Depremde ölen çocuğunun cep telefonunu iade etmek için babadan para istediler
Adıyaman'da depremde hayatını kaybeden 17 yaşındaki oğlunun telefonunu ve saatini uzun uğraşlar sonucu bulan baba, bir kez daha yıkıldı. Babanın ulaştığı H. K. isimli şahıs, oğlunu kaybeden kişiden telefon ve saat için ücret talep etti. Durumun bildirilmesi üzerine şüpheli H.K. ve oğlu M.K. yakalandı. Telefon babaya teslim edilirken saatin ise satıldığı ortaya çıktı.
1-5
Adıyaman İl Tapu Müdürü olarak görev yapan Esat Denli, Adıyaman'da depremde oğlu İbrahim Denli (17) ve kızıyla birlikte enkaz altında kaldı. Depremin ilk günü Esat Denli ve kızı enkazdan sağ çıkartılırken, oğlu ise kurtarılamadı. Baba Denli, 3 gün tedavi gördüğü hastanede oğlunun ölüm haberini aldı.
2-5
Taburcu olduktan sonra enkaza giderek, oğlundan geriye kalan eşyalarını aradı. Oğlunun eşyalarını bulamayan baba Denli'nin İstanbul'a tayini çıktı. Denli, kızıyla birlikte İstanbul'a yerleşti. Günler sonra oğlu İbrahim'in son arama yaptığı en yakın arkadaşı kendisini arayarak telefonun Sivas'ta iş makinesi operatörünün elinde olduğunu söyledi. Kendisine verilen numarayı arayan Denli, duydukları karşısında bir kez daha yıkıldı. H. K., oğlunu kaybeden babadan telefon ve saati için ücret talep etti.
3-5
Durumun bildirilmesi üzerine harekete geçen Sivas İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri şüpheli H.K. ve oğlu M.K.'yi yakaladı. Telefon babaya teslim edilirken saatin ise satıldığı ortaya çıktı. Şüphelilerin ise tutuklandığı öğrenildi.
4-5
Taburcu olduktan sonra oğlundan geriye kalan eşyaları enkazda aradığını belirten Esat Denli, "Ben hastaneden çıktıktan sonra oğlumun cenaze işleri ile uğraştım. Oğlumu Malatya'da defnettikten sonra Adıyaman'a döndüm. Enkazda oğlumdan geriye bir şey bulabilir miyim diye baktım. Eşyalarını, fotoğraflarını aradım. Okuluna gittim, oğlumdan geriye kitap kalmış mı diye aradım. Her taraf kapalıydı. Arkadaşlarım ve yeğenlerim ile birlikte enkaz üzerinde arama yaptık. Bize, oğluma, çocuklarıma ait hiçbir şey bulamadım. Oğlumun bir fotoğrafını bile bulamadım. Enkazdan bir şey bulamayacağımızı anladık. Umudumuzu yitirdik. Kızım ile birlikte İstanbul'a geldik. Bir süre sonra oğlumun arkadaşı bize ulaştı. İbrahim'in telefonunun ve saatinin şu numaralı kişide olduğunu söyledi. Vakit kaybetmeden numarayı aradım, açmadı. Sonra kendisi beni aradı. Görüşmeden sonra oğlumun saatinin kendilerinde olmadığını söylediler ama telefon için konuştular. Oğlumun telefonu için kendisine yalvardım, telefonu bize ulaştırmasını istedim. 'Telefonu istiyorsanız, sizin için bir değeri varsa bunu o şekilde olamayacak' dediler. Bunun için ödeme yapmam gerektiğini söylediler. Bu şekilde göndereceklerini söylediler. Bu duruma çok üzüldüm. Oradaki insanların ve bizim sıkıntılarımızı, duygularımızı hiç anlayamamışlar" dedi.
5-5