Devlet bekasının simgesi: Akide şekeri
Osmanlı'dan bizlere miras kalan lezzetlerden biri de akide şekeri. Küçükken bayramlarda ninelerimizin ikram ettiği bu renk renk şekerlerin ismi, bağlılık, birbirinden ayrılmama ve sözleşme anlamında kullanılan akitten geliyor. Bir şekerin ismi bu derece manalı olunca haliyle biz de hikayesini merak ettik. İşte akide şekerinin hikayesi.
Osmanlı döneminde yeniçeriler ve padişah arasında bazı mesajlar vermek için öne sürülen akide şekeri, adeta devlet bekasının simgesi. Yeniçerilerin maaşlarının verildiği ulufe günlerinde ikram edilen akide şekerleri, yeniçerilerin maaş hakkındaki görüşlerini yansıtmak için kullanılırdı. Öyle ki yeniçeriler ikram edilen bu akide şekerlerini yerlerse maaştan memnun olduklarını ve padişaha bağlılıklarının devam ettiklerini konuşmadan anlatıyorlardı.
Akide şekerinin söylenmeyenlere tercüman olma hikayesi sadece bununla sınırlı değil. Tahta yeni çıkan padişah için de bu kez yeniçeriler tarafından döktürülen akide şekerinde dikkat edilen nokta ise gramajıydı. Yeniçeriler tarafından ikram edilen bu akide şekerleri 400 gram gelirse padişahtan memnun olduklarını, ancak 400 gramdan az gelirse padişahtan memnun olmadıklarını ifade ediyordu.
Akide şekerinin sadece yeniçerilerin kendilerini ifade etmeleri için kullanıldığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yeniçeriler tarafından hazırlanan akide şekerlerini padişah ilk önce kendi tadarsa bu 'size güveniyorum' anlamına geliyordu. Ancak padişah kendinden önce çeşnicibaşına tattırıyorsa bu da 'size güvenim yok!' anlamına geliyordu.
İşte gördüğümüzde çocukluğumuzdaki bayramlara götüren, yüzümüzü gülümseten akide şekeri bir zamanlar devlet işlerinde önemli mesajları farklı şekilde anlatmanın simgesiymiş.