılanmadı.

Savaşın bir tarafında Riyad’ın başını çektiği uluslararası koalisyon ve Hadi’ye bağlı birlikler var. Suudilerin Eritre ve Somali'den getirdiği askerler de bunlarla savaşıyor.

  • Kuveyt, Bahreyn, Katar, Fas, Sudan, Ürdün ve Mısır’ın yardım ettiği, ABD, İngiltere ve Fransa’nın lojistik ve istihbarat desteği sağladığı koalisyon, Yemen’deki Husi hedeflerine aralıklarla hava operasyonları düzenliyor. Saldırıları Riyad ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri düzenliyor.

Diğer tarafında ise Koalisyon'un hedefindeki Husiler yer alıyor. Husilerin İran tarafından desteklendiği söylense de Tahran iddiaları yalanlıyor. Ancak Riyad'ın Husi hedeflere başlattığı operasyon İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından "bir soykırım" olarak nitelendirilmişti.

Husiler de balistik füzelerle Suudi Arabistan’a havadan vurma girişimlerinde bulunuyor. En son Kasım 2017’deki füze saldırısı Riyad’ı hedef almış, Suudi Arabistan bunun üzerine Yemen sınırlarını kapatıp ülkeyi ablukaya almıştı.

Suriye

Raporda Rusya ve İran'dan destek alan Esad rejiminin bu yıl içinde muhaliflere karşı güçleneceği öngörüsü yer aldı.

Raporda DEAŞ'a karşı yürütülen mücadelenin sona yaklaştığı belirtilerek, terör örgütü PKK/YPG işgali altındaki bölgede Türkiye'nin operasyonunun beklendiği kaydedildi.

Suriye'de taraflar arasında bir uzlaşının, Esad rejimi ve PKK/YPG arasında yapılacak anlaşmayla sağlanabileceği belirtilerek, aksi halde DEAŞ'ın yeniden canlanabilme ihtimaline vurgu yapıldı.

Suriye'de 9. yılına giren savaş

Suriye'de 8 yıl önce Beşar Esed yönetimine karşı barışçıl gösterilerle başlayan isyan, tüm bir ülkede yıkıma yol açan, yüz binlerce kişinin öldüğü, milyonlarca kişinin evlerinden olduğu topyekun bir iç savaşa dönüştü.

Suriye'nin İdlib kenti genel görünüm

Muhaliflere yakın İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Mart 2018 itibarıyla 106 bini sivil 353 bin 900 kişinin ölümünü belgeledi.Bu sayılara kaybolan ve öldüğü sanılan 56 bin 900 kişi dahil değil. Kuruluş 100 bin kişinin ölümünün belgelenmediğini tahmin ediyor.

İnfografik: Anadolu Ajansı

Ülkedeki iç savaş yüzbinlerce sivilin ölümüne yol açmasının yanı sıra, 1,5 milyon kişiyi kalıcı engellerle yaşamaya mahkum etti. Bunlara uzuvlarını kaybeden 86 bin kişi de dahil. En az 6,1 milyon Suriyeli ülke içinde evlerinden oldu, 5,6 milyon kişi de ülke dışına kaçtı.

Afganistan

Raporda Afganistan'ın 2018'de dünyada çatışmalar nedeniyle en fazla ölümün görüldüğü ülke olduğunun altı çizilerek, geçen yıl içinde 40 bin savaşçı ve sivilin öldüğü belirtildi. Afganistan'da ABD müdahalesinin ardından en fazla kaybın 2018'de yaşandığı ifade edildi.

Taliban militanlarının ülkenin hemen hemen yarısını kontrol ettiği ifade edilerek, ana yollardaki ulaşımı kapattığı, şehirleri ve kasabaları kuşattığı bilgisine yer verildi.

ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad 29 Haziran'da Taliban yetkilileriyle görüştü.

Fotoğraf: Arşiv

ABD birliklerinin yarısının Afganistan'dan ayrılmasının etkisi değerlendirilen yazıda, bu yöndeki olası kararın mevcut belirsizliği artırdığı ifade edildi.

Afganistan'da neler oluyor?

1989–1994 yılları boyunca mücahit grupların güç mücadelesine sahne olan Afganistan’da iç savaş dönemi yaşandı. Binlerce kişi yaşamını yitirdi.

10 yıl süren iç savaş boyunca Afganistan’daki direniş hareketinin aktörleri olan “mücahitler”, başta ABD, Pakistan ve Suudi Arabistan olmak üzere çeşitli devletlerce desteklenmedi ve 1989 yılında SSCB, Afgan topraklarından geri çekildi.

Afganistan'ın başkenti Kabil'de sıklıkla bombalı saldırı meydana geliyor.

  • 11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı gerçekleştirilen terörist saldırıların ardından, Afganistan’a karşı yürütülen çokuluslu operasyon, her ne kadar bu saldırıların sorumlusu olarak gösterilen El-Kide örgütünün lideri Usame Bin Ladin’i ele geçirme amacını gütmüş olsa da nihai hedefine ulaşamamıştır. 7 Ekim’de Afganistan’ın bombalanmasıyla başlayan operasyon, Taliban yönetimini devirmesine rağmen ülkede istikrarsızlar devam ediyor.

11 Eylül saldırıları ve akılda kalan soru işaretleri
Gündem

Afganistan iç dinamikleri bakımından (etnik, dinsel ve dilsel bölünmüşlük, zayıf bir ekonomi, uyuşturucu ekimi ve ticareti, iç savaşlar vb.) Batılı uluslararası ilişkiler uzmanlarınca “Başarısız Devlet” ( Failed State ) olarak nitelense ve terörizmin kaynağı olarak görülse de, bu durumun oluşmasında dış aktörlerin etkisinin daha büyük olduğu bir gerçektir. Zira 1979 Sovyet işgaline kadar ülkede bir iç savaş yaşanmamıştır.

Taliban halen ülkenin birçok bölgesinde hakimiyetini koruyor

Bazı bölgeleri Taliban'ın kontrolündeki ülke, ciddi güvenlik sorunuyla karşı karşıya bulunuyor.

Hükümetin geçen yıllarda defalarca Taliban ile barış görüşmelerine başlamak için çaba sarf etmesi ve bu kapsamda Barış Konseyi kurulmasına rağmen henüz bir sonuca ulaşılamadı.

Eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai döneminde Afganistan yönetimi ile Taliban arasındaki temasların, Katar'ın başkenti Doha'da, Haziran 2013'te yapılması planlanmış ancak Taliban'ın ofise "Afganistan İslam Emirliği" tabelası ve sözde bayrağını asması üzerine Afgan hükümeti müzakerelerden vazgeçmişti.

ABD-Çin gerginliği

ABD ve Çin arasındaki gerginlik için "silahsız bir ticaret savaşı" ifadelerine yer verilen raporda, Washington ve Pekin arasındaki restleşmenin karşılıklı açıklamalarla yükseldiğine işaret edildi.

Yıllardır terörün en üst sırada yer aldığı ABD'nin Ulusal Güvenlik Stratejisinde, 2018'de en üst sırada Rusya ve Çin'in bulunduğuna vurgu yapıldı.

ABD, Çinli Huawei ve ZTE'yi tamamen yasaklayabilir
Teknoloji

Washington ve Pekin arasında bir uzlaşının gerginliği azaltacağı belirtilen yazıda, aksi halde jeopolitik ve ekonomik rekabetin bir kırılma noktasına doğru gittiği bilgisine yer verildi.

Şi Cinping-Donald Trump

Tayvan sorunu çerçevesinde ABD-Çin arasında gerilim artar mı?
Gündem

İran'a karşı Suudi Arabistan, ABD ve İsrail ittifakı

İran'a karşı Suudi Arabistan, ABD ve İsrail'in ortak tehdit algılamasına işaret edilen raporda, Suudi Arabistan ve İsrail'in bölge ülkelerinde İran'a karşı operasyonlar yürütme sinyalleri verdiği kaydedildi.

ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilerek ve ekonomik yaptırımlar uygulayarak, Suudi Arabistan ve İsrail'in yanında İran'ın bölgesel gücünü kırmayı amaçladığı ifade edildi.

İran'ın bu çatışmalara karşı hazırlık yaptığı belirtilerek, Tahran yönetiminin Suriye'deki çıkarlarının tehlikeye düşmesinden endişe duyduğu belirtildi.

Güney Sudan

Güney Sudan'da 5 yıl önce patlak veren iç savaşın ardından 400 bin kişinin öldüğü belirtilerek, Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit ile rakibi Riek Machar arasında 2015 bir ateşkes anlaşması imzalandığı hatırlatması yapıldı.

  • Bu anlaşmanın 2016'da sekteye uğradığı ifade edilen yazıda, 2022'de yapılacak seçimlere kadar Kiir ve Machar arasındaki çekişmenin devam edeceği öngörüsünde bulunuldu.

Anlaşmanın taraflar ve bölgesel aktörler tarafından olumlu karşılandığına vurgu yapılan yazıda, şiddet oranının azalmasının bu anlaşmayı desteklemek için yeterli bir neden olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.

Güney Sudan'da ne oldu?

2011 yılının Ocak ayında yapılan halk oylaması sonucunda Sudan’ın özerk konumdaki bölgesi Güney Sudan bağımsızlık hakkı kazandı.

Yapılan referandumda Güney Sudan halkının %98.83 gibi yüksek bir oyla ayrılığa karar vermesi Afrika’nın 54. ülkesinin doğumu oldu.

Başta İsrail ve Amerika olmak üzere pek çok ülke hızla Güney Sudan’ın bağımsızlığını tanıdılar. Sudan Halkı Özgürlük Hareketi/Ordusu (SPLM/A) önderliğinde verilen bağımsızlık mücadelesi meyve verirken Güney Sudan halkı artık yeni bir sürecin içine giriyordu. Devlet olmanın gerekliliği olarak devlet inşası, parlamento ve anayasa gibi siyasi kurumlar hızla hayata geçirildi. Her alanda Sudan’ın ve İslam’ın izlerinin silinmesi ve yeni bir ulusal kimliğin inşasına başlanmıştı. Tamda ulus-inşası ve devlet-inşası süreçlerinin başladığı bu noktada etnik gerilimler de artarak çatışmaya dönüştü.

Türkiye – Güney Sudan İlişkileri

Her ne kadar Türkiye Sudan’ın bölünmesini desteklemese de Güney Sudan’ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Güney Sudan’ı tanımış ve diplomatik ilişkiler kurma yoluna gitmiştir. Ülkenin bağımsızlık kazanmasının hemen ardından Türkiye başkent Juba’da elçilik açmış ve Türk Hava Yolları İstanbul-Juba uçuşlarına başlamıştır. Güney Sudan’da Ankara’ya elçi atayarak elçiliğini açmış ve böylece iki ülke arasında diplomatik ilişki kurulmuştur. Ancak 2013 yılında Güney Sudan’da başlayan iç savaş ilişkilerin istenilen seviyeye çıkmasına mani olmuştur. 2017 yılında ülkede başgösteren açlık krizi nedeniyle Kızılay ve İHH gibi kurumlar ülkeye insani yardım götürmüşlerdir.

Kamerun

Yazıda, Kamerun’un İngilizce konuşulan bölgelerindeki iç savaş tehlikesine yer verilerek, bölgede 2016'da başlayan Fransız eğitim ve hukuk sistemine yönelik protestoların artarak devam ettiği belirtildi.

  • Kamerun'daki çatışmalarda en az 500 sivilin yaşamını yitirdiği kaydedilen yazıda, 30 bin kişinin Nijerya'ya göç ettiği ve yaklaşık 437 bin kişinin Kamerun içinde bir yerlere göç ettiği bilgisi yer aldı.

Kamerun'da 2017'de, İngilizce konuşan azınlığın ötekileştirilmesini protesto eden gösterilerin Frankafon (Fransızca konuşan) merkezi hükümet tarafından şiddetle bastırılmasının ardından ayrılıkçılar milis bir hareket başlatmışlardı.

Fotoğraf: Arşiv

Ayrılıkçı bir hareket halini alan Kamerun'daki olayların, eğer kapsamlı bir uzlaşı sağlanamazsa, büyük çapta ve istikrarsızlığa yol açan bir çatışmaya dönüşeceği ifade edildi.

Ukrayna

Raporda, Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakının ardından başlayan savaşın Ukrayna'da sonunun görünmediği ifade edildi.

Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesinde Rusya yanlısı ayrılıkçıların desteğiyle olayların şiddetlendiği belirtilen yazıda, Rusya ve Batı ülkeleri arasında bir jeopolitik bir ihtilafa dönüştüğü kaydedildi.

Ukrayna’da seçimin kazananı komedyen Zelenskiy
Gündem

Gelecek yıl ise Ukrayna'da seçimler öncesinde hareketliliğin yaşanabileceği belirtilirken, diğer yandan seçim sonuçlarının iç barışı veya Rusya ile uzlaşıyı sağlayabileceği ihtimaline yer verildi.

Geçtiğimiz yıl Azak Denizi'nde Rus savaş gemileri ile Ukrayna savaş gemileri karşı karşıya gelmişti.

Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden iki bölgede seçim yapıldı
Gündem

Venezuela

Yazıda Venezuela'nın zengin petrol yataklarının önceleri komşularını kıskandırırken, ekonomik sorunların toplumsal etkisiyle Venezüela halkının komşu ülkelere göç ettiği belirtildi.

Venezuela'nın toplam nüfusu 31 milyon nüfusunun 3 milyonunun ülkeyi terk ettiği belirtilen yazıda, BM'nin 2019 sonuna kadar bu sayının 5,3 milyonu bulacağını tahmin ettiği bilgisine yer verildi.

ABD ve Avrupa'nın hedefinde Maduro yönetiminin olduğu ve hükümete yönelik yaptırımların Venezüela'nın komşularıyla ilişkilerine ve halkına zarar verebileceği vurgulandı.

Venezuela'da Maduro ve Guaido destekçileri meydanlara indi
Gündem

Nijerya

Nijerya'da siyasi istikrarsızlığın çatışmaya dönüşme riskine işaret edilen yazıda, 2019'un şubat ayında yapılacak seçimlerde ülkenin yeni cumhurbaşkanının ve federal meclisinin, mart ayında da eyalet valileri ve meclislerinin seçileceği hatırlatıldı.

Nijerya'da daha önceki birçok seçimde şiddet olaylarının yaşandığı hatırlatılan yazıda, mevcut Cumhurbaşkanı Muhammadu Buhari ile eski yardımcısı Atiku Abubakar arasında çetin bir yarış geçeceği öngörüldü.

Seçime hazırlanan Nijerya'daki gerilim noktaları olarak Boko Haram terörü, Hristiyan çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan Müslümanlar arasındaki çatışmalar, petrol zengini Nijer Deltasındaki güvenlik sorunları gösterildi.

Raporda, yerel güçlerle federal hükümet arasındaki çatışmaların alevlenme ihtimaline dikkat çekildi.

Afrika'nın en büyük ülkesi Nijerya hakkında 14 bilgi
Gündem