Dünyanın en eski 5 şehri: Eriha’dan Mardin’e uzanan uygarlık izleri

4,5 milyar yıldan fazladır var olan dünyamızda, insan yaşamının yaklaşık 300 bin yıldır devam ettiği biliniyor. Davranışsal çağdaşlık ise daha yakın bir tarihe, 50 bin ila 65 bin yıl önceye dayanıyor. Ancak ne yazık ki o zamanlara ilişkin nasıl bir hayat yaşandığına dair pek bir kanıtımız yok henüz. Geçmişten günümüze kadar uzanan yerleşim yerlerinin bile tarihi maksimum 12 bin yıl önceye dayanıyor. Yani dünyamız üzerindeki en eski buğumuz 12 bin yıl öncesi. O zaman bizde hala yaşamın hüküm sürdüğü en eski yerleşim yerlerine doğru bir gezintiye çıkalım ve dünyanın en eski 5 şehrine gidelim.
Eriha, Filistin

Eriha, Filistin’deki Batı Şeria’nın Ürdün Nehri yanında yer alan bir yerleşim yeri. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan bu kentin tarihi, 11.000 yıl önceye dayanıyor. Bu tarih MÖ 9000 yılına, yani neredeyse dünya tarihinin Holosen döneminin başlangıcına denk geliyor. Bu kadim şehir verimli kaynaklarıyla binlerce yıldır insanları kendine çeken bir cazibe merkezi olmuş. Dünyanın bilinen en eski koruyucu duvarına sahip olan şehirde ilk kazılar, 1868 yılında yapılmış. Bulunan bulgularla Eriha yerleşim yerinin MÖ 10.000 yıllarına dayandığına dair kanıtlar bulunuş. Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış kent, Roma’dan Bizans’a, Eyyubilerden Osmanlı’ya kadar birçok imparatorluğun himayesinde kalmış. Şimdilerde ise 20 binden fazla nüfusu ile Filistin Yönetimi’nin altında bulunuyor.
Şam, Suriye

Suriye’nin başkenti Şam da dünyanın en eski şehirlerinden biri. Şam’ın tarihi net olarak bilinmese de MÖ 8000’li yıllar olduğu düşünülüyor. Şehrin Bakrı Çağı’nda kurulduğuna dair bilgiler bulunuyor. Tarihi o kadar eski ki dünya tarihindeki ilk cinayet olan Kabil ile Habil olayının, burada bulunan Kasiyun Dağı'nda gerçekleştiğine inanılıyor. Kurulduğu günden bu yana birçok medeniyet gören bu kadim şehir, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı’nın izlerini taşıyor. Asya ve Afrika kıtalarının arasında bulunan Şam’ın stratejik önemi oldukça büyük. Kent, yüzyıllar boyunca bölgenin ticari, kültürel ve idari konularda önemli bir merkezi olarak görülmüş. Geçmişi günümüze taşıyan Şam, en önemli mirası, mimarisiyle de kendine hayran bırakıyordu. Ancak Suriye’deki iç savaş nedeniyle bu eski şehir büyük hasar gördü.
Biblos, Lübnan

Biblos, Lübnan'ın Beyrut kentinin kuzeyinde yer alan antik bir Fenike liman kenti. Kentin tarihi tam olarak bilinmiyor anca bilim insanları kentin 7000 yıl öncesinde kurulduğunu tahmin ediyor. Burası tüm tarihi boyunca önemli bir ticaret liman kenti olmuş. MÖ 3. ve 2. yüzyıllar arasında Mısır Firavunlarının kontrolü altındaymış ve tüm Fenike sahilinin hem dini hem de ticari başkentiymiş. Bibloslular ticarete ise MÖ 2000 yıllarında Mısır Piramitleri’nin yapımında kullanılan sedir ağaçlarını Mısır’a satarak başlamış. Günümüzde kullanılan modern Latin alfabesinin temelleri de Biblos’da atılmış. Hristiyanların kutsal kitabı olan İncil’in de ismini bu şehirden aldığına inanılıyor. Şehirde bulunan antik liman günümüzde de bir balıkçı barınağı olarak kullanılıyor. Bir gün Lübnan’a yolunuz düşerse geçmişten gelen bu kenti ziyaret etmeyi unutmayın.
Atina, Yunanistan

Batı medeniyetinin beşiği olan Atina’nın tarihi de baya eskilere dayanıyor. 7 bin yıllık geçmişe sahip şehir, Neolitik Çağdan bu yana bir yerleşim alanı. 3.400 yıllık yazılı tarihi ve MÖ 7. ile 11. arasındaki bin yıllara uzanan insan varlığıyla dünyanın en eski şehirlerinden biri. Yüzyıllar boyunca, Helenistik, Roma ve Bizans uygarlıklarının himayesi altında kalmış. Eski Yunan medeniyetinin başkenti olarak görülen bu geçmişten gelen şehir, 1458 yılında Osmanlı Devleti’nin himayesine girmiş. 350 yıldan fazla süre Osmanlı himayesinde kalan Atina, 1833 yılında Türk egemenliğinden çıkmış. Günümüzde 4,5 milyonluk nüfusuyla Yunanistan’a başkentlik yapıyor. Geçmişten gelen birikimiyle kent; sanat, öğrenim, felsefe, kültür ve tarihi yapıların beşiği. Yunanistan’a gittiğinizde bu şehrin geçmişten gelen yapılarını görmeyi unutmayın!
Mardin, Türkiye

Adeta bir hazine olan Anadolu topraklarında da eski dünyanın izleri bulunuyor. Güney Anadolu Bölgesi’nin en önemli kentlerinden biri olan Mardin’de çok eski dönemlere uzanan bulgular elde edilmiş. Bazı kazılarda ortaya çıkan taşların Paleolitik Çağ'a ait olduğu belirlenmiş. Boncuklu Tarla yerleşiminde Cilalı Taş Devrine ait buluntulara rastlanılmış, Derik ilçesinde Kalkolitik Çağ dönemine ait kalıntılar bulunmuş ve daha bir sürü eski bulgular yapılmış. Asur, Hitit, Urartu, Roma, Emevi, Abbasi, Mervani, Ukayli, Selçuklu, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Osmanlı gibi çok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış bu kadim şehir, şu an ülkemiz sınırları içerisinde. Bunca medeniyetin bulunduğu şehirde uluslararası kuruluşlarca kültür mirası kabul edilmiş, koruma altına alınmış tarihi birçok yapı mevcut. Henüz Mardin’i gezme fırsatınız olmadıysa şimdi tam sırası!
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.