Sicilya’dan dünyaya yayılan cannolinin hikayesi

İtalyan mutfağının en gözde tatlılarından biri olan cannoli, sadece damağa değil, aynı zamanda tarihe de dokunan özel bir tatlıdır. Bugün dünyanın dört bir yanında severek tüketilen bu kıtır hamur rulolarının içi kremayla doldurulsa da, arkasında oldukça ilginç bir geçmiş yatıyor.

Cannoli’nin hikâyesi, Sicilya adasına kadar uzanır. Rivayetlere göre Arapların adayı yönetimi sırasında, tatlı kültürü Sicilya mutfağıyla buluştu. Bal, badem, tarçın gibi malzemelerle başlayan bu lezzet yolculuğu, zamanla hamurun kızartılıp içine tatlı bir dolgu eklenmesiyle cannoliye dönüştü.
Bir başka efsane ise cannolinin Palermo yakınlarındaki manastırlarda doğduğu. Rahibelerin bayram günlerinde hazırladığı bu tatlı, hem misafirlere ikram edilir hem de kutlamaların vazgeçilmezi olurdu. Hangi hikâyeye inanırsak inanalım, cannolinin kökeninde kutlama, neşe ve paylaşım olduğunu görmek mümkün.

Cannoli adını alması ise bir tesadüf değil. Kelimenin kökenine inildiğinde "canna" yani kamış sözcüğünden türediği görülüyor. Bunun sebebi ise cannolinin yapılmaya başlandığı ilk zamanlarda hamuru silindir şeklinde dere boyu uzanan kamışlara sarıp o şekilde kızartmaları.
Cannolinin bir diğer dikkat çekici yanı ise rulo şeklindeki kızarmış hamuru. Bu silindir formun sembolik bir anlamı olduğuna dair görüşler de var. Kimi kaynaklara göre bereketi temsil ederken, kimi yorumlara göre aşkı ve hayatın tatlı yönünü simgeliyor.

Kremasıyla bütünleşen bir tat
Orijinal cannoli iç harcı, taze ricotta peyniriyle hazırlanır. Zamanla içine şeker, tarçın, damla çikolata ya da meyve eklenerek farklı tatlar elde edilmiş. Dışı çıtır, içi yumuşacık bu karşıtlık ise cannoliyi diğer tatlılardan ayıran en önemli özellik.
Bugün cannoli sadece Sicilya’da değil, dünyanın birçok yerinde sevilen ve bilinen bir tatlıya dönüşmüş durumda. Özellikle İtalya kökenli göçmenlerin yoğun yaşadığı Amerika’da cannoli, bayram sofralarının ve özel günlerin vazgeçilmezi.