Koș Lola Koș filmi nasıl alternatif sonlarla yeniden yorumlanıyor

ahg
ahg

Tat alma organından tuzsuzluk akar oldu. Zira KK’nın da yetişmesi gerekir. 2023’e kadar vakti vardır. Yapmadığı hakaret, şampiyon olmadığı kaset oyunu, atlatmadığı tehlike, kaybetmediği seçim, oynamadığı kumar, yapmadığı inkâr kalmaz.

Acil bir ihtiyaç üzerine koşmalıdır. Yetişmesi gerekir. Sadece 20 dakikası vardır. Kısacık yolda karşılaşmadığı tip, atlatmadığı tehlike, soymadığı banka, oynamadığı kumar, yapmadığı imar kalmaz.

Fekat o da ne, sonunda ölür Lola. Ölmemeli! Bir yolu olmalı. Ne yapmalı? Başa mı dönmeli?

Lola başa döner. Anlık tercihlerle bütün süreç değişir. Çareyi farklı yerlerde arar. Animasyona dalar ve merdivenleri daire daire iner. Bir televizyon ekranından şahitlik edebiliriz. Sonra çizgilerin sahiciliğinden gerçeğin sahteliğine varırız. Ya da zaten hepsi ikinci seçenektir.

Her zaman bir başka seçenek vardır. Kelebek etkisi! En küçük tercihler en büyük resmi değiştirir. Ya KK başa, ya dilsiz mütercim! Bu filme alternatif bir son lazım.


Kaza, soygun, baba, bisiklet, ambulans ve! Olamaz. Bu defa da Manni ölür! Neden olur! Kimse ölmeden mümkün olamaz mı? Sonuçta Alaycı Kuş Everdeen değil kendisi. Dünyayı Kurtaran Adam da senaryoya henüz dâhil olmadığına göre bir yolu olmalı.

Tamam. Yeniden başa alalım. Bütün aktörler safları sıklaştırsın. 1998 filmi nihayetinde, ne kadar postmodern olabilir ki! Kayıp çanta bisiklette, baba ambulansta, Lola anbulansta, ambulans yolda, Manni silahı doğrultmuş, meczup derdine derman şimdi, mükâfatı tabanca…

Koş Lola koş, KK yakalamasın seni!

Bi’ saniye! KK n’alaka! Filme +18 sınırı gelmesin ha! Kendisinin dahî yaşının tutmadığı sularda debelenen ‘orta boylu adam’ ile film devam edemez. Orta boylu dediysem, Gotham’ın Dersim ilçesinden. Sistemle kavgalıydı ya dedeleri. Kendisi sistemin evladı oldu. Taviz vere vere boyu kısaldı zahir. Ve boydan vereceği kalmayınca dilden vermeye başladı. Tat alma organından tuzsuzluk akar oldu. Zira KK’nın da yetişmesi gerekir. 2023’e kadar vakti vardır. Yapmadığı hakaret, şampiyon olmadığı kaset oyunu, atlatmadığı tehlike, kaybetmediği seçim, oynamadığı kumar, yapmadığı inkâr kalmaz.

1998 filmi nihayetinde, ne kadar postmodern olabilir ki!
1998 filmi nihayetinde, ne kadar postmodern olabilir ki!

Sen hangi filmin kötü adamısın be adam! İsmini açıkça yazmaktan imtina ettiğim kanaat önderi sen misin? Geleceğimizin, insanlığımızın, izanımızın garantisi olan mülteciler için dilinden dökülen zehri atlatamadan nasıl bir kara lekenin önüne yattı dilin!

Tamam, başa dönelim!

  • Kimsenin kaseti ortaya çıkmaz. KK denilen şahıs belediye başkan adayı olur ve kendisi için oy kullanamaz. ‘İzindeyiz Atam’ diyen hâlkımın büyük kısmı da KK’ya oy vermez. Tarihi bir uyum ve feraset ile KK Lola’nın izinden gider. SSK’da edindiği eşsiz tecrübe ile filmi başa sarar.

Her zaman bir başka seçenek vardır. Kelebek etkisi! En küçük tercihler en büyük resmi değiştirir. Ya KK başa, ya dilsiz mütercim! Bu filme alternatif bir son lazım. Mesela Lola’nın çöp poşetine koyduğu şey para değil de KK’nın seçim pusulası olsun. Haliyle torbada giden şey KK’nın kendisi olur. Yani bu bir kurtuluş reçetesi olabilir. Bu kadar saçmalıkla Tom Tykwer bile baş edemez. Adam KK’yı bilse ne Koku’yu ne de Cloud Atlas’ı çekmeye cesaret ederdi. Koş Lola Koş jübilesi olurdu.

Galiba KK’ya içeriden bir çare bulmalıyız. Bizden biri olarak KK’yı bizden biri filme almalı. Lola’dan mülhem koşucu, güneşi gören Mahsun karakteri miktarınca rûhî cıbıldak, illa da NBC çakması amatör ve halkına yabancı bi’ çeşit kendisi… Yersiz adamın yerli fi lmi için artık vakit kaybedilmemeli. Her ne kadar siyasi eğlencemizin yegâne malzemesi olsa da söz konusu olan sınırsız vatanın bekası olunca primi eline vermeli ve ıssız bir fi lme göndermeliyiz.

İşbu üç harfli olamayacak KK’nın senaryosunun sinopsisi sayıla!

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.