Çatal, bıçak ve kaşık sofralarımıza nasıl geldi?

çatal, bıçak ve kaşığın tarihi
çatal, bıçak ve kaşığın tarihi

Sofralarımızın demirbaşları olan çatal, bıçak ve kaşık hiç icat edilmemiş olsa sizce ne olurdu? Bu sorunun cevabını düşünürken dahi bu durumdan rahatsızlık duyanları çok iyi anlıyoruz. Peki ya yemek yememizi bir hayli kolaylaştıran bu muhteşem üçlünün sofralarımıza nasıl geldiği konusunda bir fikriniz var mı? Hayatımızın büyük bir kısmında en sık kullandığımız mutfak eşyalarının başında yer alan çatal, bıçak ve kaşığın tarihine ışık tutmaya hazır mısınız?

İÇİNDEKİLER

Çatal, bıçak ve kaşık ne zaman icat edildi? Dünyanın her yerinde çatal, bıçak, kaşık üçlüsüyle yenen yemekler; çatal, bıçak ve kaşık üçlüsü icat edilmeden önce nasıl yeniyordu? Lokma okurları için bu soruların cevaplarıyla birlikte çatal, bıçak ve kaşığın sofralarımıza geliş serüvenini öğrenme vakti!

Çatal, bıçak ve kaşık ne zaman icat edildi?

Aslına bakarsanız bu sorunun tarih sahnesinde de net bir cevabı yok. Lakin çatal, bıçak ve kaşık üçlüsünden hangisinin daha önce bulunduğuna dair güçlü bulgular var. Yapılan arkeolojik çalışmalar sonrası elde edilen tarihi kalıntılar incelendiğinde, ilk önce bıçağın icat edildiğini görüyoruz.

Bu elbette bir tesadüf değil. İnsanlık var olduğu ilk günden bu yana beslenme ihtiyacı duyduğundan, ilk insanlar da öncelikle avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerine başladı. İşte bu av sırasında kullanmak için keskin uçlu bir cisme ihtiyaç duydular ve öncelikli olarak bıçağı icat ettiler.

Daha sonra avcılık ve toplayıcılık faaliyetleri sonucu bir araya getirdikleri malzemeleri karıştırma ihtiyacı duydular ve ilk kaşığı icat ettiler. Bu ikiliye son olarak ise çatal eşlik etti ve çatal, bıçak, kaşık üçlüsünün sofralarımıza geliş serüveni başlamış oldu.

Bıçak nasıl icat edildi?

Bu sorunun cevabı net olarak bilinemese de çatalın tarihi yolculuğu şöyle başladı: İlk insanlar ağaç dallarını kesmek, avlanma esnasında kullanmak, yiyeceklerini ateşte pişirebilmek için sivri uçlu ve keskin bir cisme ihtiyaç duydu. Bu ihtiyaç sonucunda da o zamanın şartlarına uygun şekilde taşları yontarak ve keskinleştirerek bugün sofralarımıza gelen bıçağın temelini attılar.

Sivri uçlu ve keskin bıçaklar yüzyıllar boyu insanların işine yaradı ancak tarihler 17.yüzyılı gösterdiğinde Fransa'da

Fransız Kardinali Richeliau, bugün sofralarımızda sıklıkla kullandığımız geniş uçlu bıçakların yapılmasını emreder. Bu durumun ise iki farklı rivayeti var. Birincisi şöyle: Kardinalin, yemek esnasında çıkan bazı tartışmalar sonucu insanların birbirlerini sivri uçlu bıçaklarla yaralaması sonucunda bu emri verdiği yönünde. İkincisi ise: Kardinalin, insanların sivri uçlu bıçaklarla yemek masalarında sivri uçlu bıçakları kürdan işleviyle kullanarak dişlerini karıştırmalarından rahatsızlık duyup bu emri verdiği yönünde.

Kaşık nasıl icat edildi?

Şüphesiz ki çatal, bıçak ve kaşık üçlüsünün her biri hayatımızı çok ama çok kolaylaştıran icatlar arasında lakin bize soracak olursanız kaşığın yeri bir başka. Çok sevdiğimiz çorbalarımızı kaşıksız nasıl içerdik? İşte burası tam bir muamma...

İlk olarak ağaç dalları ve deniz kabukları ile yapılan kaşık, zaman içerisinde bugünkü formuna ulaşmıştır. Tarih boyunca altın, gümüş vb. değerli madenlerden dahi yapılan kaşık; fildişi, boynuz, akik gibi birçok farklı malzemeden de yapılarak birden fazla versiyonuyla farklı zaman dilimlerinde sofralarda yerini almıştır.

Çatal nasıl icat edildi?

Daha önce fark ettiniz mi bilemiyoruz ama sofralarımızda kullandığımız yemek çatallarının üç veya dört ucu varken, büyük et servis çatallarının vs iki tane ucu vardır. Bu servis çatallarının tasarımının ilk çatala ait olduğunu söylesek? Öyle ki çatalın anavatanı olarak kabul edilen Antik Yunan'da ilk çatallar iki uçluydu. Antik Yunan döneminde, avlardan sonra etleri ateşte rahatlıkla kızartabilmek için iki uçlu çatal kullanılırdı. Lakin günümüzde sofralarımızda yer alan yemek çatalları iki değil üç veya dört uçlu. Bugün iki uçlu çatallar sadece büyük servis çatalı işleviyle kullanılıyor.

Peki çatal Avrupa'ya nereden geldi dersiniz? Bu sorunun cevabına şaşırmaya hazır olun: Çatal, Avrupa'ya Bizanslılarla ticaret yapan Venedikliler sayesinde İstanbul'dan getirildi. Takvimler 14. yüzyılı işaret ettiğinde, çatal Avrupa'ya geldi lakin halk tarafından pek de hoş karşılanmadı. Bu tepkilere ek olarak Papa'nın çatal kullanımına izin vermemesiyle beraber çatal, Avrupa için tarihin tozlu sayfalarında yerini almaya hazırlanırken Rönesans ile birlikte Avrupa'da tekrar yaygınlaşmaya başladı ve bu defa halk tarafından da oldukça benimsendi.