3 Soruda Hamdi Akyol

Az ya da çok, mutlaka bir şeyler okumak şart.
Az ya da çok, mutlaka bir şeyler okumak şart.

Okuduğumuz, okuduklarımızdan edindiklerimiz ve edindiklerimizden yola çıkarak ürettiklerimiz, takındığımız tutum ve davranışlarımız, bizim sosyal konumumuzu belirliyor. Az ya da çok, mutlaka bir şeyler okumak şart.

Neden okuyalım?

İnsanı diğer canlılardan ayırt eden en belirgin vasfı, sınırsız bir düşünme kabiliyetine sahip olması. Ancak bu kabiliyet, aklın sürekli kullanılmasıyla bir anlam ifade ediyor.

Akıl ise bilgi ile desteklendiğinde ışıldıyor, üretebiliyor. Bilgi, duygularımızla harmanlayarak ürettiğimiz değerler için önemli bir ayak. En temel bilgi kaynağı ise, binlerce yıllık insanlık birikiminin ürünü olan yazılı metinler. Hem kendimiz, hem de içinde yaşadığımız mikro ve makro dünyada yer edinebilmek için okumak gerekiyor. Okuduğumuz, okuduklarımızdan edindiklerimiz ve edindiklerimizden yola çıkarak ürettiklerimiz, takındığımız tutum ve davranışlarımız, bizim sosyal konumumuzu belirliyor. Az ya da çok, mutlaka bir şeyler okumak şart.

Ne okuyalım?

Zaten sınırlı vakitlerimiz var ve bunu azami faydalı kullanmalıyız.
Zaten sınırlı vakitlerimiz var ve bunu azami faydalı kullanmalıyız.

İhtiyaçlarımız, beklentilerimiz ve düşünce dünyamız, bizlerin neler okuması gerektiğini söyler. İnsanın ömrü tek bir çizgi üzerinde sapmadan ilerlemez. Bazen tökezler, yere düşeriz. Bazen koşarız. Bazen üzerinde yürüdüğümüz çizgiden bir bakmışız ki uzaklaşmışız. Bazen mutlu, bazen mutsuzuzdur. Bazen coşkulu, bazen de durgun bir deniz gibiyizdir. Bütün bunlar, bir dere yatağının suya akacağı yolu göstermesi gibi bizlere “ne okumamamız” gerektiğini söyler.

Elbette bu, okuyacağımız kitapların seçimleri, öncesinde bir araştırma, yoklama yapmaya gerek olmadığı anlamına gelmiyor. Zaten sınırlı vakitlerimiz var ve bunu azami faydalı kullanmalıyız. En garanti yol, görüşlerine itibar ettiğimiz insanların, gündemimize aldığımız kitaplara dair bir fikirlerinin olup olmadığına bakmak. Keza, duygu ve düşünce dünyamızla uyuşmayan (özellikle kurgusal) metinler, getirisinden fazla götürüsü olacağı için uzak durulması gereken metinlerdir.

Nasıl okuyalım?

Okumak benim kanaatime göre, bir gönül işi olduğu kadar kendi içinde bir disiplin de barındırır.

Okumak benim kanaatime göre, bir gönül işi olduğu kadar kendi içinde bir disiplin de barındırır. İnsan nefsi tembelliğe temayüllüdür. Mümkün olduğunca az zahmet ile çok rahmete kavuşma peşindeyizdir. Bunu aşmak, bunu yenmek için ne yaparsak yapalım, disiplini elden bırakmamamız, gevşeklik göstermememiz gerekiyor. Bu temel tutumdan hareketle, bazen şartlar bizi zorlasa bile okumaya devam etmek, ısrarcı olmak, pes etmemek, inat etmek, bazen var olan kazançla yetinmek, kanaatkâr olmak gerekiyor. Özellikle günümüzde sosyal medyanın varlığı, bizlere epey bir şey kattığı hâlde, hayatın merkezine odaklanmamızı da engelliyor.

  • Bir plan, program dahilinde ayıracağımız vakitlerde okumak gerekiyor. Bir de özellikle metropolde yaşayanlar için, günlük en az 2 saat toplu taşıma kullanımı söz konusu.

Bu vakit, okumak için çok çok iyi bir fırsat. Ayrıca çok sık düşülen bir hata, okumaları hep “ideal ortam” larda yapma inadıdır. Günümüz hayat akışında bu, çok da mümkün olmayan bir durumdur. İdeal olanı hedeflemek yerine, çıtayı düşürerek ve ortamın uygunluğuna göre metin tercihleri yapmak en doğrusu.

Çok yoğun odaklanma gerektiren metinleri en sakin zamanlarımızda, nispeten daha az yoğunluklu metinler için de çok sakinlik gerektirmeyen ortamlarda okuyarak, zamanımızı azami fayda ile kullanmış oluruz.