Yemek yediğimiz tabakların yalnızca estetik birer sunum aracı olduğunu düşünüyorsak, bir kez daha düşünmekte fayda var. Çünkü yapılan araştırmalar, tabağın rengi ile iştah arasında görünenden çok daha güçlü bir bağ olduğunu gösteriyor. Evet, yanlış duymadınız. Kırmızı mı, mavi mi, yoksa beyaz mı? Seçtiğiniz tabak rengi, farkında olmadan ne kadar yediğinizi etkiliyor olabilir.

Renklerin psikolojik etkilerini duymuşsunuzdur; kırmızı heyecan verir, mavi huzur verir, sarı enerjiyi çağrıştırır... Peki bu durum sofraya nasıl yansıyor? Örneğin, yapılan bazı çalışmalar kırmızı tabaklarda sunulan yiyeceklerin, kişide “dur” çağrışımı yaratarak daha az yemeye neden olabileceğini söylüyor. Mavi tabaklar ise doğal olarak iştahı bastıran bir etki yaratabiliyor çünkü doğada pek de mavi renkli yiyeceklerle karşılaşmıyoruz. Bu da beyne "dikkatli ol" mesajı gönderiyor.

Öte yandan, beyaz tabaklar masum görünse de, özellikle açık renkli yiyeceklerle birleştiğinde yemeği “az gibi” göstererek daha fazla yemenize neden olabiliyor. Zıt renkli sunumlar ise porsiyon kontrolü açısından daha farkındalık yaratıyor. Örneğin beyaz bir tabakta koyu renkli bir yemek, miktarını daha belirgin kılar ve bu da kişinin yeme davranışını etkileyebilir.

Peki bu bilgileri günlük hayatta nasıl kullanabiliriz? Diyet yapıyorsak, yemeklerimizi mavi veya kırmızı tabaklarda servis etmek, farkında olmadan daha az yemeğe yardımcı olabilir. Çocukların iştahsızlığı varsa, onların tabaklarını canlı renklerle renklendirmek işe yarayabilir. Sunum sadece göze hitap etmekle kalmaz, yeme davranışını da etkiler.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.