Dünyanın en güzel adresi...

Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel
Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel

Cins, bu sayısını O’na ithaf ediyor.Millet olarak adını asla unutmamaya yemin ettiğimiz o kahramana…

‘Evvel refîk ba’del-tarîk’ demiş eskiler. Yani önce yoldaş, sonra yol. Nereye gittiğinden çok, kiminle gittiğin; nereye gittiğinden çok neye gittiğin önemlidir çünkü.

Yanında gözlerini kapatabileceğin bir yol-arkadaşın varsa, gözlerin görmese bile, görmeden de yürüyebileceğin bir yolun var demektir.

Her adımı kendi içinde bitimsiz hikâyeler barındıran bir yol işte insanın kendi serüveni. Okul sıralarından üzerine ‘dünya’ bulaşan iş hayatına kadar, ilk bir çift göze dalıştan özü-nü asla unutturmayan gürlüğe kadar uzun bir serüven…

Bundan 54 yıl önce, yine bir Ağustos gününde toprağa verdiğimiz 29 yaşındaki gence ithaf ediyor. Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’e.


Sabit durduğu müddetçe, sabit durmayı aziz kabul ettiği sürece, her adımda saklı olan her hikâye kıymetli…

‘Taşınmak’ fiilinin, deyimleşmiş öncüsüdür ‘düşünmek.’ Öyle olunca onda ferahlık vardır, zorluğunda bile…

Yoldaşın varsa, yol yorsa da güzeldir.

Dünyanın bütün güzel adreslerine taşınma teklifidir aslında Cins. ‘Daha güzeli mümkündür’ fikrinin, bütün zorlukları göze alarak dile getirilmesidir.

Çünkü daha güzeli mümkündür.

Kullandığı uçak, Rum ateşiyle vuruldu.
Kullandığı uçak, Rum ateşiyle vuruldu.

İthaf

Raşid halifelerin dördüncüsü Hz. Osman Efendimizin fethiyle ilk kez ‘vatan’ haline gelmiş, elden çıkmış ve uzun tarihinde ikinci kez 1571’de yeniden ‘vatan’laştırılmıştı. Zor günler geçiren Osmanlı payitahtıyla benzer kaderi paylaşmıştı.

Harb-i Umumi başlayınca İngilizler tarafından ilhak edilmiş, ardından Lozan’da da kendi elimizle İngilizlere terk etmiştik. 1959 yılına kadar İngiliz hâkimiyeti sürdü.

1955’de Rumlar, İngilizlerin yönetimini devralarak Yunanistan’a bağlanmak ve Rum unsurlar dışındaki her şeyi yok etmek hevesine düştüler. Peyderpey Türk köylerini yakmaya, yerli halkı öldürmeye başladılar. Çatışmaların arasında Türk ve Yunan Dışişleri bakanları, Zürih’te bir araya gelerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması konusunda anlaştılar. 1959’un 15 Ağustos gecesi, cumhurbaşkanı Rum, cumhurbaşkanı yardımcısı Türk olan Kıbrıs Cumhuriyeti resmen kuruldu. Fakat Rum şımarıklığı için yeterli olmadı bu. 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını sadece kendi lehlerine olacak şekilde değiştirmeye başladılar. Aynı yılın Aralık ayında yeniden Türk nüfusa yönelik saldırılar artmaya başladı. Türkleri yıldırmak amacıyla öldürülen Türk çocukları, Rumlar tarafından özellikle fotoğraflanıp basına servis ediliyordu.

  • Tüm bunlar olurken, Türkiye, dünya kamuoyunu saldırılara son verilmesi konusunda defalarca uyarıyordu. Uyarıları kimse ciddiye almadı. 7 Ağustos 1964 yılında Eskişehir Hava Jet Üssü’nden dört uçak havalandı. Amaç, Rumları işledikleri cinayetler konusunda caydırmaktı.

İngiliz radarına yakalanmamak için alçak uçuş yapan uçaklardan birinin pilotuydu o. Kullandığı uçak, Rum ateşiyle vuruldu. Uçak düşerken paraşütle atlamayı başarmıştı. Fakat Rum bölgesine inmek zorunda kalmıştı. Savaş hukukundan ve insanlıktan hiç nasibini almamış olanların dünyasına yani. Esir düşmesinin ardından Türkiye, ‘eğer yüzbaşı verilmezse çok sert karşılık verileceğini’ ifade etti. BM araya girdi. Ertesi gün ise Rum radyolarından ‘esir pilotun öldüğü’ haberi duyuldu. Rumlar önce işkence etmiş ve öldürmüş. Ardından cenazesine dahi ateş etmişlerdi. Otopsi raporlarında, vücudunda çok sayıda darbe izinin yanı sıra, yakın mesafeden atılmış mermi izleri de bulundu.

Şehidin cenazesi büyük tartışmalar sonrasında 12 Ağustos 1964’te Lefkoşa’da hastane önünde yapılan törenin ardından Ankara’ya getirilir. 14 Ağustos’ta İstanbul Sultanahmet Camii’nde kılınan cenaze namazı, Türkiye tarihinin gördüğü en büyük kalabalığa şahitlik eder. Edirnekapı’da toprağa verilir.

Cins, bu sayısını O’na ithaf ediyor.

Millet olarak adını asla unutmamaya yemin ettiğimiz o kahramana…

Bundan 54 yıl önce, yine bir Ağustos gününde toprağa verdiğimiz 29 yaşındaki gence ithaf ediyor.

Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’e.