Anıları ve hissiyatı mekanlara yansıtan mimar: Utkan Günerkan
İstanbul doğumlu mimar Utkan Günerkan, tasarladığı canlı iç mekan görselleştirmeleri ile büyük ilgi topluyor. Milano’da hayatına devam eden mimarın projeleri; ışıltılı renkleri ile insan ruhunu canlandırmasının yanı sıra iyimserliğe, rüyalara, coşkuya ve enerjiye de gönderme yapıyor.
Günerkan, İstanbul’da mimarlık lisans eğitimini tamamladıktan sonra İtalya'nın en büyük teknik üniversitesi olan Politecnico di Milano'da mimarlık alanında yüksek lisansını tamamlamış. Bir süre boyunca Hem İtalya hem de Türkiye ofislerinde eş zamanlı olarak çalışan mimar; 2017 yılında Milano'da kurduğu stüdyosunda çalışmalarına devam ediyor.
Günerkan, kişinin tercihlerini oluşturma sürecinde anılarının en önemli etken olduğu bilincine sahip bir mimar olarak; kişiye, geçmişini ve duygusal ihtiyaçlarını derinlemesine sorgulatan mekanlar tasarlıyor. İnsanların duygularını tetiklemek için; kullanıcının geçmişini, çağdaş mimarinin aşinalığı ile harmanlıyor.
Tasarım anlayışımı üç kelimeyle ifade etmem gerekirse; merak uyandırıcı, ışıltılı ve zamansız."
Günerkan, eşleşen renk paletlerinin dengesi ve şekillerin karmaşıklığı aracılığıyla anıları uyandırıyor. Tasarımlarında kıvrımlı kemerler, daireler ve pürüzsüz köşeler ana görüntüyü oluşturuyor. Böylece geçmişe dair ufak ipuçları sunan mekanlar ve başkalarıyla paylaşılmak istenen unutulmaz alanlar yaratıyor.
Günerkan, tasarladığı mekanlarda yaşatmak istediği geçmiş hissiyatını; büyükannenin çekmecesinden şeker almaya benzetiyor. Mekanlarında kullandığı formlar ve renklerle, çocukluk anılarını uyandırmayı hedefliyor.
Tasarımları ile nostalji, güvenlik ve tetiklik gibi farklı duyguları uyandırmak isteyen sanatçı; çevresindeki çağdaş mimarinin renk paleti olan griden uzaklaşarak hedeflediği işleve uygun renk tonlarına yöneliyor. Monokromatik renkleri kullanarak istediği ifadeyi elde edememesi üzerine rahat bir denge yaratmak için farklı renkleri bir araya getiriyor.
Tasarımları, insanların karakterini oluşturan iki faktör üzerine yoğunlaşıyor. İlki genel beğenilerin şekillendirdiği toplumsal faktörler, ikincisi ise içsel, saf ve kişiye özgü olan sanal huzur ortamı. Günerkan, kişinin beğenilerini oluşturan bu iki etkeni harmanlıyor. Ancak yine de önceliği; kişiye özgü sanal huzur ortamını keşfetmek ve mekana yansıtmak.
Benim esas olarak yaptığım aklımdaki gerçek dışılığı mimarinin sunduğu gerçeklik içerisine yerleştirmeye çalışmak."
Günerkan, Puerto Vallarta, Meksika'daki konut projesini kendisi için önemli bir fırsat olarak değerlendiriyor. Kubbeler, kemerler ve avluların eklektik bir karışımı olan tasarıma, dağ ve kıyı karakteristiğine sahip Meksika ve İspanyol mimarisinin renklerini kullanarak kendi fikirlerini işleyebilmiş.
Günerkan’ın işlerinintamamını gerçek müşteriler veya ofisler için tasarlıyor. Müşterilerine yakın çalışarak neleri sevdiklerini anlamaya çalışıyor ve onları gerçekten tanıyarak, evlerini günlük ihtiyaçları için mükemmel bir hale getirmeyi hedefliyor. Tasarım kurgusu içerisinde yer alan renkleri ve biçimleri de hedef kullanıcıyı tanıyarak oluşturuyor. Diğer yandan sahip olduğu güçlü tasarım dili ile müşterilere tasarımı ve arkasındaki hikayeyi anlatmabilme kabiliyeti sağlıyor.
İç mekanlar dışında mobilya tasarımlarında da insanlarda çarpıcı bir etki yaratmayı hedefliyor. Günerkan, mobilyaların insanı tamamen çevreleyen ve mekandan daha zor şekilde etki bırakan eşyalar olduğunun farkında. Bu yüzden insan doğası hakkında kapsamlı bir anlayışa sahip olarak farklı bağlamlarda aynı duyguları yaşatacak parçalar tasarlıyor. İlk mobilya koleksiyonu, Milano Tasarım Haftası'nda diğer tasarımcılarla ortaklaşa bir sergide vitrine çıkmış.
Günerkan’ın tasarım prensibi, gelişen bir süreç sonucunda oluşmuş. Sahip olduğu estetik tercihleri günlük yaşama işlerken aynı zamanda eski fikirleri de içinde taşıyan yeni bir şeye dönüştürüyor. Tasarım yaklaşımının; duygu tarafından tetiklendiği için oldukça içgüdüsel olduğunu belirtiyor.