‘Kovid-19’ adını 2017’de koymuşlar, planlayıp bütçesini hazırlamışlar
Yüzde 16,4 payla karar verici ülke ABD’dir. Onu yüzde 7,8’la Japonya, yüzde 4,5 ile Almanya ve yine yüzde 4,5 ile Fransa, yüzde 4,3 ile İngiltere temsil eder. ABD’nin tek başına her kararı veto ve bloke etme hakkı vardır. Yani ABD’nin aleyhine hiçbir karar çık(a)maz. IMF’nin başkanı Avrupa’dan seçilirken, Dünya Bankası (WB)’nın başkanını ABD belirler. Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’nün başkanlığına ise büyük şirketlerin yöneticileri sırayla getirilir ve bu sisteme “döner kapı” denilir. Döner kapı sistemi FDA ve EFSA gibi kuruluşlarda da uygulanan bir yöntemdir. Başkan nereden olursa olsun hepsinde de kararı küreselciler verir.
İngiltere'de yaşayan, söz yazarı, yazar ve müzisyen Gareth Icke, 5 Eylül 2020’de İngiltere saatiyle sabah 11:18’de Dünya Bankası (WB) ile ilgili bir paylaşım yaptı. Paylaşımın konusu adı 2020’de konulduğu iddia edilen Covid-19 isminin test kitlerinin 2018 yılında Kanada tarafından dünyaya gönderildiğine dair tabloydu.
Dünya Bankası’nın merkezi New York’ta. Ancak web sunucuları Nevada eyaletinde. Yani İngiltere’de saat 11:18 iken Nevada’da saat sabahın 04:18’i.
Gareth Icke’ın Nevada saatine göre 04:18’de yaptığı paylaşımın 14 dakika sonra yani saat 04:28’de Dünya Bankası sitesine müdahale yapılıyor.
archive.org’un yaptığı kayıt böyle.
Peki, paylaşım neydi ve müdahale niçin ve ne şekilde yapıldı?
David Icke ile bir akrabalığı var mı, yoksa isim benzerliği mi bilmediğimiz Gareth Icke’ın paylaşımında Dünya Bankası’nın 2018 yılında Kanada’dan dünyanın hemen her yerine Covid-19 test cihaz ve kitlerinin gönderildiği ticaret tarife bilgileri yer alıyordu.
Dahası Icke’nin hesabının altına @IronLindaj kullanıcısı tarafından ise test kitlerinin 2017’yi gösterdiğini belirten bir yorum yazıldı. Derken paylaşımlar birbirini izledi.
Kovid-19 için 2017’de 500 milyon dolar ayırmışlar.
Ayrıca Dünya Bankası’nın 28 Haziran 2017 tarihli basın bültenin başlığı ise bir salgına karşı 500 milyon dolarlık acil durumun finansmanı ayırdığını yönündeki duyurusuydu.
Dünya Bankasının 2017 tarihli “Pandemi Acil Mali Yardım Fonu” adındaki 500 milyon dolar bütçeli fon programına göre, önümüzdeki beş yıl içinde bir salgın öngörmüş. Bunun içinde ülkeleri salgın riskine karşı korumak için 500 milyon dolardan fazla kaynak sağlamaya karar verdiğini duyurmuş.
Dünya Bankası Grup Başkanı Jim Yong Kim, "Bu yeni fonla, milyonlarca hayatı ve dünya ekonomisini karşılaştığımız en büyük sistemik tehditlerden birinden kurtarmaya doğru çok önemli bir adım attık. Pandemilere karşı artık panik ve ihmal döngüsünden uzaklaşıyoruz" demiş.
Garip bir durum mu? Elbette küreselcilerin Dünya Bankası, kovid-19 yalanlarını ve bu haydutların hesaplarını bilenler için hiçbir şey garip veya tesadüf değil. Her şey enine boyuna hesaplanmış, taammüden sahneye konulmuş.
WB’ın resmi internet sitesi worldbank.org’da dolaştıkça konu iyiden iyiye ilginçleşiyordu ve Kovid-19 adının 2020 yılı Ocak ayında verildiği duyurulduğuna göre bu şüphesiz dikkatle incelemeyi gerektiren ilginç bir durumdu. Biz de işin işini sürdük.
Dünya Bankası salgını 2017'de ilan etmiş hem de 'Covid-19' adıyla
Her birini resimlerle belgelediğimiz duruma göre, Dünya Bankası pandemi/salgın yani kovid-19 hazırlıklarına 2017’de başlamış. Başka belgeler konuyu daha derine götürse de biz konuyu Dünya Bankası üzerinden incelemeye devam edelim.
- Bu kapsamda sitesine ta 2017’de ‘covid-19’ adını girmiş. Adı DSÖ tarafından 2020 Şubatında “covid-19 olarak belirlendi” denilen tanımlama aslında Dünya Bankası’nca bundan 2-2,5 yıl evvel sitesine girilmiş.
Oysa isimlendirme ile ilgili olarak DSÖ’nün açıklaması Anadolu Ajansı tarafından “Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Çin'de çıkan yeni tip koronavirüse (2019-nCoV) "Covid-19" adının verildiğini duyurdu” şeklinde servis edilmişti.
Oysa “kovid-19 test kitleri” ve “kovid-19 test cihazları” ibareleri Dünya Bankası’nca sitesine 2017 yılında girilmiş. Şaka değil gerçekten eski olan korona virüsünün yeni sürümü Çin’de servis edilmeden 2 yıl evvelinde adlandırılmış, test kitlerine kadar nasıl seyredeceği, planlanmış…
DSÖ’ye düşen görev ise önüne konulan senaryodaki rolünü oynamak düşmüş. Sadece DSÖ’ye mi? Elbette çaresizlik içindeki tüm devletlere de…
Dünya Bankası neden müdahale etti?
Gareth Icke’ın Nevada saatine göre 04:18’de yaptığı paylaşımdan 14 dakika sonra yani saat 04:28’de Dünya Bankası sitesine müdahalede bulunduğunu yazmıştık. Peki, bu nasıl bir müdahaleydi?
Paylaşımdan 14 dakika sonra sitedeki 2018 tarihli paylaşımdan covid-19 ibaresi kaldırılmış. Ancak 2017’dekini unutmuşlar.
Mâlum, archive.org isimli internet sitelerindeki her değişikliği kaydeden bir arşiv sitesi var. Bu site Dünya Bankası’nın tüm arşivini tutmuş ama covid-19 kit ve cihazlarına yönelik Kanada merkezli dağıtım işlerinin 2018 tarihli veri girişini kaydetmemiş yahut silmiş. Lakin Gareth Icke’ın paylaşımından 14 dakika sonraki değişikliği kaydetmiş veya orası gözlerinden kaçmış yahut birilerince dikkatli gözlerin görmesi için kasten bırakılmış. Belki evveliyatı silinerek veri ilk olarak Gareth Icke’ın paylaşımından 14 dakika sonra girilmiş gibi gösterilmiş… Icke’nin paylaşımı İngiltere’den yaptığı, WB’nin sitesinin Nevada’da barındırıldığı ve arada tam 7 saat fark olduğunun keşfedilemeyeceği ve aradaki saat farkına bakıp meselenin kapanacağı düşünülmüş…
Demek ki bunlara göre tüm dünya aptal, tek zeki bunlar.
Diğer izlerini de silmişler.
Google ve diğer arama motorları Dünya Bankası’nın her adımını indekslerken Kovid-19 faaliyetlerinin bir kısmını indekslemememiş, indekslediklerinin ise tarihlerini girmemiş veya gizlemiş. Yani sürülen izde tüm kapılar duvar oluyor.
En sıradan sitelerin faaliyetlerini bile sunucu saati, kayıt saati, değiştirilme saatlerini kaydeden Google, Dünya Bankası’nın paylaşımları için bunu yapma ihtiyacı duymamış yâhut da özel bir protokol uyguluyor. Böylece URL’lerin paylaşım zamanlarını kontrolün önüne geçmiş oluyorlar akıllarınca…
Paylaşılan şey neydi?
Dünya Bankası’nın sitesine göre:
Dünya Bankası sitesine müdahale ettikten sonra covid-19 ibarelerini kaldırdı. Yıla ise müdahale etmedi. Ancak bu konuda da hiçbir açıklamada da bulunmadı.
Dünya Bankası'na sorduk.
Gelişmelerin ardından Dünya Bankası’nın Ankara’daki Türkiye Temsilciliğini (0312-459 83 00) aradık. Uzun süre sitelerinde duyurdukları telefonu açan olmadı. Çarşamba saat 14 sularındaki aramamızda telefon açıldı. Ancak büroda kimse olmadığı, evden çalışıldığı belirtilerek basın müşavirinin özel numarası verildi. Bu kez basın müşavirinin bildirilen (0312-459 83 49) numarasını aradık, onu da açan yok. Tele sekreterine mesaj bırakıp bizi bilgilendirmelerini istedik. Lakin baskıya gittiğimiz saate kadar geri dönüş sağlanmadı.
Peki bu ne demek oluyor?
Osmanlı’dan Avrupa’ya kayan dünyanın merkezini bu kez de Amerika’ya kaydırmaya karar veren çete, İkinci Dünya Savaşı’nın kurgulayıcıları, kendi çocukları Hitler'i yenmiş, Japonya’ya yönelik ABD’ye attırdıkları atom bombası ile savaşın silahlı kısmına noktayı koymuşlardı.
- Savaş devam ederken başladıkları dizayn sonrasında pek çok teşkilat kurarak devletleri kontrol altına almaya başladılar. Bu kapsamda 1945’de kurulan kuruluşlardan biri de daha sonra adı Dünya Bankası (World Bank) olacak olan ‘Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası’dır. Önce BM’ye bağlı olan bu banka, dünyanın iplerini ellerine aldıktan sonra 1947’de BM’den koparılarak bağımsızlaştırılır.
Bankaya her ne kadar 188 ülke üye/ortak ise de, ağa babası 11 devlettir. Hepsinin ağa babası ABD, onun da efendisi küreselci çetedir.
Karanlık yapıların büyük tetikçisine Türkiye 1947’de üye olmuş, 3. sınıf bir üyedir. Bankadaki pay ve rey gücü sadece yüzde 0,5’tir.
Dünya Ticaret Örgütü, IMF ve Dünya Bankası’nın dünyadaki adı mahşerin üç merhametsizi.
Yüzde 16,4 payla karar verici ülke ABD’dir. Onu yüzde 7,8’la Japonya, yüzde 4,5 ile Almanya ve yine yüzde 4,5 ile Fransa, yüzde 4,3 ile İngiltere temsil eder. ABD’nin tek başına her kararı veto ve bloke etme hakkı vardır. Yani ABD’nin aleyhine hiçbir karar çık(a)maz.
IMF’nin başkanı Avrupa’dan seçilirken, Dünya Bankası (WB)’nın başkanını ABD belirler. Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’nün başkanlığına ise büyük şirketlerin yöneticileri sırayla getirilir ve bu sisteme “döner kapı” denilir. Döner kapı sistemi FDA ve EFSA gibi kuruluşlarda da uygulanan bir yöntemdir. Başkan nereden olursa olsun hepsinde de kararı küreselciler verir.
Hâsılı bu üçünün ortak görevi görünürde ABD’nin gerçekte ise küreselci çetenin menfaatlerini korumaktır. Sadece bu değil, çökertilecek ülke ve yönetimler mahşerin bu üç merhametsizi üzerinden yürütülür.
Sürü psikolojisinden sürüye uyma psikolojisine
Bunlardan herkes çok çekti ama özelde Türkiye ayağa kalkmaması için prangalandı. Korona yahut covid-19 adı verilen sözde salgın ile devletlerin, şirketlerin içi boşaltılıyor, ekonomiler belirsizliğe sürükleniyor, herkes korku ve paniğe sevk ediliyor. Tıp silah gibi kullanılarak dünya bir bilinmeze, daha doğru ifadeyle ise yeni düzene sürükleniyor.
Bu düzende size biçilen rolü ses çıkarmadan oynayacaksınız yahut da “sürü psikolojisi uygulayacağım” diye bunlara direnmeye kalkan acemi başbakan Boris Johnson’un gibi havucu yiyip yerinize oturacaksınız. Bu sürecin başka bir izahı yok.
Bir Çağrı
Dünya Bankası’na bu yaptıklarının izahını yapmaya çağırıyoruz. Yâhut başka bilgileri olanlara…