Müstakim bir âlim: Şeyh Abdulmecid Zindânî

Kaleme aldığı kitaplarla, kurduğu üniversiteyle, ilmî çalışmalarıyla ve hiç bırakmadığı siyasî mücadeleyle Yemen yakın tarihinde önemli bir yer edinen Abdülmecîd Zindânî, 2012’den sonra ülkesinin sürüklendiği iç savaşın ardından Suudi Arabistan’a yerleşmiş, orada iken de İhvân çizgisine mensubiyetinden ötürü ev hapsine alınmıştı. 2020’de ev hapsi cezasının kaldırılmasıyla birlikte Türkiye’ye gelen Zindânî, son nefesini İstanbul’da verdi.
Ülkemiz son yıllarda memleketinden hicret etmek zorunda kalan birçok âlime ev sahipliği yapmıştır. Suriye, Mısır, Yemen gibi ülkelerden gelen âlimlerimiz, Türkiye’deki ilmi zenginliğin artması ve İslâm davetinin yayılması açısından oldukça büyük öneme sahiptir. Kuşkusuz bu âlimlerimizden birisi Yemenli merhum Şeyh Abdulmecid Zindânî’ydi.
1942 yılında Yemen’in İbb şehrinde dünyaya geldi. Aile kökenleri Sana’nın Zindan bölgesine dayandığı için kendisine Zindânî denildi. İlk eğitimini memleketinde, orta öğretimini ise Aden’de tamamladıktan sonra üniversite için Mısır’a giderek Eczacılık Fakültesi’ne kaydını yaptırdı. Burada geçirdiği iki yılın sonunda İslâm ilimlerine ilgisini ve yatkınlığını fark ettiği için fakülteyi bırakarak ilmi çalışmalara yöneldi. Bu dönemde Ezher’in önemli âlimleriyle tanıştı, kendilerinden dersler aldı. Mısır’da bulunduğu süreçte İhvân-ı Müslimîn’in fikirlerinden etkilendi, cemaat ile temaslar kurdu. Bu durumu fark eden Mısırlı yetkililer, Zindânî’yi tutukladı, üniversiteden ihraç etti ve ülkesine geri gönderdi. Çeşitli ülkelerde yaşadığı günler, aldığı dersler ve yaptığı görüşmeler ona büyük bir ufuk ve tecrübe kattı.
Yemen’de bir yıl kaldıktan sonra Suudi Arabistan’a yerleşerek ilmi çalışmalarını sürdürdü. Çeşitli âlimlerin halkasına katıldı. Sudan’da doktorasını tamamladıktan sonra Yemen’e döndü ve ilmi, siyasî anlamda büyük işlere öncülük etti.

- 1990’da Yemen’de İhvân-ı Müslimîn’in temsilcisi sayılabilecek Islah Partisi’ni kurdu.
1993, 1997 ve 2003’te yapılan seçimleri kazanamayarak muhalif parti olan Islah Partisi, 2003’ten sonra seçimlerin yapılmadığı Yemen’de günden güne etkisini kaybetti.
1995 yılında kurduğu el-İman Üniversitesi İslâm bakış açısıyla çeşitli disiplinleri öğreten, yeni bir eğitim metodolojisi sunan bir üniversiteydi. Dünyanın birçok ülkesinden âlimlerin, akademisyenlerin ve araştırmacıların geldiği okulun öğrenci portfolyosu da çok genişti. Endonezya, Malezya, Arnavutluk ve Somali başta olmak üzere çeşitli ülkelerden gelen öğrencilerin burada eğitim alması Yemen’deki seküler çevreleri rahatsız etti. Dolayısıyla üniversitenin kapatılması için sürekli baskılar yapıldı. Hûsîlerin yaptığı darbenin ardından üniversitenin çalışmaları baltalandı.

- Zindânî, Kur’ân ve Sünnet eksenli bilimsel çalışmalarıyla tanınıyordu. Tıp, insan yaratılışı, jeoloji gibi alanlarda yapılan modern çalışmaların vahiy ile uyumunu araştırdı. 2008 yılında AIDS hastalığının tedavisine dair bir yöntemin keşfedildiğini duyurdu.
Tevhid, İman, Kur’ân ve Sünnet Işığında Embriyoloji, Orucun Hüküm ve Hikmetleri, İmana Doğru ve Kur’ân’da İlmi Mucizeler gibi kitapları Türkçeye tercüme edildi.
İslâm dünyasına ilgisi

1980’li yıllarda dünyayı sarsan Afgan cihadı, Zindânî’nin de gündemindeydi. Bölgede yaşananları çeşitli konferanslarında anlatı ve dikkatleri Afganistan’a çekmeye çalıştı. Topladığı yardımları bizzat kendisi götürdü. Çevresindeki Müslümanlarla beraber defalarca seferler düzenledi. Bu seferlerin birisinde Şehid Şeyh Abdullah Azzâm ile görüştü.
Filistin ve Kudüs ise her zaman gündemindeydi. Hamas ile yakından temas kuruyordu. Şehid Şeyh Ahmed Yasin ile dostluğu biliniyordu. Hatta el-İman Üniversitesi’nde Ahmed Yasin’i misafir etti, konferans vermesini sağladı. O konferansta bulunan Muhammed Şankıti o günü şöyle anlatıyor: “1998 yılında Şeyh Ahmed Yasin, el-İman Üniversitesi’ni ziyaret ettiğinde, Rabbimiz beni orada bulunmakla onurlandırdı. Merhum Şeyh Zindânî ile birlikte ağırladık onu. Şeyhin ziyareti beni o kadar mutlu etti ki o ziyareti anlatan bir şiir yazdım ve kitabıma ekledim. Allah iki değerli şeyhimizle bizi cennetinde buluştursun.”
Zindânî’nin ümmete bakan yönü, Amerika’nın rahatsız olduğu bir durumdu. 11 Eylül saldırılarının ardından terörle iltisaklı olduğu iddia edilerek, hakkında yaptırım kararı alındı.

Bir ömrün sonu
2014 yılında Hûsîlerin yaptığı darbeyi kabul etmeyerek Yemen’den ayrılarak Suudi Arabistan’a yerleşti. Altı sene yaşadığı Suud’da birçok sıkıntı çekti. İhvân-ı Müslimîn aleyhindeki politikalardan dolayı ev hapsine maruz bırakıldı. Burada yaşamının çok zor olacağını fark eden Zindânî, 2020 yılının son aylarında Suud’un ev hapsine son vermesiyle beraber Türkiye’ye hicret etti.


Ülkemizde yaşadığı dört senede ilerlemiş yaşına rağmen az da olsa derslere, çalışmalara devam etti. Son günlerini inzivayla geçiren Zindânî, 22 Nisan 2024 yılında 82 yaşındayken İstanbul’da vefat etti. Ardından binlerce talebe, eserler ve mücadele dolu bir ömür bıraktı.


