Mağlup Görünür Ama Her Zaman Galiptir

Bazı isimler vardır; yüksek sesle konuşmaz ama sesi çağın içinden uzun süre yankılanır. Sezai Karakoç da bu topraklarda, şiiriyle ve fikriyle var olmayı seçmiş, kendini geri çekerek sözü öne alan nadir isimlerdendir. Kendi benliğini merkeze koymayan tavrı, insanları daima eserine yönlendirmiş; şahsı değil, mânâ konuşmuştur. Bu yüzden hakkında çok şey yazılmamış, az anekdot anlatılmıştır. Suskunluğu bir mesafe değil, bir edep olarak kalmıştır. Türkiye'de modern şiirin hikâyesini yazarken Sezai Karakoç'u yok saymak ya da atlamak mümkün değildir. Kalabalığın gürültüsüne karışmadan, çağın hızına teslim olmadan, kendi dilini ve istikametini koruyarak yürümüştür. Çok az istisna dışında herkes bu suskunluğa saygı duymuş, mahremiyetini korumuştur. Saadettin Acar'ın “Mağlup Görünür Ama Her Zaman Galiptir” başlıklı yazısı, bu duruşu hatırlatıyor. Sessizliğin içindeki direnci, geri durmanın ardındaki derinliği ve bir fikrin zamanla kurduğu hâkimiyeti yeniden düşünmeye çağırıyor. Yazının devamı ve daha fazlası Cins Aralık sayısında.
2-4
Bu da etrafındaki insanları onun hakkında yazmaktan, şahsıyla ilgili hatıraları, anekdotları paylaşmaktan alıkoyardı
3-4



