Kitâbu’l-Ayn: Arapçanın ilk sözlüğü

Kitâbu’l-Ayn, Arapça sözlük yazımının başlangıcını teşkil etmiştir.
Kitâbu’l-Ayn, Arapça sözlük yazımının başlangıcını teşkil etmiştir.

Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, İslâm düşünce tarihinde sadece dil alanında değil, aynı zamanda aruz, nahiv ve kıraat gibi disiplinlerde de derin izler bırakmış müstesna bir âlim olmuştur. 8. yüzyılda yaşamış olan bu önemli bilgin, Basra ekolünün kurucuları arasında yer almıştır. İlmî kişiliği, metodik düşünce yapısı ve sistematik yaklaşımı sayesinde Arap dilbiliminin temellerini atmıştır. Halîl’in en meşhur ve en önemli eseri olarak kabul edilen Kitâbu’l-Ayn, Arapça sözlük yazımının başlangıcını teşkil etmiştir. Bu eser, yalnızca bir sözlük değil, aynı zamanda Arap diline yaklaşım biçimini şekillendiren bir dil felsefesi eseri olarak da değerlendirilmişti.

Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, Arap dilinin sistematik olarak ele alınabileceğine inanmıştı. Ona göre dil, rastlantısal bir oluşum değil, düzenli ve mantıklı bir sistemin ürünüydü. Bu nedenle, sözlük yazımında da rastgelelikten uzak, belirli bir ilkeye dayalı bir yöntem izlemişti.

Kitâbu’l-Ayn, Arapçada yazılan ilk kapsamlı sözlük olarak kabul edilmişti ve bu özelliğiyle sözlükçülük tarihinde bir dönüm noktası olmuştu.

Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî'nin (718-791) Basra'da bulunan heykeli.
Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî'nin (718-791) Basra'da bulunan heykeli.

Bu sözlükte kelimeler, alfabedeki harf sırasına göre değil, seslerin çıkarıldığı mahreçlere göre sıralanmıştı. Halîl, harfleri ağızdan çıkış yerlerine göre dizmiş ve en derinden çıkan ses olan “ayn” harfiyle sözlüğe başlamıştı. Bu nedenle esere “Kitâbu’l-Ayn” adı verilmişti.

Halîl, bu sözlüğü hazırlarken sadece kelime anlamlarını vermekle yetinmemiş, kelimenin kökenine, türevlerine ve kullanıldığı bağlama da değinmişti. Bu yönüyle Kitâbu’l-Ayn, yalnızca bir sözlük değil, aynı zamanda bir dilbilgisi kitabı, bir etimoloji kaynağı ve dil felsefesi eseri olmuştu. Kelimeleri üç harfli kökler esasına göre sınıflandırmış ve her kökün anlam alanını ortaya koymuştu. Böylece kelimeler arasında anlam ilişkileri kurulmasını mümkün kılmıştı. Bu yaklaşım, daha sonra Arap dilinde kök esaslı sözlükçülük geleneğinin temelini oluşturmuştu.

  • Eser, alfabetik sıralamadan ziyade fonetik-sistematik bir düzeni esas aldığı için klasik anlamda bir başvuru kaynağı olma özelliğinden ziyade teorik bir kaynak hüviyetinde olmuştu. Ancak bu düzenleme, Arap dili fonolojisinin sistematik biçimde ele alınmasında büyük katkı sağlamıştı.

Harflerin ses özelliklerine göre yapılan sıralama, dönemin dil anlayışına yeni bir boyut kazandırmıştı. Halîl, dildeki seslerin çıkış yerlerini dikkatle incelemiş, bu sesleri yedi farklı bölgeye ayırmıştı. Böylece, ses bilimi açısından da önemli katkılar sunmuştu.

Kitâbu’l-Ayn, sadece Arap dilbilimi için değil, İslâm medeniyetinin bütün sözlükçülük geleneği açısından büyük bir değer taşımıştı. Halîl’in sistematik yaklaşımı, daha sonraki sözlükçüler üzerinde derin etkiler bırakmıştı. Cevherî’nin es-Sıhah, İbn Manzur’un Lisânü’l-Arab, Fairûzâbâdî’nin el-Kâmûsü’l-Muhît gibi meşhur sözlükleri, doğrudan ya da dolaylı biçimde Kitâbu’l-Ayn’dan etkilenmişti. Bu eser, klasik Arap sözlükçülüğünün metodolojik temelini oluşturmuştu.

Halîl b. Ahmed’in ilmî kişiliği, onun dil konusuna yaklaşımında da açıkça görülmüştü. Halîl, Basra’da yaşamış ve bu şehirdeki ilim çevrelerinde yetişmişti. Onun hocası olan Ebû Amr b. el-Alâ, Basra gramer okulunun kurucularından biri olmuştu. Halîl, hocasından aldığı bu ilmî mirası daha da geliştirmişti. Disiplinli çalışma tarzı, derin gözlem yeteneği ve mantıksal düşünce tarzı sayesinde sadece çağının değil, sonraki yüzyılların da dil anlayışına yön vermişti. Halîl, sadece dilci değil, aynı zamanda matematikçi, müzikolog ve mantıkçı kimliğe de sahip olmuştu. Bu çok yönlü kişiliği, eserlerine de yansımıştı.

Kitâbu’l-Ayn, Arapça dilinin ilk düzenli sözlüğüdür.
Kitâbu’l-Ayn, Arapça dilinin ilk düzenli sözlüğüdür.

Kitâbu’l-Ayn’ın hazırlanma süreciyle ilgili rivayetlere göre Halîl, bu eseri telif ederken büyük zorluklar yaşamıştı. Uzun yıllar boyunca kelimeleri topladığı, köklerini incelediği ve ses özelliklerini tahlil ettiği söylenmişti. Sözlüğün yazımı sırasında Halîl’in bir dizi yöntem geliştirdiği, hatta kelimelerin türevlerini ve anlam alanlarını sistematik olarak kodladığı ifade edilmişti. Bu yönüyle Kitâbu’l-Ayn, sadece Arapça için değil, genel olarak dil bilim tarihi için de bir dönüm noktası teşkil etmişti. Çünkü ilk kez bir dilin kelimeleri bu denli sistemli bir şekilde ele alınmıştı.

Eserin ismi, içeriği kadar ilgi çekici olmuştu. “Ayn” harfi, Arap alfabesinin en zor telaffuz edilen harflerinden biri olmasına rağmen, Halîl bu harfi başlangıç noktası olarak seçmişti.

Bu tercih, hem sesbilimsel bir yaklaşıma işaret etmişti hem de Halîl’in sıra dışı düşünce biçimini göstermişti. Çünkü o döneme kadar sözlükler genellikle alfabetik düzende hazırlanmazdı ve sistematiklikten uzaktı. Halîl ise dilin doğasına uygun bir sistem kurmayı hedeflemişti. Harfleri ses çıkış yerine göre dizmek suretiyle dilin yapısal yönüne vurgu yapmıştı.

Kitâbu’l-Ayn, Arapçanın yapısal özelliklerini ortaya koyma noktasında da büyük katkılar sağlamıştı. Halîl, kelimelerin üç harfli köklerden türediği prensibini esas alarak, bu köklerin hangi anlam alanlarına karşılık geldiğini de göstermişti. Bu yaklaşım, Arap dilindeki türetme sistemini anlamada büyük kolaylık sağlamıştı. Ayrıca, kelime köklerinin sınıflandırılması, semantik alanların tayininde önemli bir adım olmuştu. Halîl’in bu yöntemi, dilin anlam dünyasını daha sistematik biçimde inceleme imkânı sunmuştu.

Günümüze kadar ulaşan haliyle Kitâbu’l-Ayn, tamamlanmamış bir yapı arz etmiştir.
Günümüze kadar ulaşan haliyle Kitâbu’l-Ayn, tamamlanmamış bir yapı arz etmiştir.

Kitâbu’l-Ayn’ın bir diğer önemli yönü de içerdiği kelimelerin çeşitliliği olmuştu. Halîl, sadece klasik şiir ve edebiyat metinlerinde geçen kelimeleri değil, halk arasında kullanılan deyimleri, atasözlerini, teknik terimleri ve yerel tabirleri de toplamıştı. Böylece sözlük, dönemin kültürel ve toplumsal yapısını da yansıtmıştı. Bu bağlamda eser, sadece dilbilim açısından değil, sosyolingüistik ve etnolingüistik çalışmalar için de bir kaynak teşkil etmişti. Ayrıca, eserdeki örnek cümleler ve açıklamalar, Arap edebiyatının zenginliğini gözler önüne sermişti.

Eserin zamanla birçok nüshası kaybolmuş, bazı bölümleri eksik kalmıştı. Günümüze kadar ulaşan haliyle Kitâbu’l-Ayn, tamamlanmamış bir yapı arz etmişti. Ancak buna rağmen, mevcut hali bile onun ne kadar kapsamlı ve derinlikli bir çalışma olduğunu göstermeye yetmişti. Bazı bölümler daha sonra öğrencileri veya takipçileri tarafından tamamlanmış ya da şerh edilerek genişletilmişti. Halîl’in öğrencisi olan Sîbeveyh, onun dil anlayışını benimseyerek el-Kitâb adlı meşhur eserini kaleme almıştı. Bu da Halîl’in ne denli etkili bir öğretmen ve dil bilgini olduğunu göstermişti.

Kitâbu’l-Ayn, sadece Arap dili için değil, genel olarak dilbilim tarihi açısından da eşsiz bir örnek olmuştu.

Halîl’in yaklaşımı, modern dilbilimciler tarafından da dikkatle incelenmiş ve pek çok açıdan öncü bir çalışma olarak değerlendirilmişti. Fonetik dizinleme, morfolojik analiz, kök-temelli sınıflama ve kök-temelli sınıflama ve semantik alanlara dayalı sözlük yapısı, modern dilbilimsel yöntemlerin pek çoğuna öncülük eden bir yaklaşım olarak değerlendirilmişti. Bu yönüyle Halîl b. Ahmed, çağını aşan bir dilbilimsel kavrayışa sahip olmuştu. Onun ortaya koyduğu bu sistematik düşünce tarzı, sadece Arapça için değil, dillerin yapısal çözümlemesi açısından da evrensel değerde ilkeler içermişti. Halîl, kelimelerin kök yapılarına inerek türevleri arasında anlam bağlarını kurmuş, dilin iç mantığını ve işleyişini ortaya koymuştu. Bu bağlamda, Kitâbu’l-Aynyalnızca bir sözlük değil, aynı zamanda bir dil bilimsel analiz metodu olmuştu.

Halîl’in bu eseriyle Arap diline kazandırdığı sistem, sonraki dönemlerde yalnızca sözlükçülük alanını değil, gramer, aruz ve kıraat alanlarını da etkilemişti. Onun disiplinli yöntemi, Arap dilinin incelenmesine yönelik ilmî bakış açısını kökten değiştirmişti. Halîl’in ortaya koyduğu sistematik yaklaşım, öğrencileri ve takipçileri tarafından sürdürülmüş; özellikle Sîbeveyh’in el-Kitâbı, bu mirasın doğrudan bir ürünü olmuştu. Basra ekolü, Halîl’in metodunu benimseyerek Arap grameri üzerine en önemli eserleri vermişti. Bu durum, Kitâbu’l-Ayn’ın yalnızca sözlükçülük değil, aynı zamanda Arap dilinin kurumsallaşma süreci üzerindeki etkisini de gözler önüne sermişti.

Kitâbu’l-Ayn, tarihsel olarak Arap dilinin korunması, belgelenmesi ve standartlaşması yönünde de önemli bir işlev görmüştü. Halîl, özellikle Kur’an dili olan Klasik Arapçanın söz varlığını derleyip sistemleştirerek, bu dilin gelecek nesillere sağlıklı biçimde aktarılmasına katkıda bulunmuştu. Bu yönüyle eser, İslâmî ilimlerde özellikle tefsir, hadis ve fıkıh gibi alanlarda dilin doğru anlaşılması açısından vazgeçilmez bir başvuru kaynağı olmuştu. Halîl’in bu çabası, aynı zamanda Arap kimliğinin ve kültürel mirasının muhafazasında da önemli bir rol oynamıştı.

Eserin dili oldukça yoğundu ve Halîl’in metodik anlatımı, bazı bölümlerde okuyucunun dil bilgisi seviyesinin yüksek olmasını gerektiriyordu. Ancak bu durum, onun ilmî seviyesinin yüksekliğini de ortaya koymuştu. Halîl, sadece halk arasında kullanılan dile değil, aynı zamanda edebî ve bilimsel dile de hâkim olmuştu. Bu da onun sözlüğünü yalnızca gündelik kullanım için değil, edebiyat, ilim ve dinî metinlerin anlaşılması açısından da kıymetli kılmıştı. Özellikle klasik şiirlerden ve bedevîlerin dilinden örnekler sunması, eserin zenginliğini ve kapsamını daha da artırmıştı.

Halîl’in yaşadığı dönemde sözlü kültür hâkimdi ve yazılı eserler oldukça sınırlıydı. Bu bağlamda Kitâbu’l-Ayn’ın telifi, hem teknik hem de entelektüel anlamda büyük bir çaba gerektirmişti. Halîl, yüzlerce şairin şiirlerini, atasözlerini, deyimleri, halk arasında kullanılan ifadeleri derlemiş; bunları titizlikle tasnif etmişti. Sözlükte geçen kelimelerin çok büyük bir kısmı o dönemin Arap toplumunda bilinen, ancak zamanla kullanımdan düşen kelimeler olmuştu. Bu durum, eseri sadece bir dil kaynağı değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel bir arşiv hâline getirmişti.

Halîl’in bu eseriyle Arap diline kazandırdığı sistem, sonraki dönemlerde yalnızca sözlükçülük alanını değil, gramer, aruz ve kıraat alanlarını da etkilemiştir.
Halîl’in bu eseriyle Arap diline kazandırdığı sistem, sonraki dönemlerde yalnızca sözlükçülük alanını değil, gramer, aruz ve kıraat alanlarını da etkilemiştir.

Eserde yer alan açıklamalar, yalnızca kelime anlamlarıyla sınırlı kalmamış, kelimenin kullanıldığı bağlamlara, mecaz anlamlarına, deyimsel kullanımlarına ve zaman içindeki değişimlerine de yer verilmişti. Bu yönüyle Kitâbu’l-Ayn, dilin tarihsel evrimini takip etmek açısından da eşsiz bir kaynak olmuştu. Ayrıca Halîl, farklı Arap kabilelerinin lehçelerini de göz önünde bulundurarak, kelimelerin bölgesel kullanımlarını da değerlendirmişti. Bu yaklaşım, dönemin sosyodiyalektik yapısına dair önemli bilgiler sunmuştu.

Kitâbu’l-Ayn, sonraki yüzyıllarda çeşitli âlimler tarafından şerh edilmiş, üzerine çalışmalar yapılmış ve farklı nüshaları yazılmıştı. Ancak bu nüshaların çoğu zamanla kaybolmuş ya da eksik biçimde günümüze ulaşmıştı. Bu durum, eserin yeniden derlenmesi ve incelenmesi ihtiyacını doğurmuştu. Günümüzde ise eser, hem Arap dil bilimciler hem de doğu bilimciler tarafından değerli bir kaynak olarak kabul edilmekteydi. Modern dil bilimi açısından değerlendirildiğinde, Halîl’in kök-temelli sınıflama sistemi, dilsel yapının analizi ve kelime türevlerinin mantıksal açıklaması, yapısalcı dil teorilerine öncülük eden nitelikler taşımaktaydı.

Halîl b. Ahmed’in, Kitâbu’l-Ayn ile sadece bir sözlük yazmakla kalmadığı, aynı zamanda Arap dili üzerine düşünsel bir sistem inşa ettiği görülmüştü. Onun bu eseri, dilin rastlantısal değil, sistemli bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymuş; anlam ile yapı arasındaki ilişkiyi çözümlemeye yönelik önemli bir metodoloji sunmuştu. Halîl’in bu yaklaşımı, sonraki yüzyıllarda dilin yapısal analizine dayalı pek çok çalışmaya ilham vermişti. Dolayısıyla, Kitâbu’l-Ayn sadece bir ilk sözlük değil, aynı zamanda dilbilimin temel taşlarından biri olarak kabul edilmişti.

Netice olarak, Kitâbu’l-Ayn, Halîl b. Ahmed’in derin ilmî birikimi, sistematik düşünce yapısı ve dil anlayışının somut bir tezahürü olmuştu. Bu eser, Arapça sözlükçülüğünün temelini atmış, kelime türetme sistemini sistematik biçimde ortaya koymuş ve dilin ses, yapı ve anlam boyutlarını bütüncül biçimde ele almıştı. Halîl’in eseri, hem tarihî hem bilimsel açıdan büyük bir kıymet taşımış ve dilin doğasına dair geliştirdiği metodolojik yaklaşımlarla yüzyıllar boyunca etkisini sürdürmüştü. Kitâbu’l-Ayn, yalnızca Arap dili için değil, insanlık tarihinin dilsel mirası açısından da eşsiz ve kalıcı bir eser olarak yerini almıştı.