Fas'ta bir Ramazan geleneği: ed-Dürûsu'l-Haseniyye

Fas’ta her Ramazan ayında kralın huzurunda düzenlenen ed-Dürûsu’l-Haseniyye adlı ilmî sohbetler, Osmanlı döneminde sultan huzurunda gerçekleştirilen huzur derslerine benziyor.
Fas’ta her Ramazan ayında kralın huzurunda düzenlenen ed-Dürûsu’l-Haseniyye adlı ilmî sohbetler, Osmanlı döneminde sultan huzurunda gerçekleştirilen huzur derslerine benziyor.

1963 yılında Fas'ta Kral II. Hasan tarafından başlatılan ve ona izâfetle ed-Durûsu’l-Haseniyye adıyla bilinen geleneksel ilim meclislerinde, İslâm ülkelerinden tanınmış din âlimleri davet edilerek bilgilerinden istifade ediliyor. Ramazan aylarında kralın huzurunda gerçekleştirilen bu dersler, Osmanlı döneminde sultan huzurunda gerçekleştirilen huzur derslerine benziyor.

Fas’a ait Ramazan geleneklerinden biri olan ed-Dürûsu’l-Haseniyye, Korona sebebiyle yaşanan iki yıllık bir aranın ardından bu sene nihayet tekrar düzenlendi.

Osmanlı’daki huzur derslerine benzeyen bu gelenek aynen huzur derslerinde olduğu gibi her yıl Ramazan ayında gerçekleştiriliyor.

  • Büyük ilim meclislerinin kurulduğu, gerek Fas içerisinden gerek Fas dışından âlimlerin davet edildiği ed-Dürûsu’l-Haseniyye, bizzat Fas kralının riyâsetinde gerçekleşiyor. Gelenek ismini de Fas kralı II. Hasan’a izâfetle alıyor.

İddia edildiği kadarıyla Fas’ta oldukça eskilere uzanan bu gelenek Fransızların ülkeye hâkim oldukları dönemde inkıtaya uğramış, sonrasında II. Hasan tarafından tekrar ihyâ edilmişti.

Konuşma yapacak kişi, kralın karşısına konmuş olan bir kürsüye çıkıyor ve bir saati bulmayan bir konuşma îrâd ediyordu.
Konuşma yapacak kişi, kralın karşısına konmuş olan bir kürsüye çıkıyor ve bir saati bulmayan bir konuşma îrâd ediyordu.

Akşam ezanından önce kurulan ilim meclisleri, Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle başlayıp bir âlimin dilediği bir ilmî meselede konuşmasını yapmasının ardından bizzat sultanın duasıyla son buluyor.

Neredeyse her gün yapılan program, bu vesileyle çok sayıda ismin de ağırlanmasına imkan veriyordu.

Oldukça kalabalık bir ortamda gerçekleşen bu ilmî mecliste sadece âlimler değil, devlet ve ordu görevlileri de yer alıyor, bundan başka İslam dünyasının önemli siyasî figürleri de buraya davet edilebiliyordu. Yâsir Arafât ve Cemâl Abdünnâsır buraya katılan isimler arasında yer alıyordu.

Mısır'ın ikinci Cumhurbaşkanı Cemâl Abdünnâsır (sağda), Fas kralı II. Hasan (solda) ile birlikte.
Mısır'ın ikinci Cumhurbaşkanı Cemâl Abdünnâsır (sağda), Fas kralı II. Hasan (solda) ile birlikte.

1963 yılının sonlarında başladığı dönemden itibaren çok sayıda ilim insanına da ev sahipliği yapan ed-Dürûsu’l-Haseniyye, bunlar arasında Ebu’l-a’lâ el-Mevdûdî, Ebu’l-Hasen en-Nedvî, eş-Şa’râvî, Yusuf el Kardâvî, Abdülfettâh Ebû Gudde gibi nice ismi ağırlamıştı. Bu özelliğiyle aslında uluslararası bir hüviyete sahip olan bu programlar, canlı bir şekilde radyo ve televizyondan yayınlanıyor, sonrasında da çeşitli dünya dillerine tercüme edilerek dünya kamuoyuna sunuluyordu.

Bugün Youtube’da kimi örnekleri de mevcut olan bu toplantılarda konuşmacı kralın karşısına konmuş olan bir kürsüye çıkıyor ve bir saati bulmayan bir konuşma îrâd ediyordu. Konuşmasından sonra ise adet olduğu üzere yazdığı eserlerden kimilerini krala sunuyor ve kral da kendisini tebrik ediyordu.

Kralın huzurunda toplanan bu ilmî meclislere, Fas içerisinden ve Fas dışından âlimler davet ediliyor.
Kralın huzurunda toplanan bu ilmî meclislere, Fas içerisinden ve Fas dışından âlimler davet ediliyor.

Buraya davet edilen isimler arasında sünnî isimlerin yanı sıra şîî isimler de olmuştu ki bunun en bâriz örneğini Mûsâ es-Sadr oluşturmuştu. 1968 yılında konuşmasını yapan Mûsâ es-Sadr’dan başka 2006 yılında VI. Muhammed’in tahtta olduğu dönemde bir başka şîî alim daha çağırılmıştı.

Ayrıca kürsüde kadın âlimeler de kimi zaman yer alabiliyordu.

1999 yılında ölen II. Hasan’dan sonra Fas kralı olan VI. Muhammed de bu geleneği günümüzde hala devam ettirmektedir.