Her şeye geç kalanlara, başaramayanlara

Hepimiz, farkına varsak da varmasak da bir eşikte duruyoruz. Bu eşik, ekranlarımızın soğuk ışığı ile hakikatin sıcak nefesi arasında. Karar vermek zorundayız: Bir tüketici, bir kullanıcı, algoritmaların yönlendirdiği edilgen bir figür mü olacağız; yoksa yaratılmışların en şereflisi, kendi aklı ve iradesiyle yolunu çizen insan mı? Başkalarının hayatlarını seyrederek geçen ömür, aslında bize ait olmayan bir hikâyeye tanıklık etmekten ibaret. Oysa bize verilen zaman, sadece bize ait; kıymetini bilmediğimiz her an, geri dönüşsüz şekilde yitip gidiyor. Hayat, ekran başında harcanacak kadar ucuz değil. Mesele, tercihlerimizin özünü hatırlamakta. İnsanı insan yapan; tükettiği içerikler değil, ürettiği anlamdır.
Gökhan Ergür'ün “Her Şeye Geç Kalanlara, Başaramayanlara” başlıklı yazısının devamı ve daha fazlası Cins Ağustos sayısında.
1-3
Stanley termosu gerçekten ihtiyacın olduğu için mi istiyorsun, yoksa tüm Instagram ünlülerinde gördüğün için mi?
2-3


