Neden ekşi tatlara verilen tepkiler insandan insana bu kadar farklı oluyor?

Kütür kütür ekşi bir erik ya da bol sulu bir limon yerken karşısındaki kişinin şekilden şekile girdiğini görmeyen yoktur. Kimimiz için ekşi tüm tatların en güzeli olurken kimimiz için ise tamamen dayanılamayacak kadar kötü. Peki ama bazılarımız ekşi bir şeyler yerken gayet rahat olurken bazıları neden kendi yemese dahi yüzünü buluşturup ağzı sulanıyor? Bu farklılığın altında yatan sebep ne? Neden ekşiye olan tepkilerimiz bu kadar keskin bir şekilde farklılaşıyor? İşte tüm bu soruların cevabı yazımızda.
Tadın algılanması, aslında bir kimya meselesi. Dilimizin üzerindeki bulunan tat tomurcukları, beş temel tadı tadı algılayabilecek şekilde yaratılmış. Ancak bu algı düzeyi, herkeste birebir aynı değil. Bazı insanlar doğuştan daha fazla tat tomurcuğuna sahip olurlar ve bu kişiler, özellikle ekşi ve acı gibi yoğun tatlara karşı daha hassas olurlar. Bu da demek oluyor ki, genetik altyapımız, ekşi tattan keyif alıp almayacağımız konusunda belirleyici bir faktör.
Tat alma sandığımız gibi sadece ağızda olup biten bir deneyim değil, beynimizin de dahil olduğu bir süreç. Yediğimiz gıdalar ağzımıza girdiği andan itibaren tat tomurcuklarımızla iletişime geçen beynimiz, geçmiş deneyimlerinden yola çıkarak tadı algılıyor. Ancak ekşi tadı sevmeyen birçok bireyin beyninde sadece nefret etme duygusu değil aynı zamanda tehlike sinyalleri de çalıyor. Bunun sebebi ise doğada bulunan birçok zehirli gıdaların ekşi tada sahip olması ve bu tadı geçmiş deneyimleriyle bilen beynimizin nesilden nesile bu bilgiyi aktarmasıyla alakalı.

Elbette tek suçlu genler değil. Doğup büyüdüğümüz kültür de tat tercihimizi büyük oranda etkiliyor. Çok fazla ekşili tarif yapan bölgelerde doğup büyüyen çocuklar bu tada diğerlerine göre daha kolay alışıyor. Örneğin, bazı ülkelerde çocuklar daha bebekken limonla tanıştırılırken, bazı kültürlerde ekşi tatlar çok sonradan öğreniliyor. Bu da ekşiye karşı toleransımızı büyük ölçüde etkiliyor.
Psikolojik bir durum da olabilir!
Tatlar, sadece damakta değil, duygularda da iz bırakır. Bir düşünün belki de geçmişte yaşadığınız kötü bir deneyim sırasında ekşi bir şeyler yiyor veya görüyor olabilirsiniz. Yaşadığınız bu deneyim beyninizde ekşi tatla eşleşmiş olabilir. Farkında olmasanız bile ekşi sevmiyor olmanızın altında unuttuğunuz kötü bir anınız olabilir. Bu sebeple tıpkı acıya olan toleransımız farklı olduğu gibi ekşiye olan toleransımız da çok farklı. Hepimizin deneyimleri, genleri ve tat duyuları farklı olduğundan kimimiz ekşiyi çok severken kimimizin görmeye bile tahammülü olmuyor.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.