Balkan Türk yurdudur

​Balkan Türk yurdudur.
​Balkan Türk yurdudur.

Sınırları açısından Balkan bölgesi, Avrupa coğrafyasının yarım adalarından biridir. Konumu itibariyle de Akdeniz ve Orta Avrupa’ya uzanan bu topraklar; dinî ve kültürel çeşitliliğe ev sahipliği yapmışken günümüzde bu çeşitliliğin değeri yerine Türkler üzerinde kurulan baskı ve şiddete şahit olmaktadır.

Balkanlarda Türk varlığıyla ilgili arkeolojik çalışmalar yapan Adnan Muftareviç’le konuştuk. Balkanların en kalabalık topluluklarından olan Slavları, Türklerin bölgeye getirdiğini söyleyen Muftareviç, Türklerin Balkanlardaki asli unsurlardan olduğunu ifade ediyor.

Bosna Hersek’te Türk varlığına ilişkin arkeolojik çalışmalar yapıyorsunuz. Ne tür bulgular üzerinde faaliyet yürütüyorsunuz?

Balkanlarda Türk varlığı ile ilgili çalışmalarda bulunuyoruz. Onlara ait buluntular ve semboller üzerinden Türklerin varlıklarını tespit ediyoruz. Örneğin çintemani Türk tarihinde önemli bir simge olarak değerlendiriliyor.

  • Üç inci şeklindeki çintemani, eski Türklerde, Osmanlı döneminde sultanların kaftanlarında ve mimari eserlerin çinilerinde motif olarak kullanılmıştır.

Ekibimizle gerçekleştirdiğimiz arkeolojik çalışmalarda aynı motifi mezar taşlarının üzerinde tespit etme imkânımız oldu. Yaptığımız karşılaştırmalarda Türkiye’de, Kafkasya’da ve Orta Asya’da da aynı motiflerin kullanıldığını gördük.

Değişik adlar altında Türk topluluklarının Balkanlar ile ilişkisi erken çağlardan itibaren görülür. Avarlar, 670'lerde Tuna Bulgar Devleti'ni kuranlar, Peçenekler, Kumanlar Karadeniz kuzeyinden Balkanlar'a gelen­ Türklerdir.
Değişik adlar altında Türk topluluklarının Balkanlar ile ilişkisi erken çağlardan itibaren görülür. Avarlar, 670'lerde Tuna Bulgar Devleti'ni kuranlar, Peçenekler, Kumanlar Karadeniz kuzeyinden Balkanlar'a gelen­ Türklerdir.

“Slavlar devlet kurmayı Türklerden öğrendi”

Sırp ve Hırvat tarihçiler Slav milletinin Balkanların en önemli topluluğu olduğunu ispatlamaya çalışıyorlar. Aslında onlar Avarların hakimiyetinde Karadeniz’in kuzeyinden (günümüzde Ukrayna sınırlarında bulunan alandan) bu topraklara gelmişlerdi. O dönem Avarların kurdukları siyasî etki alanı Arnavutluk’a hatta Yunanistan’a kadar uzanıyordu.

  • Ne zaman Avarların siyasî gücü zayıflamaya başladı, Slavlar kendi küçük devletlerini kurdular. Balkanlara gelen Slavlar devlet kurmayı Türk olan Avarlardan öğrendiler.

Balkanlarda en eski devletlerden biri de Bosna’dır. Bosna’da krala “Ban” denilirdi. Ban, Türk geleneğinde olan bir isimdir ve hükümdar için kullanılır. Bizanslar için Kumanlar ve Peçenekler önemli topluluklar olmuşlardır. Bizans ordusunda paralı asker olarak hizmet vermişlerdir. Bugün Balkanlarda onların etkisini çeşitli alanlarda görmekteyiz. Örneğin Saraybosna’nın yakınında Kuman köyü, Sancak Senice’de Kumanitsa ve Kuzey Makedonya’da Kumanova o dönemden kalma isimlerdir.

Balkan yarımadası, Türk kültürüne beşik olmuş, Türk, Slav ve Germen kültürlerinin dönem dönem hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuş bir bölgedir.
Balkan yarımadası, Türk kültürüne beşik olmuş, Türk, Slav ve Germen kültürlerinin dönem dönem hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuş bir bölgedir.

Osmanlı öncesinde buraya gelen Müslüman Türkler oluyor. Bilindiği üzere bunların başında Sarı Saltuk geliyor. Blagay’da tekkesini kuran Sarı Saltuk, vefatından sonra birçok yerde makamının yapılmasını vasiyet ediyor ve “Ben vefat ettikten sonra türbemi koruyan Müslümanlar aslında kendi topraklarını da korumuş olacaklar.” diyor. Aynı Sarı Saltuk’un dediği gibi Bosna Savaşı zamanında Boşnaklar onun makamını korurken efsânevî bir mücadeleyle kendi topraklarını da Sırplara ve Hırvatlara karşı korumuş oldu. O insanların ne kadar büyük bir ferasete sahip olduklarını şimdi daha iyi anlıyoruz.

Osmanlının iki kanadı: Anadolu ve Rumeli

Osmanlı döneminde devletin iki büyük toprak parçası var. Biri Anadolu diğeri Rumeli’dir. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce savaşlar nedeniyle Rumeli Osmanlının elinden çıktı. Ancak bizler Boşnaklar, Arnavutlar, Türkler olarak burada kaldık ve Osmanlının emaneti olarak gördüğümüz bu toprakları terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Her zaman söylediğim şu sözü bir kez daha tekrar etmek istiyorum:

Türkiye Türkiye’den daha büyüktür.
Bölgedeki karmaşık halk, kültür, dil ve din mozaiği Balkanları dinî, kültürel çeşitlilikler/karşıtlıklar haline getirmiştir.
Bölgedeki karmaşık halk, kültür, dil ve din mozaiği Balkanları dinî, kültürel çeşitlilikler/karşıtlıklar haline getirmiştir.

“Osmanlı Dönemi yok sayılıyordu”

Bosna Hersek’te Osmanlı arkeolojisi bizden önce yoktu. Osmanlıdan kalan camileri, köprüleri, hanları hamamları ve hazireleri yok sayılıyordu. Yaptığımız çalışmalarla Osmanlı arkeolojisini resmî bilime dahil ettik; akademik yazılar, kitaplar, makaleler yazıyor, kazı raporlarını uluslararası bilim dünyasıyla paylaşıyoruz. Sistematik arkeoloji gereği bunu yapmak zorundayız.

Çıkan bulgular çerçevesinde Türkler Balkanların aslî unsurlarından ya da Balkanlar Türk yurdudur diyebilir miyiz?

Elbette diyebiliriz. Slavları buraya getiren Türklerdir.

Osmanlı öncesi Türk varlığıyla ilgili bulgularınız var mı?

Bosna’nın Kakanj denilen bir şehri var. Onun çevresinde Obri denilen bir yerleşke var. Burada tarih öncesine ilişkin bulgular mevcut. Arkeolojik çalışmalarda da Obri Arkeolojik Siteleri önemli bir yer tutuyor. Yerel insanlar önceden Avarlara Obri demişlerdi. Tespit edilen yer isimlerinin Avarca olduğu görülüyor. Demek ki burada Avarlar yaşamış diye bir sonuca ulaşmak mümkün. Ancak Slavlar onlara ait birçok yeri dönüştürdüler ya da yok ettiler. Şu an elimizde sadece yer isimleri, dildeki terimler ve Türklere ait simgeler bulunuyor. Önümüzdeki dönemlerde Avarlara ilişkin bir çalışma yapmayı umuyoruz.

Başta Sırplar olmak üzere diğer tüm Balkan milliyetçileri, Balkan Müslümanlarına çeşitli açılardan baskı uygulamaya devam ediyor.
Başta Sırplar olmak üzere diğer tüm Balkan milliyetçileri, Balkan Müslümanlarına çeşitli açılardan baskı uygulamaya devam ediyor.

Bir defasında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bosna’ya gelmişti. Kovaçi Şehitliği'ni ve merhum Cumhurbaşkanımız Aliya İzzetbegoviç’i ziyaret etmişti. Kovaçi Şehitliği’nin hemen yanında Osmanlı mezarlığı var. O dönemki şehitlerle şimdiki şehitler yan yana yatıyorlar. Sayın Erdoğan’ın talimatıyla bir düzenleme talep edilmişti. TİKA ile iş birliği içinde arkeolojik çalışmalar yaptık, Osmanlı dönemine ilişkin çok sayıda mezar taşı tespit ettik. Bir tanesi çok önemliydi: 15. yüzyıldan kalma bir mezar taşı bir kemankeşe aitti. Taşın üzerinde ok ve Osmanlı yayı betimlemesi vardı. Yeniden dikerek Osmanlının bu topraklara vurduğu mührü yeniden sergilemiş olduk.

Osmanlıya ait daha başka neler buldunuz?

At Meydanı’nda Bakır Baba Camii’nin orada yaptığımız arkeolojik çalışmayla Hacı İsmail Mısri Medresesi’ni, haziresini ve Bakır Baba Camii’nin temellerini bulduk. Orada mezar taşları tahrip edilirken çocukluk döneminde olaya şahit olan Mesnevihan Hacı Hafız Hacımuliç Efendi’nin vesilesiyle çalışmaya başlamıştık. Oraya yol yapılacağı esnada müritleriyle gelen Hacımuliç Efendi namaz kılmaya başlıyor, burada cami, medrese ve mezarlar var, yol yapamazsınız diyor.

Oranın tahrip edilmesi 19. yüzyılda başlıyor ve Avusturya-Macaristan döneminde cami yıkılıyor. Bütünüyle yok edilmesi ise 1939 yılında oluyor. Yıkım esnasında Sırp işçiler çalıştırılıyor. Her balyoz darbesinde “Ey Türk, kalkabiliyorsan kalk!” diyerek istihza ettikleri rivayet ediliyor. Ben burayı ortaya çıkardığımda “İşte Türkler ayağa kalktı.” dedim. Ortaya çıkardığımız Bakır Baba Camii, etrafındaki hazire ve Hacı İsmail Mısri Medresesi restore edildi. Şu an orası Dünya’nın ilk Osmanlı Arkeolojik Parkı olarak kabul ediliyor.

Arkeolojik alanda Türkiye ile ne tür iş birlikleri geliştirilebilir?

Türkiye ile Bosna Hersek arasında arkeolojik alanda iş birliğinin geliştirilmesinde bazı zorluklar yaşanıyor. Çünkü burada yabancı bir ekibin çalışma yapabilmesi için bazı kurallar var. Örneğin çalışmanın başında Bosna-Hersek’ten bir yetkilinin olması gerekiyor. İmkânsız değil ancak zorlukları var.