Isparta gülünün reçel olma yolculuğu

Isparta gülü
Isparta gülü

En az insanlık tarihi kadar eski olan gül, hem kokusuyla hem tadıyla hem de şifasıyla yüzyıllardır insanların yanı başından ayrılmamış. Anadolu ve Osmanlı topraklarının gül ile tanışması da yeni değil. Anadolu'daki gül üretimi İbn Battuta'nın 14. yüzyılda yazdığı seyahatnamesinde bile geçiyor. Hadi gelin gülün topraklarımızdaki yolculuğuna ve sonrasında sofralarımıza nasıl geldiğine bir göz atalım!

Anadolu'da gül üretimi

Anadolu'ya gülün gelmesi seyahatnamelerden de bilindiği üzere çok erken zamanlara tarihleniyor. İbn Battuta 14. yüzyılda yazdığı seyahatnamesinde Anadolu topraklarında gül ve gül suyu üretildiğinden bahsediyor. 18.yüzyıldan sonra ise Osmanlı topraklarında bulunan Kazanlık ve Zağra bölgelerinde gül yetiştiriciliğinin çok ileri safhalarda yapıldığı biliniyor. Hatta Bulgaristan'da gül yağı sanayisinin de Türkler tarafından kurulduğu bilinmektedir. Savaşlar ve göçlerin ardından gül üretiminde dengeler bir miktar değişmiştir. Günün sonunda gül üretiminin büyük kısmı Isparta'da devam etmiş ve özellikle bireysel çalışmalar önem kazanmıştır.

Fotoğraf: TRT Avaz
Fotoğraf: TRT Avaz

Gülcü İsmail Efendi

1900'lü yıllarda Osmanlı'da gül üretimi azalırken Gülcü İsmail Efendi kendi başına ürettiği güllerle Isparta'yı bu alanda tanıtmıştır. Devletten herhangi bir destek ve teşvik almadan bu işi devam eden Gülcü İsmail Efendi, neredeyse tek başına çıktığı bu yolculukta Osmanlı için gül üretim merkezinin belirleyicisi olmuştur.

İlk fabrika...

Gülcülük Isparta'da gelişmeye devam ederken dönemin ekonomi bakanı Celal Bayar 1935 yılında Isparta'da ilk gül yağı fabrikasının temelini atmıştır. Gül konkreti yani katı gül yağı üretimine de bu dönemde başlanmıştır. Bugün itibarıyla Isparta'daki gül yağı üretimi dünya gül yağı üretiminin %65'ini karşılar vaziyettedir.

Gül reçeli nasıl yapılır?

Dünyanın en güzel kokulu güllerinden olan Isparta gülü, reçel yapmak için biçilmiş kaftan. Peki nasıl yapılıyor bu mis kokulu reçel?

Biz 400 gram gül yaprağından yapmanızı tavsiye ediyoruz. Yıkadığınız ve süzdüğünüz gül yapraklarınızın üzerine 3,5-4 su bardağı arası şekeri ilave edip bir gece önceden dinlendirin ki şeker ve gülün suyu birbirine karışsın. Ertesi gün 4 su bardağı suyu da üzerine ekleyerek kısık ateşte pişirmeye bırakın. Yalnız, gül çok narin bir bitki olduğu için sert bir şekilde karıştırmamaya dikkat edin. Kaynamaya başlayan reçelin içine yarım limonu da sıkıp 30 dakika kadar kontrollü bir şekilde pişirin. Bu aşamada çay tabağına bir tatlı kaşığı reçel koyup 5 dakika buzluğa atıp kıvamının olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Son olarak kavanozlayın.