İhvân'ın kurucu mürşidi: Hasan el Benna

HABER MASASI
Abone Ol

Dostlarıyla İslâm’ı Mısır topraklarında ihya etmeyi amaçlayarak İhvân-ı Müslimîn (Müslüman Kardeşler) topluluğunu kuran Hasan el Benna geriye Mısır’ın en büyük siyasal hareketini bıraktı. Bu nedenle yaşadığımız yüzyılda insanları en çok etkileyen ve hâlâ etkilemeye devam eden liderlerden biri haline geldi.

Mısır’ın İsmailiyye bölgesinde cami ve kahvehanelerde halkı bilinçlendirmeye yönelik konuşmalar yapan Hasan el Benna, 1928 yılının Mart ayında evinin bir odasında toplanan dostlarıyla İslam’ı Mısır topraklarında ihya etmeyi amaçlayarak İhvân-ı Müslimîn (Müslüman Kardeşler) topluluğunu kurdu. Küçük bir evin odasında kurulan bu topluluk, samimiyet ve gayretlerle Mısır’ın en kalabalık Müslüman topluluğu haline geldi.

  • İnsanların bu ilgisi ve İhvân'ın başarısı elbette tesadüf değil. Hasan el Benna’nın geçmişi Müslüman Kardeşlerin bu kadar geniş bir alana yayılmasında çok büyük bir etken.

Hasan el Benna.

Hasan el Benna 1906 yılında Mısır’ın Mahmudiye kentinde doğdu. Babası El-Ezher mezunu Ahmet bin Abdurrahman, o dönemlerde Mahmudiye’nin yerel camilerinden birinde imamlık yapıyordu. Aynı zamanda saatçilikle uğraşarak ticaret de yapıyordu. Babasının bu işlerinden ötürü Hasan el Benna’nın hayatı ev, cami ve saatçi dükkanı arasında geçmişti. Bu da onun korunaklı bir hayat sürmesine yardımcı olmuştu. Aynı zamanda hadis ilmine büyük katkılar sağlayan babasının kendi yazdığı hadis kitapları da vardı. Babasının hadis kitapları ve verdiği dini eğitimle büyüyen Hasan el Benna, içindeki İslam adına çalışma tohumlarını küçük yaşta ailesi sayesinde atmıştı.

Hasan el Benna lise çağlarında arkadaşlarıyla beraber “Kötülüklere Karşı Mücadele” adında bir topluluk kurmuştu.

Lise çağlarında arkadaşlarıyla beraber “Kötülüklere Karşı Mücadele” adında bir topluluk kurdu ve Mısır’daki bazı önemli isimlere mektuplar gönderip, onların dikkatini toplumdaki kötülüklere çekmeye çalışıyorlardı.

Liseden çok yüksek bir dereceyle mezun olduktan sonra üniversiteyi Dar’ul Ulum’da okumaya karar verdi. Üniversiteyi bitirme sınavlarını verirken on sekiz bin beyit ve bir o kadar nesir ezberlemişti.

İslam’a adanmış bir ömür: Seyyid Kutub
Mecra

Liseden çok yüksek bir dereceyle mezun olduktan sonra üniversiteyi Dâru'l-Ulûm’da okumaya karar verdi.

Dâru'l-Ulûm’u birincilikle bitirdikten sonra o dönemlerde İngiliz güçlerinin toplandığı bölge haline gelen İsmailiye’ye tayini çıktı. Okullarda Avrupa usulü eğitim yapılıyordu, hatta bundan ötürü çalıştığı okul Londra’daki okulları andırdığı söyleniyordu. O dönemde İsmailiye’deki Mısır halkının büyük çoğunluğu oradaki bir İngiliz şirketinde çalışıyordu. Hasan el Benna İngilizlerin Mısırlı Müslümanları köleleştirdiğini düşünüyor ve bu nedenle onların yaptığı hiçbir politikayı önemsemeyip kabul etmiyordu.

Hasan el-Benna'dan günümüze İhvan liderleri
Mecra

Mısır’ın yanı başındaki Türkiye’de 1924 yılında hilafetin yıkılması ve Batılıların İslam’ı karalamak adına yaptığı çalışmalar Hasan el Benna’nın Müslümanlar adına daha çok çalışmasını sağladı. Kendisiyle beraber salih Müslüman olduğunu düşündüğü altı kişiyle birlikte Benna’nın evinde İhvân-ı Müslimîn (Müslüman Kardeşler) topluluğunu kurdular.

Altı kişiyle birlikte Benna’nın evinde İhvân-ı Müslimîn (Müslüman Kardeşler) topluluğunu kurdular.

Topluluğa ilk davetleri İsmailiye bölgesinde yaptı. Kahvehanelerde zamanını boşa geçiren insanları toparlayıp onlardan muazzam bir Müslüman topluluk meydana getirdi. Muhammed Fergali de bu isimlerden biriydi.

  • Bir gün İngiliz komutasının karşısına geçip “Beni İsmailiye’den ancak bir kişinin emri çıkartabilir; o da Hasan el Benna” dedi.

Hasan el Benna İsmailiye’deki çalışmaların ardından topluluğu daha da büyütmek için başkent Kahire’ye yerleşti ve burada Müslüman Kardeşler’in ilk büyük merkezini açtı. Ardından bazı mensuplarını Filistin’e göndererek İsrail’e karşı Filistinlilerin yanında durmaya çalıştılar.

Mısır Kralı Faruk, Hasan el Benna ve Müslüman Kardeşler'in çalışmalarından rahatsızlık duyuyordu.

O dönemlerde Hasan el Benna’nın çalışmalarından yana hoşnutsuzluk yaşayan Kral Faruk, İngilizlerle beraber İhvân'ın sonunu getirmeye çalışıyordu. Filistin’e gönderilen ekibin ardından Müslüman Kardeşler’i tutuklatıp hapishanelere doldurdu. Dışarıda yalnızca Hasan el Benna kalmıştı.

Kral Faruk’un amacı Hasan el Benna’yı öldürtüp çalışmalarına nokta koymaktı ve nitekim amacına ulaştı. Hasan el Benna 12 Şubat 1949'da Kahire'de bir suikast sonucu öldürüldü.

Hasan el Benna'nın ölüm emrini veren Kral Faruk, 1952 yılında Cemal Abdünnasır'ın da içinde bulunduğu Hür Subaylar Hareketi tarafından tahttan indirildi.

Hasan el Benna suikastı / 12 Şubat 1949
Masanın etrafında 7 kişiydiler. Mısır'ın, işçilerin yoğunlukta bulunduğu İsmailiyye şehrinde yaşayan genç insanlardı hepsi. Toplumlarının içine düştüğü ahlaki yozlaşma, fakirlik ve İngiltere'nin kültürel tesiri, hepsini endişelendiriyordu. “Mutlaka bir şeyler yapmalıyız' düşüncesiyle, içlerinde en genç olanın, öğretmen Hasan'ın evinde toplanmışlardı.

Hasan el Benna, kurşunlandıktan hemen sonra hastaneye kaldırıldı ama doktorlara gelen direktifler doğrultusunda kan kaybına müdahale etmediler. İhvân'ın kurucu mürşidi, hastanede kan kaybından hayatını kaybetti.

Hasan el Benna geriye Mısır’ın en büyük siyasal hareketini bıraktı. Bu nedenle yaşadığımız yüzyılda insanları en çok etkileyen ve hâlâ etkilemeye devam eden liderlerden biri haline geldi.