60 m²’de düşey çözümler: Building Frame of the House

İç mekanda yok denecek kadar az bölücü duvarlarla sınırlar ortadan kaldırılıyor. Bu sınırlar, evli çiftin hem özel hem de iş yaşantılarını temsil ediyor. Kullanıcılar evin her yerinde çalışmaya imkan bulabilecekleri, aynı zamanda her an birbirlerinin varlığını da hissedebilecekleri bir ev hayal ediyor. Bu tahayyül mimarları, metrekare bakımından oldukça küçük bir konutta açık planlı bir yaşamalanı tasarlamaya yönlendiriyor.

Yapıyı bölücü duvarlarla parçalara ayırıp birden fazla küçük mekana sahip olmaktansa; evin kendi sınırlarını bir çerçeve kabul edip bu çerçevenin içinde geniş ve esnek mekankurguları oluşturuluyor. Brüt beton kullanımı ise bu tutumu güçlü bir ana fikre bağlıyor.

Yaşam alanının olabildiğince geniş hissedilebilmesi için birden fazla asma kat tasarlanıyor. Asma katlar belli bir düzeni takip etmeyenbasamaklarla birbirine bağlanıyor. Ön cephede yatak odası ve yaşam alanı birimleri yer alırken evin arka cephesi mutfak ve banyo gibi ıslak hacimler için ayrılıyor. Arka kısımdan ön cepheye doğru ilerledikçe mekanlar genişliyor. Böylece yaşam alanları daha geniş ve ferah hissediliyor. Yapının güney duvarı boyunca uzanan kitaplık hem yatayda hem de düşeyde devam ettirilerek mekana derinlik katıyor.

Binanın kuzey duvarında, sağ cephesinde, yapılan kademeli geri çekilmelerle açık bir alan tanımlanıyor. Yatayda ve düşeyde hissedilen üç kademeli geri çekilme, aynı zamanda iç mekana doğal ışık ve doğal havalandırma sağlıyor. Güney cephesinde ise hiçbir açıklıkbulundurmayan yapı, kullanıcıları güneşin yakıcı etkilerinden koruyor.

Şehir merkezinde yer alan yapıda, yeterli büyüklüğe sahip olunmamasından dolayı bahçeveya balkon gibi dışarıyla bağlantının sağlanabildiği birimlere yer verilemiyor. Bu durum, geniş açıklıklar ve geniş doğrama detaylarıyla aşılıyor.

Ön cephede tasarlanan tam boy pencereler kullanıcıların mahremiyetinin nasıl sağlanacağı konusunu gündeme getiriyor. Düşeyde ve yatayda birden fazla parçayabölünendöşemelerle bu problem ortadan kaldırılıyor.

Kurucu mimar Igarashi, tasarımın kullanıcıların isteklerine yanıt verdiğini belirterek onların yaşam tarzıyla örtüştüğünü dile getiriyor. Ayrıca döşeme elemanlarının koltuk, masa, raf, tavan veya yatağa dönüşebilmesinin kullanım açısından bir zenginlik olduğunu da ekliyor.

Kademelendirilen dış duvarlar,farklı yüksekliklerdeki döşemeler; küçük ve basit bir plana sahip yapıyı birçok kullanım şekline uyarlanabilecek bir konuta dönüştürüyor. Bu durum ev sahiplerini bir rutine saplanmaktan kurtarıyor. Böylece her gün, günün her bir saatinde aynı mekanda birbirinden farklı birçoksenaryo kullanıcılar tarafından deneyimleniyor.