Sarsıntıdan istikrara İspanya-Fas ilişkileri

İspanya Kralı Felipe (solda), Fas ziyareti sırasında Kral Muhammed tarafından karşılanırken...
İspanya Kralı Felipe (solda), Fas ziyareti sırasında Kral Muhammed tarafından karşılanırken...

Tarih boyunca birbirleri ile devamlı olarak savaşmış, hatta uzun bir süre ülkenin kuzeyinde ve güneyinde himayecilik yapmış, günümüzde Fas sınırları içinde iki farklı yerde toprağı olan İspanya, Fas ile yaklaşık 60 senedir her ne kadar ara ara kesintiye uğrasa da iyi bir ilişkiye sahip. Bunun nedeninin ise iki ülkenin ortak hedefleri ve çıkarları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

13-14 Şubat 2019 tarihlerinde İspanya Kralı ve Kraliçesi, Fas Kralı Altıncı Muhammed’in resmi davetlisi olarak Fas’a geldiler. 13 Şubat akşamında Kral Muhammed, misafirleri şerefine bir akşam yemeği verdi. İspanya Kraliçesi Letizia, bu özel gece için uzun, sade beyaz bir elbise ve kaftan gibi görünen gümüş renkli elmaslarla süslenmiş bir tunik giymişti. Ancak Kraliçe, Fas’taki hava şartlarını hesaba katmamıştı. Fas Kralı altıncı Muhammed, Kraliçe’nin hesaba katmadığı hava koşulları sonrası üşüdüğünü fark edince, üstündeki pelerini (“silham”) Kraliçe’ye verdi. Yemek sonrası saraydan ayrılırken Kraliçe’nin üstünde görülen bu pelerin, ertesi gün tüm gazetelerde manşet olmuştu bile. Çok eski tarihlerden itibaren düşman-dost şeklinde ilişkileri devam eden İspanya ile Fas arasındaki bu ilişki süreci son zamanlarda iyi yönde seyretmektedir. Medyaya yansıyan bu fotoğraf, son yıllarda yaşanan iyi ilişkilerin bir dışavurumudur diyebiliriz.

Fransız Le Petit Journal dergisinin 1893 tarihli bir sayısının kapağında, İspanya'nın Fas'a müdahalesi tasvir edilmiş.
Fransız Le Petit Journal dergisinin 1893 tarihli bir sayısının kapağında, İspanya'nın Fas'a müdahalesi tasvir edilmiş.

Fas’ın önde gelen ekonomistlerinden Larabi Jaidi, 2013 yılında verdiği bir röportajda, Fas ile İspanya arasındaki dengesiz, paradoksal ve birbiri ile alakasız ilişkiler dizisinin neden kaynaklandığına ilişkin soruya; “Coğrafya ve tarih bu iki komşuya, önemli bir ortaklık kurmanın yanı sıra Avrupa-Akdeniz bölgesinde eşsiz ilişkileri sürdürme fırsatı verdi. Bu iki ülke ortak birçok kültürel mirası paylaşıyor ve gelecek için ortak çıkarları ve özlemleri bulunmaktadır şeklinde cevap vermiştir. Tarih boyunca birbirleri ile devamlı olarak savaşmış, hatta uzun bir süre ülkenin kuzeyinde ve güneyinde himayecilik yapmış, günümüzde Fas sınırları içinde iki farklı yerde toprağı olan İspanya, Fas ile yaklaşık 60 senedir her ne kadar ara ara kesintiye uğrasa da iyi bir ilişkiye sahip. Bunun nedeninin ise iki ülkenin ortak hedefleri ve çıkarları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Fas, Afrika ve Avrupa'nın bağlantı noktalarından birini oluşturuyor.
Fas, Afrika ve Avrupa'nın bağlantı noktalarından birini oluşturuyor.

1956’da, Fas Krallığı Fransa himayesinden bağımsızlığını kazandıktan birkaç hafta sonra, Kral Beşinci Muhammed, İspanyol lider Francisco Franco'yla tanışmak ve Fas'ın bağımsızlığının tanınması için görüşmek üzere Madrid'e gitti. Bu ziyarete Kral Muhammed’in oğlu, Fas’ın müstakbel kralı Mulay Hasan da eşlik etti. Bağımsızlığını kazandıktan kısa bir süre sonra yapılan bu görüşmenin önemi, “Fas toprak bütünlüğünün 7 Nisan 1956'da İspanya tarafından resmen tanındığı” kararının açıklanmasıydı. Bu açıklama sonrası İspanya, Fas’ın toprak bütünlüğünü kabul ettiğini ve Fas’a destek vereceğini açıkladı.

Ancak, Fas’ın Sahra bölgesinde bulunan toprak hâkimiyetini terk etmek istemeyen İspanya, Kral İkinci Hasan döneminde, Fas ile kısa süreli bir kriz yaşadı. Kral Hasan, bir televizyon programında Fas halkına bölgeye ellerinde Kur’an ve bayraklar ile sivil bir yürüyüş yapma emri verdi. Kralın bu emri halk tarafından büyük bir destek bulunca İspanyollar bölgeyi terk etmek durumunda kaldı. 1975’teki bu eyleme “Yeşil Yürüyüş” ismi verildi ve Fas tarihinde önemli bir tarih olarak hafızalara kazındı.

Bu krizin üstünden 4 yıl geçtikten sonra 1979 yılında İspanya Kralı Juan Carlos, Fas’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Fas’ın bağımsızlığı sonrası bir İspanya kralının Fas’a yaptığı ilk resmi ziyaret olmasından dolayı büyük önem taşıyordu. Bu ziyaretten 10 yıl sonra, Juan Carlos, Fas Kralı İkinci Hasan’ı İspanya’ya davet etti. Yapılan bu ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin "en üst düzeyde kurumsallaştırılması" arzusunu ortaya koydu. İki yıl sonra ise iki devlet dostluk anlaşması imzaladı. Bu anlaşma çerçevesinde iyi komşuluk ilişkileri başlığı altında, birçok alanda işbirliği ve ortaklıklar meydana geldi.

  • İkinci Hasan’ın vefatından sonra yeni kral Altıncı Muhammed’in de Batı ülkeleri ile iyi bir ilişkiye sahip olma vizyonu ile birlikte İspanya ile Fas arasındaki ilişkilerin en üst seviyeye çıktığını söyleyebiliriz.
İki ülke arasında yer alan Akdeniz, turizm potansiyeliyle İspanya ve Fas'a büyük katkı sağlar.
İki ülke arasında yer alan Akdeniz, turizm potansiyeliyle İspanya ve Fas'a büyük katkı sağlar.
Bu iyi ilişkileri 3 alt başlıkta özetlemek mümkündür:

Bunlardan birincisi, İspanya ile Fas arasındanki en önemli ilişki ağını oluşturan, iki ülkenin göçmen ve mülteci ilişkileridir. İspanya, Ulusal İstatistik Enstitüsü'nün 2018 yılında yayımladığı rakamlara göre, 250 bini yasadışı durumda olan ve toplamda yaklaşık bir milyon Fas’lı nüfusa sahip. Bu Faslılar, çoğunlukla, ikamet izinlerinin sona ermesinden sonra İspanya’da kayıt dışı olarak yaşamlarına devam eden kişilerden oluşmaktadır. 2008’deki ekonomik krizin şiddetini artırdığı vakitlerde birçok Faslı işlerini kaybettikten sonra resmi evraklarını yenileyemedi. Bir diğer nokta ise gelen kişilerin çocuklarının durumu. İspanyol Ulusal Ajansı’na göre, İspanyol okullarına kayıtlı 180 bin Faslı çocuk var ve 2000’den itibaren 200 bin Faslı çocuk vatandaşlık başvurusunda bulundu.

İspanya’daki Fas’lı göçmenlerin yanı sıra bir de Fas üzerinden İspanya’ya geçerek Avrupa Birliği sınırlarına girmeye çalışan Afrikalı mülteciler, İspanya ile Fas arasındaki ilişkinin bir diğer önemli noktasıdır. İspanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 726 göçmen yasadışı olarak 1 Ocak - 13 Şubat 2019 tarihleri arasında İspanya'nın Fas sınırları içerisinde bulunan Sebta (Ceuta) ve Melilla yerleşim bölgelerine girdi. Aynı dönemde, 4 bin 889 diğer göçmen de İspanya kıyılarına gemilerle geçmeye çalıştı. İspanya kıyıları, deniz yoluyla gelen düzensiz göçmenlerin Avrupa Birliği'ne girişinin ana yollarından biri olmuştur hep.

Sebta ve Melilla'nın, Afrika ile AB arasındaki tek kara sınırını oluşturması, İspanyol yerleşim bölgelerine girmek isteyen Afrikalı göçmenlerin, bu bölgeler üzerinden Avrupa’ya yasadışı geçişlerine sahne olmaktadır.
Fas'tan İspanya'ya geçmeye çalışan göçmenler.
Fas'tan İspanya'ya geçmeye çalışan göçmenler.
  • Fas toprakları üzerinden, İspanya sınırını geçen Faslı ve diğer Afrikalı göçmenlerin tekrardan Fas’a geri gönderilmesi için ikili çalışmalar yapılıyor.

Bu çalışmaların yanında, İspanya’ya ve İspanya üzerinden Avrupa’ya geçişin Afrika’daki köprü ülkesi olması nedeniyle Fas ile İspanya arasında da göç dalgasını kontrol etmek amaçlı anlaşmalar imzalanıyor. İspanya’da içişleri bakanı, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada, “Çocuklar tek başlarına ( ailesiz) İspanya’ya geçtikleri için burada ilgisiz ve sevgisiz kalacaklarını düşünüyoruz. Bu yüzden Fas’lı yetkililer ile görüştük ve anlaştık. Çoçukların haklarını ve güvenlerini koruyacağımız şekilde onları tekrar Fas’a göndermek ve kendi ülkelerinin insanları ile beraber büyümelerini istiyoruz.” dedi. Bu “ince” düşüncenin altında yatan nedenlerden biri şuydu: Malili bir genç, Fas sınırı içinde bulunan İspanya toprağı Melila’ya geçmiş, ardından da deniz yoluyla İspanya sınırlarına girmişti. Ancak sınırı geçer geçmez polis tarafından yakalanan Malili genç, doğrudan Fas polisine teslim edilince sıkıntı olmuş ve Birleşmiş Milletler İspanya’yı suçlu bulmuştu. Bu olay sonra İspanya daha fazla titiz davranmaya başladı.

Ayrıca yapılan bir diğer çalışma, 2017 yılında Fas ve İspanya arasında koordine edilen kurtarma işlemlerinin sadece %17'sine katılan Fas sahil güvenlik güçlerinin müdahale etme araçlarını güçlendirmeyi planlıyor. Çünkü İspanyol yetkililerin şikâyeti, Faslı meslektaşlarının harekete geçmemesi. İspanya yönetimi ise, Fas'ı motive etmek için kendi görevlilerinin kullandığı teknelere benzer iki tekne göndermiştir. Bu hediye, İspanya’ya yaklaşık iki milyon avroluk bir maliyete sahipti. Hatta bu hediyelerin maliyetini, İspanya’nın mı yoksa AB fonunun mu karşılayacağı konusu Avrupa’da tartışma konusu olmuştur.

Ancak bir noktaya dikkat çekmek gerekirse, İspanya’da var olan yüksek Faslı nüfusuna rağmen, İspanya’da Faslı parlamenter, bakan veya belediye başkanı görmek Fransa veya Belçika gibi diğer Avrupa ülkelerinin aksine zordur. Buradan yola çıkarak, Fas’lıların İspanya’da kamu hayatında yetersiz temsil edildiğini belirtebiliriz. İspanya’nın da Faslı göçmenlere bakış açısı ile ilgili olumsuz bir yorumda bulunmak yanlış olmayacaktır.

İspanya'ya ait olan Melilla, Afrika kıtasındadır.
İspanya'ya ait olan Melilla, Afrika kıtasındadır.

İspanya ile Fas arasındaki iyi ilişkilerin ikinci başlığı iki ülke arasındaki ekonomik ortaklıktır. Fas 2012 yılından bu yana İspanya’nın bir numaralı ekonomik partneri olmaya devam etmektedir. Bu durum, hem tedarikçi hem de müşteri olarak Fas’ı İspanya için ilk ve önemli partner yapmaktadır. 1985’de iki ülke arasında imzalanan ilk ekonomik anlaşma her geçen yıl, iki ülkenin ekonomik ilişkilerini bir üst seviyeye taşımıştır. Son 10 yıldır ise iki ülke arasında artan ekonomik işbirliği anlaşmalarının, iki ülkeyi de ekonomik olarak birbirine bağlı hale getirdiğini söyleyebiliriz.

  • Şu an Fas’ta 800 İspanyol şirketinin ticari faaliyeti devam etmekte. Bu şirketlerin aracılığıyla birçok Faslı İspanya’da çalışmakta, birçok İspanyol da Fas’ta yaşamaya devam etmektedir.

Fas, İspanya’nın Avrupa Birliği dışındaki en büyük ikinci müşterisidir. İspanya ise Fas’ın bir numaralı tedarikçisidir. Fas ihracatının %35’ini İspanya ile yürütmektedir. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin boyutu incelediğinde Fas GSYİH’nın %15’ini İspanya ile yapılan ticaret oluşturuyor.

Her geçen yıl artan bu ekonomik ilişki, son yapılan ziyarette imzalanan anlaşmalar sonrası daha da güçlenmiştir. İspanya Kralı Felipe’nin Fas ziyaretinde 11 alanda karşılıklı işbirliği anlaşması imzalandı. Bunların arasında iki ülkenin ekonomik ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlayan anlaşmalar da yer almakta. Dikkat çeken anlaşmalardan biri de iki ülkenin havayolu şirketleri arasında imzalanan işbirliği anlaşmasıydı. Bu anlaşma ile birlikte iki ülkenin havayolu şirketi kod paylaşımı yapmaya karar verdi. Bu karar neticesinde ortak uçuşlar gerçekleştirecek ve karşılıklı uçuş paylaşımları yapılabilecek.

Ayrıca; anlaşma gereği İspanyol ulusal havayolu şirketi, Casablanca Havalimanı’nın 1. Terminalinde kendisine temin edilen istasyon sayesinde oradan yeni noktalara uçuş gerçekleştirebilecek. Bu anlaşmanın yanında, iki ülke arasında ticaret yapan insanlara seyahat kolaylığı sağlanması için yapılan işbirliği anlaşması da iki ülkenin birbiriyle ticaretine ne kadar önem verdiğini gösterir niteliktedir.

İspanya, zengin bir İslami mirası barındırır.
İspanya, zengin bir İslami mirası barındırır.

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin bu kadar iyi bir seviyede olmasının, Fas’ın uluslararası arenada kazandığı diplomatik zaferlere de eşlik ettiğini söyleyebiliriz. Fas’ın AB ile yaptığı balıkçılık anlaşmasının tekrardan yürürlüğe girmesinde İspanyol lobisinin çok etkili olduğunu bilinen bir gerçek. İspanyol balıkçı gemilerinin uzun süre boş durmasının, anlaşmanın Fas lehine sonuçlanmasında büyük etkisi olmuştur.

İyi ilişkilerin üçüncüsü, kültürel alandaki işbirliğidir. Kültürel işbirliği altında Fas ile İspanya son yıllarda ortak çalışmalar yürütmekte. Bunlardan en önemlisi müze ve sanat çalışmalarıdır. Son yapılan ziyarette yapılan anlaşmaların büyük bir çoğunluğunu, iki ülke arasında imzalanan ortak müze çalışmaları başlığı oluşturdu. 2020 yılı İspanya’da “Fas Kültürel Yılı” olarak ilan edildi ve gerekli programlar hazırlanmaya başladı. Bu çalışmalardan ilki olarak ise Madrid Arkeoloji Müzesi’nde organize edilecek iki ülke arasındaki tarihi mirası konu alacak bir serginin yapılmasına karar verildi.

Ayrıca, Fas’ın Tanca şehrinde bulunan birçok müzeyi, İspanyol hükümet restore edip, iyi bir hale büründürmek istiyor. Geçmişte Tanca şehrinde bulunan Kasbah müzesini restore eden İspanya, başka tarihsel ve sanatsal mekanları da restore etmek istiyor. İspanya’nın bu sıcak taleplerine karşılık Fas yönetimi de Tanca’da bulunan 1913 yılında inşa edilmiş Cervantes Tiyatrosu’nu restore edeceğini açıkladı. Bu açıklamanın İspanya Kralı’nın ziyareti önce yapılması ise Krala bir jest yapıldığını ifade edebilir. Bu tiyatro İspanya için önemli olduğu için, İspanya da restorasyon için gerekli insan ve araçların temin edileceğini açıkladı.

Kral Felipe (solda) ve Kral Muhammed, Rabat'ta halkı selamlarken...
Kral Felipe (solda) ve Kral Muhammed, Rabat'ta halkı selamlarken...

Bu noktada küçük bir altbaşlık ile son dönemde iki ülke arasında gerçekleşen spor işbirliğine de değinmek yerinde olur. Dünya kupası turnuvasını Fas’ta düzenlemek için 5 defa başvuru yapan Fas yönetimi bu başvuruların tümünde mutsuz bir şekilde evine geri döndü. Futbol, Fas ve Fas halkı için çok fazla önem arz eden bir spor. Fas, Dünya kupası turnuvasını alarak hem ülkede çok fazla futbol sevdalısının gönlünü kazanmak istiyor hem de ekonomik gelişme sürecinde olan ülke için çok iyi bir adım olarak görüyor. Adaylık sürecini çok fazla önemsedikleri için son adaylık sürecinin finalinde kendilerine oy vermeyen ülkeleri kara listeye almaktan geri de durmuyorlar.

Dünya Kupası organizasyonunu ülkesinde yapılmasını Fas’ın çok istediğini bilen İspanya ise, Fas’a 2030 yılındaki organizasyon için ortak bir başvuru yapmayı önerdi.

Öte yandan, altyapı olarak Fas dünya kupası için gerçekten hazır durumda değil. Ancak birkaç devlet ile birlikte bu işe girerse böyle bir büyük sorumluluğun altından kalkabilir. Tam bu noktada İspanya hükümeti başkanı Pedro Sanchez Fas’a, 2030'da Futbol Dünya Kupası'nı organize etmek için ortak bir Fas / İspanya / Portekiz adaylığı önerdi. İspanya’nın Fas’a yaptığı bu teklif ülkede büyük bir sevinç ile karşılandı. İspanya, Fas’ı zayıf yerinden yakaladı ve halkta da böyle bir birlikteliğin etkisi çok iyi bir şekilde karşılık buldu.

Fas, 2010'da Güney Afrika'dan sonra dünya kupasına ev sahipliği yaparak, kıtadaki ikinci ev sahibi ülke olmayı umuyor. 2030’da kupanın yüzüncü yılı olması da adaylık sürecine ayrı bir hava katıyor. Son olarak ülkedeki her vatandaşın İspanya’nın en büyük iki kulübünden biri olan Real Madrid yada Barselona’yı tutması ülkenin futbol pazarında İspanya’nın etkisini çok açık şekilde göstermektedir.

Kral Felipe ve eşi Kraliçe Letizia, Rabat'ta Kral Beşinci Muhammed Mozolesi'ni ziyaretten çıkışta.
Kral Felipe ve eşi Kraliçe Letizia, Rabat'ta Kral Beşinci Muhammed Mozolesi'ni ziyaretten çıkışta.

Sonuç olarak, Fas- İspanya ilişkileri hiçbir zaman düzenli ve sürekli olarak iyi bir yönde ilerlememiştir. Tarihlerinde çok fazla karşı karşıya gelmiş hatta belirli bir dönem İspanya tarafından Fas’ın belli bölgeleri himaye edilmiştir. Ancak, iki ülke son yıllarda ekonomik, sosyal ve kültürel konularda iyi ilişkiler geliştirmiştir. Krallık nezdinde yapılan bu son ziyaret, son yıllarda artan ikili ilişkilere daha farklı bir boyut kazandırmıştır. Yapılan anlaşmalar ile birçok alanda yapılan işbirlikleri güçlendirilmiştir. Bu anlaşmalar sonrası iki ülkenin birbiri için ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkmıştır.