Türk mutfağı ve Balkanların lezzet ikizleri: Ortak tatların izinde

Yemek kültürü, coğrafyanın ruhunu taşıyan en samimi aynalardan biri. Osmanlı’nın yüzyıllarca hüküm sürdüğü Balkan coğrafyasında ise bu ayna hem tanıdık hem de şaşırtıcı detaylarla dolu. Türk mutfağında sevdiğimiz pek çok lezzetin Balkanlarda adeta “ikizi” var. Peki bu benzerlikler tesadüf mü, yoksa tarihin bize bıraktığı leziz miraslardan biri mi? Gelin, birlikte bu benzer tatların peşine düşelim!
Börek mi, burek mi?

Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan börek, Balkanlar’da burek adıyla anılıyor. Özellikle Bosna Hersek ve Sırbistan’da incecik yufkalarla sarılan ve kıymalı, peynirli ya da patatesli olarak sunulan burek, tıpkı bizim fırından yeni çıkmış börekler gibi çıtır çıtır. Aradaki fark ne mi? Balkanlar’da genelde yuvarlak formda hazırlanıyor ve dilim dilim servis ediliyor. Bizim tepsi böreğine epey benziyor ama her ülkenin elinden çıkan lezzet farklı bir dokunuş taşıyor.
Cevapi ile köftenin sıkı akrabalığı

Cevapi (ya da ćevapčići), Balkanların en bilinen sokak lezzetlerinden biri. Aslında bizim İnegöl köftenin minyatür hali gibi düşünebilirsin. Genellikle 5-6 parça halinde porsiyonlanan cevapi, közde pişirilip somun ekmeğiyle ve bol soğanla servis ediliyor. Türkiye’deki köfte kültürünü seven herkes, Balkanlarda bu lezzeti tattığında kendini evinde hissediyor.
Sarma sarılır ama ismi değişir

Üzüm yaprağına ya da lahana yaprağına sarılan harçla hazırlanan sarma, hem Türk hem de Balkan mutfağında oldukça yaygın. Bosna’da “sarma” ismiyle bizdekiyle birebir anılsa da Makedonya ve Sırbistan gibi ülkelerde farklı iç harçlar, hatta ekşi krema ile sunulan çeşitleri de var. Ama o ince ince sarılan yapraklar, hep aynı geçmişi fısıldıyor: Ortak sofraların izlerini.
Pita: Böreğin bir diğer yüzü

Makedonya, Karadağ ve Bosna’da sıklıkla karşımıza çıkan pita, aslında yine börek türünde bir hamur işi. Ancak Türkiye’deki su böreği ya da kol böreğinden farkı, bazen iç malzemesinin daha yoğun, bazen hamurunun daha kalın olması. Patatesli olanına krompiruša, peynirli olanına sirnica deniyor. Her biri kendine özgü olsa da, Türk mutfağını bilen biri için hiç yabancı değil.
Ajvar ve acuka: Birbirini arayan iki sos

Közlenmiş kırmızı biber, patlıcan, sarımsak ve zeytinyağıyla yapılan ajvar, Balkanların kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her sofrada yer bulabilen bir sosu. Türkiye’deki acuka ile akraba diyebiliriz ama acuka daha baharatlı ve domates salçası ağırlıklı. Yine de bir dilim ekmeğin üstünde her ikisi de nefis!
Tatlıda da ortak noktalar: Baklava ve tulumba

Baklava, Balkan coğrafyasında da bizim kadar sevilen bir tatlı. İncecik açılmış yufkaların arasına bol ceviz ve şerbet... Her lokmasında tanıdık bir sıcaklık. Tulumba ise Türkiye’deki halinden biraz daha iri ve çıtır olabilir ama tat aynı tat! Bu iki tatlı, Osmanlı mutfağının kalıcı hatıralarından.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.