Aida Begiç’ten hayatta kalanlar üçlemesi

Aida Begiç’ten hayatta kalanlar üçlemesi
Aida Begiç’ten hayatta kalanlar üçlemesi

Boşnak yönetmen Aida Begiç, ülkemizde en çok tanınan ve sevilen Avrupalı sinemacı olabilir. Üçüncü uzun metraj filmi Bırakma Beni’nin (2017), bir Türk ortak yapımcı ile gerçekleştirdiği ikinci film olması bu açıdan tesadüf değil. Daha önce yedi yönetmeni buluşturan antoloji film projesi Unutma Beni İstanbul (2010) ile yolu bu coğrafyaya düşen Begic, yeni filminde Şanlıurfa’da yaşayan bir grup Suriyeli mülteci çocuğun hikâyesini beyaz perdeye taşıyor.

Boşnak yönetmen Aida Begiç, ülkemizde en çok tanınan ve sevilen Avrupalı sinemacı olabilir. Üçüncü uzun metraj filmi Bırakma Beni’nin (2017), bir Türk ortak yapımcı ile gerçekleştirdiği ikinci film olması bu açıdan tesadüf değil. Daha önce yedi yönetmeni buluşturan antoloji film projesi Unutma Beni İstanbul (2010) ile yolu bu coğrafyaya düşen Begic, yeni filminde Şanlıurfa’da yaşayan bir grup Suriyeli mülteci çocuğun hikâyesini beyaz perdeye taşıyor.

Adia Begic
Adia Begic

Savaşın ÇocuklarıAida Begic’in ilk iki filmi, Kar (Snijeg, 2008) ile Çocuklar (Djeca, 2012), savaşın ardından Bosna’daki sosyal hayatı, hayatta kalanların mücadelesini konu ediniyor. Bırakma Beni’de olduğu gibi, bu iki filmde de hikâyenin kahramanları kadınlar ve çocuklar. Babalarını, eşlerini, hayallerini savaşta yitiren bu kahramanlar hayatlarına haysiyetli bir biçimde devam etmenin yollarını arıyorlar.

Hayatta kalanların arasındaki bağlar ve zorlu şartlara direniş güçleri mutlaka dışarıdan bir etkenle sınanıyor. Kar’da artık sadece kadın ve çocukların yaşadığı köyün sakinlerinin, topraklarını satın almak isteyen Sırp komşularına ne cevap verecekleri; Çocuklar’da Saraybosnalı iki yetimden büyük olanın küçük kardeşinin velayetini elinde tutup tutamayacağı, filmlerin düğüm noktasını oluşturuyor.

 Çocuklar birbirlerinden çok hoşlanmasalarda bireysel amaçları için beraber hareket ediyor, okuldan kaçıp Balıklıgöl’ün ziyaretçilerine mendil satarak para biriktirmeye çalışıyorlar.
Çocuklar birbirlerinden çok hoşlanmasalarda bireysel amaçları için beraber hareket ediyor, okuldan kaçıp Balıklıgöl’ün ziyaretçilerine mendil satarak para biriktirmeye çalışıyorlar.

Gerek Kar’da gerekse Çocuklar’da, savaş travmasını yaşamış karakterler arasındaki gerilim ve kötü tecrübelere dayanan güvensizlik duyguları egemen. Bununla birlikte kahramanların hayatta kalmak için en güçlü silahları olan mizah duygusu ve daha iyi bir geleceğe dair ümitlerini korumalarına yardım eden inanç vurgusu öne çıkıyor.

Begic senaryolarındaki karakterlerin alametifarikası geçmişe takılıp kalamayacak kadar meşgul, öte yandan şimdiki zamanı doyasıya yaşayamayacak kadar da kafası karışık olmaları.

Ajitasyona kolaylıkla meyledebilecek mevzulardaki dengeli dili ve savaşa dair hemen hiç görüntüye yer vermeden yaşanan dehşeti hissettirebilmesi Begic’in günümüzün saygın yönetmenleri arasında sayılmasının en önemli sebeplerinden. Öte yandan yılda bir elin parmağını geçmeyecek sayıda film çekilebilen Bosna-Hersek’in kısıtlı sektörü içindeki istikrarlı üretimi de takdiri hak ediyor.

Bırakma Beni

Filmografisindeki genel eğilimler göz önünde bulundurulursa, Bırakma Beni Begic sinemasına aşina olan seyirciye pek çok yönden yabancı gelmeyecek bir yapım.

Film, Urfa’da yaşadıkları yetimhaneden kaçmak isteyen ve daha iyi bir hayata dair hayaller kuran üç çocuğun başından geçenleri konu ediniyor.

  • Yönetmenin de söyleşilerinde dile getirdiği gibi bu yeni filmi, Kar ve Çocuklar’la başlayan bir üçlemenin son halkası olarak görmek pekâlâ mümkün. Bırakma Beni, tematik ve biçimsel anlamda önceki iki filmle akrabalıklar taşıyor, bir anlamda önceki filmlerin sözünü tamamlıyor veya teyit ediyor. Suriye’de savaşı yaşayan çocuklar, Türkiye’de yeni bir hayata başlamak istiyorlar, bunun içinde öncelikle eski hayatlarından getirdikleri yüklerden kurtulmanın yollarını arıyorlar. Kimisi göç ederken akıbetini bilmediği anne veya babasından bir iz bulmanın, kimisi yolda başına bela olan bir serseriden kurtulmanın, kimisi de Suriye’deki hayatına dair bir şeylere yeniden sahip olmanın peşinde.

Begic, burada da travmatik karakterlerini zorlu sınavlardan geçirerek, güçlendirmeyi deniyor. Çocuklar birbirlerinden çok hoşlanmasalarda bireysel amaçları için beraber hareket ediyor, okuldan kaçıp Balıklıgöl’ün ziyaretçilerine mendil satarak para biriktirmeye çalışıyorlar.

Filmdeki biçimsel tercihlerde karakter odaklı yaklaşımı destekliyor. Begic’in önceki filmlerinde de gördüğümüz karakterleri takip eden aktüel kamera burada da yoğun olarak kullanılıyor. Küçük küçük hikâyelere gözlemci bir tavırla odaklanan yönetmen, gösterdiğinden daha fazlasını sezdirmeyi başarıyor. Ayrıca mülteci krizinin etkilerinin tüm şiddetiyle hissedildiği şu günlerde empatiye kapı aralıyor ve ihtiyaç duyulan iyileştirici, ümitvar olmaktan vazgeçmiyor.

Mültecilerin günlük konuşmalarda yaşadıkları dil problemini, Şanlıurfa’daki çok dilli iletişimi de yansıtan filmin, birkaç salon hariç yaygın dağıtıma Türkçe dublajlı olarak girmesi büyük talihsizlik.

Karakterlerin hangi durumlarda hangi dili kullanmayı seçtiği veya kendini ne zaman nasıl ifade ettiği ile ilgili senaryodaki pek çok nüans dublaj nedeniyle kayboluyor.

Yine de savaş, göç, entegrasyon gibi sıcağı sıcağına anlatılması güç konuları siyasetin ayrıştırıcı diline veya melodramın kolaycılığına kaçmadan ele alan BırakmaBeni, çocuk gözünden naif ve insani bir üslupta ısrar ediyor.

Ekim Vizyonunda Öne Çıkanlar

Buhar kısa filmi ile tanınan Abdurrahman Öner’in ilk uzun metrajlı filmi Aydede, babasız büyüyen ve dedesini de kaybeden Bekir’in hikâyesini anlatıyor. Bekir’in annesini Ezgi Mola’nın canlandırdığı film, dramatik olayları mizahi bir üslupla dengelemeyi başarıyor. Vizyon tarihi: 5 Ekim 2018
Buhar kısa filmi ile tanınan Abdurrahman Öner’in ilk uzun metrajlı filmi Aydede, babasız büyüyen ve dedesini de kaybeden Bekir’in hikâyesini anlatıyor. Bekir’in annesini Ezgi Mola’nın canlandırdığı film, dramatik olayları mizahi bir üslupla dengelemeyi başarıyor. Vizyon tarihi: 5 Ekim 2018

Ay’da İlk İnsan Whiplash ve Aşıklar Şehri filmleri ile hatırlayacağımız yönetmen Damien Chazelle, bu kez bir dönem filmi ile karşımıza çıkıyor. Film, Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong’un 1961- 69 yılları arasındaki göreve hazırlık sürecini perdeye taşıyor. Vizyon tarihi: 5 Ekim 2018
Ay’da İlk İnsan Whiplash ve Aşıklar Şehri filmleri ile hatırlayacağımız yönetmen Damien Chazelle, bu kez bir dönem filmi ile karşımıza çıkıyor. Film, Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong’un 1961- 69 yılları arasındaki göreve hazırlık sürecini perdeye taşıyor. Vizyon tarihi: 5 Ekim 2018


Mahmut Fazıl Coşkun’un Venedik Film Festivali’nden ödülle dönen filmi Anons, 1963 yılındaki başarısız bir darbe girişimini anlatıyor. Coşkun’un senaryosunu Ercan Kesal ile birlikte kaleme aldığı film, ordudan tasfiye edilmiş dört askerin bir gecesine odaklanıyor. Vizyon tarihi: 19 Ekim 2018
Mahmut Fazıl Coşkun’un Venedik Film Festivali’nden ödülle dönen filmi Anons, 1963 yılındaki başarısız bir darbe girişimini anlatıyor. Coşkun’un senaryosunu Ercan Kesal ile birlikte kaleme aldığı film, ordudan tasfiye edilmiş dört askerin bir gecesine odaklanıyor. Vizyon tarihi: 19 Ekim 2018